Osman Arıoğlu
24 Eylül 2018
Döviz cinsinden işlemlerde TLye dönülecek
Döviz cinsinden işlemlerde TL’ye dönülecek
Resmi Gazete’de 13 Eylül tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Türkiye’de mukim gerçek ve tüzel kişiler arasındaki işlemlerin Türk Lirası cinsinden yapılması zorunlu hale getirildi. Karar ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ile; Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen durumların dışındaki işlemlerin döviz cinsinden yapılması sınırlanmış oldu. Karar ile mevcut sözleşmelerin de istisnalar dışında TL’ye dönülmesi konusunda bir aylık süre tanındı. Bu gelişmeler yaşanırken Bakanlıkça yapılan bir açıklama ile özellikle bazı işlemlerin kapsamından çıkarılması noktasında ayrıntılı çalışma yapıldığı ve buna ilişkin açıklamanın da bilahare yapılacağı ifade edildi.
Mevcut sözleşmelerin veya kredi işlemlerinin TL’ye dönülmesi noktasında doğal olarak belirlenmesi gereken bazı hususlar var. Özellikle hangi kurun esas alınacağı konusu buradaki en anahtar soru durumunda. Bir kredi işlemi TL’ye dönüldüğünde hangi faiz oranı ile işleme devam edileceği de yine çözüme kavuşturulması gereken bir diğer önemli konu durumunda. Hal böyle olunca, bu konuda nasıl bir yol izlenebilir diye biz de düşünmeye çalıştık. Elbette bu konuda karar ilgili kurumlarda olacak; bizimki alternatif öneri sunmaya çalışmaktır.
ÖNERİMİZ
Döviz cinsinden yapılmış bir kredi işlemi yapıldığı tarihte Türk Lirası cinsinden yapılsa ve o günkü şartlarda TL cinsinden yapılmış gibi değerlendirilerek karar tarihine veya dönüşümün gerçekleştiği tarihe kadar yapılan tahsilatlar sonucunda bugünkü bakiye ne olurdu, o bulunur. Bakiye de o günkü banka faiz oranı ile bugünkü banka faiz oranının ortalaması alınarak yeni yapılandırma yapılabilir. Bu durumda herkes bir miktar fedakarlık yapmış olur.
Diğer alternatif ise 2018 yılı için kararın yayımlandığı tarihe kadar bir ortalama kur belirlenip bu ortalama kur üzerinden TL’ye dönülüp yine kararın yayımı tarihindeki aynı işlemle ilgili cari faiz oranının belki 5-10 puan düşüğü veya TCMB gösterge faizinin 5 puan fazlası ile yeniden yapılandırılabilir.
Burada bankacılık sistemi cari kurdan TL’ye dönmek ve cari TL faiz veya kâr payı oranlarını kullanmak isterler ise kredi borçlusunun bunu kabulü borcun ödenemez noktalara gelmesine sebep olabilir.
Açıklanan orta vadeli plandan sonra orta vadede enflasyonda ve büyümede makul bir seyrin gerçekleşeceği öngörülüyor. Bu durumda TL’ye dönen ve cari faiz oranı ile borcu yapılandırılan kredi borçlusu ciddi olarak mağdur olacaktır. Bunun istisnası, açıklanan orta vadeli program hedeflerinin de tutmaması, Türkiye’de yaşanan ekonomik dalgalanmanın daha da derinleşmesi ve ciddi bir krize dönüşmesidir ki, bunu Türkiye’de yaşayan hiç kimsenin tercih veya temenni etmemesi gerekir. Ancak böyle bir durumda borçluya yine de bir nebze koruma sağlanmış olur. Daha önce de bu köşede yazdığımız üzere, Türkiye’nin rakamları böyle derinlemesine bir krizi ortaya koyacak durumda değildir. Beklentimiz, yaşanan bu ekonomik dalgalanmanın belli bir periyod içerisinde normalleşmesi ve Türkiye’nin tekrar üretim ve ihracat ile büyüyen bir model ile daha sıhhatli bir yapıya kavuşmasıdır. Ben şahsen böyle olmasını hem canı gönülden temenni eden hem de buna inananlardanım. Hal böyle olunca da, kur arttığında döviz cinsinden borçlularla finans kurumlarının bu maliyeti belli ölçüde paylaşması en hakkaniyetli çözüm olacaktır. Elbette karar yetkililerindir; ancak bu konuda ihtilafların ve kaosun yaşanmaması bakımından bir an önce netliğin sağlanması gereğinin altını çizebiliriz.
Bu yazı 1,619 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
22 Nisan 2024
Yeme içme ürünlerinde katma değer vergisi oran değişikliği tartışması
-
1 Nisan 2024
Fed faiz indirimi ne zaman?
-
18 Mart 2024
Cari açık gidişatı
-
4 Mart 2024
Döviz nereye?
-
19 Şubat 2024
Bir Danıştay DDK kararı ve damga vergisi uygulaması
-
5 Şubat 2024
Anayasa Mahkemesinin enflasyon muhasebesine ilişkin kararı kimleri etkileyecek?
-
22 Ocak 2024
Anayasa Mahkemesinin enflasyon düzeltmesine ilişkin kararı
-
8 Ocak 2024
Bilmediğini bilmemek veya cehaletin dayanılmaz cazibesi
-
25 Aralık 2023
Ademi Tahsis İlkesi
-
11 Aralık 2023
Enflasyon muhasebesi uygulaması
-
27 Kasım 2023
Ekonomilerde stagflasyon ihtimali
-
13 Kasım 2023
Faiz artırımlarının sonuna geliniyor mu?
-
30 Ekim 2023
Nice 100 yıllara
-
16 Ekim 2023
İsrail-Filistin savaşı ve ekonomiye etkileri
-
2 Ekim 2023
Parite nereye?
-
18 Eylül 2023
OVP ne söylüyor?
-
4 Eylül 2023
Son Merkez Bankası kararları ve geleceğe bakış
-
11 Kasım 2022
Sermaye kaybı nedeniyle sermaye artırımında yeni düzenleme
-
19 Şubat 2021
Finansman gider kısıtlaması uygulaması başladı
-
9 Haziran 2020
Kambiyo muamele vergisi uzun süreli olmayabilir
Yorumlar
+ Yorum Ekle