En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
20 Eylül 2018

Dövizli sözleşmelerin uyarlanması ve olası sorunlar



Dövizli sözleşmelerin uyarlanması ve olası sorunlar 

Bilindiği gibi 13 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma (TPKK) Hakkında Karara bir düzenleme eklenerek; Türkiye’de yerleşik kişilerin, kendi aralarında yapacakları her türlü sözleşmede, tarafların yükümlülüklerini para cinsinden oluşturan edimleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlemeleri yasaklandı. Bu düzenlemeye göre kullanılamayacak veya ölçü olarak alınmayacak ödeme aracı, dövizdir. Bunun dışında, örneğin altın veya diğer kıymetli madenlerin ödeme aracı veya ölçüsü olarak kullanılması serbesttir. Ancak bu yasağın istisnalarını belirleme yetkisi de Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bırakıldı.

Öte yandan söz konusu karara eklenen bir geçici madde ile daha önce döviz üzerinden yapılmış, bir başka deyişle sözleşme edimi döviz olarak kararlaştırılmış sözleşmelerdeki döviz bedellerinin taraflarca 13 Ekim tarihine kadar Türk Parası cinsinden yeniden belirlenmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Yine Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bu yükümlülük için de istisna belirleme yetkisi tanınmıştır.

Bu yazımızda söz konusu geçici madde üzerinde durmak istiyoruz.

Söz konusu geçici madde, edimi döviz olarak kararlaştırılmış sözleşmelerdeki döviz bedellerinin taraflarına edimi TL’ye çevirmeleri yükümlülüğü getirmektedir. Dikkat edilirse bu yükümlülük, sadece edimin döviz olduğu sözleşmeleri ilgilendirmektedir. Kapsama, dövize endeksli edim ihtiva eden sözleşmeler girmemektedir. Örneğin bir kira sözleşmesinde, kira bedeli 100 dolar yazıyorsa bu sözleşmenin uyarlanması gerekmekte, “100 dolar karşılığı TL” yazıyorsa uyarlama gerekmemektedir. Çünkü asli maddede artık bedelin “döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılama”yacağı yazarken, önceden yapılmış sözleşmelere ilişkin geçici madde sadece “döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller”den söz etmektedir.

Bedelin döviz olarak kararlaştırıldığı sözleşmelerin uyarlanmasında TL cinsinden kabul edilmek durumunda olan yeni tür bedelin ne olacağı, tarafların iradesine bırakılmıştır. Taraflar bu konuda 13 Ekim tarihine kadar uzlaşmak durumundadırlar. Cumhurbaşkanlığı Kararı, tarafların anlaşamaması halinde uygulama konusunda doğal bir ölçüt içermemektedir. Eğer bir ölçüt içerse idi, bu ölçüt lehine olan taraf uyuşmazlık içerisine girerdi.

Taraflar uyarlama değeri üzerinde anlaşamazlar ise tek yol “sözleşmenin değişen durumlar karşısında uyarlanması” için mahkemeye müracaat olarak görünmektedir. Bu da binlerce ve uzun sürecek ve neticede bilirkişilerin takdirine kalmış davalar demektir. Bu dava süresince ne olacağı da ayrı bir belirsizliktir. Örneğin bedeli döviz olarak yapılmış bir kira sözleşmesinde tarafların TL bedelde anlaşamaması halinde ve kiracının 12 Ekim günü mahkemeye müracaat ettiği bir olayda kiracı Kasım kirasını ödemezse ve kiraya veren icra dairesine müracaat ederse, icra dairesi nasıl davranacaktır. Çeşitli ihtimaller söz konusudur. İcra dairesi nezdinde (itiraz ve icra mahkemeleri aşamasına göre) uyarlama yapılmadığı için sözleşmeye itibar olunmayacağı gibi, dövizle kira bedelinin tahsili reddedilip dövizin karşılığı TL tutarını o günkü kurdan hesaplayıp harekete de geçilebilir. Daha sonra yargı kararı ile daha düşük bir bedele hükmedilmesi halinde mahsuplaşmanın yapılması da bazen ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Bu nedenle kanaatimce uyarlama için mahkemelere müracaat edildiğinde belli bir bedelin başlangıçta tedbir olarak belirlenmesini talep etmekte yarar vardır.

Bu gibi durumlarda, yani tarafların uyarlama konusunda 13 Ekim tarihine kadar uzlaşamamaları ve yargıya da müracaat etmemiş olmaları halinde, bu tarihten sonra yapılacak başvuruları mahkemelerin veya icra dairelerinin cumhuriyet savcılıklarına da ihbar etmesi gerekmektedir.

Ayrıca aynı yükümlülük bu konuda inceleme yapacak vergi müfettişlerine de düşmektedir. Çünkü bu durumda sözleşme tarafları TPKK kararına muhalefet etmiş olacaklardır. TPKK kararlarına muhalefet etmenin yaptırımı 1567 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile idari para cezası şeklinde belirlenmiştir.

İrdelenmesi gereken daha pek çok konu var. Bu karar kimleri ilgilendirmektedir? Kapsamı taraflar yönünden nedir? Sözleşme uyarlandığında damga vergisi doğacak mıdır? Kanunda öngörülen ceza Anayasa’ya uygun mudur? Bu soruların cevapları da gelecek yazımda.


Bu yazı 1,421 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı
    • 30 Ocak 2024 Her ilmuhaber menkul kıymet midir?
    • 25 Ocak 2024 2023de birden fazla işverenden ücret alanların beyan yükümlülüğü
    • 23 Ocak 2024 Herkesten bilgi istenebilir mi?




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,634 µs