En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
23 Nisan 2020

Kurumların sorunları



Kurumların sorunları

Hatırlanacağı gibi 2006 yılında 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun yerini 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu aldı. O günden bu yana yaklaşık 12 yıl geçti. Kanunun birçok hükmü başarı ile yaşama aktarıldı. Ama bazı hükümleri aynı başarıyı sağlayamadı. Bu başarıyı sağlayamama bazı noktalarda idarenin anlayış ve tutumundan bazı noktalarda ise çelişkili içtihatlardan kaynaklandı. Özellikle transfer fiyatlandırması veya örtülü sermaye gibi bazı düzenlemeler ise şirketler dünyasında sıkıntılara yol açtı.

Pek çok temel kanun, Ceza Kanunu, Ticaret Kanunu veya İhale Kanunu gibi temel kanunlar, günümüze kadar pek çok değişiklik geçirirken, onlara nazaran 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu -hükümetlerin izlediği politikalara göre istisna düzenlemesi ekleyen değişiklikler bir kenara bırakılırsa- çok az değişiklik geçirmiştir. Bu açıdan bakılırsa başarılı bir kanundur. Başarılı olmasını biraz da “ortak aklın” eseri olarak geniş katılımlı Vergi Konseyi tarafından hazırlanmasına borçludur. Bu çalışmaya, tasarı üzerinde son söz sahibi olan Maliye Bakanlığı pek az müdahale etmiş ve öylece Meclis’e sunulmuştur.

Ancak tabii ki, siyasal/ekonomik politikalardaki gelişmeler, teknoloji dünyasındaki ilerlemeler ve bunları yansıtan iş dünyası aktörlerindeki yapısal değişimler, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun da gözden geçirilmesi gerekli kılmıştır. En basitinden, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun yürürlüğe girişinden sonra yeni bir Ticaret Kanunu yürürlüğe girmiş, OECD nezdinde BEPS diye adlandırılan bir takım kurallar benimsenmiş, sanal iş yeri gibi yeni oluşumlar ve giderek ağırlığı artan elektronik ticaret yeni bir ticaret şekli olarak karşımıza çıkmış ve sanal platformlar üzerinden ticaret yapılmaya başlanılmıştır.  

Bu yıl ise içinde bulunduğumuz salgın hastalık dolayısıyla bu sorunlara, umarım bu yılla sınırlı kalacak, ancak geleceğe yönelik olarak mutlaka tedbirler demetinin kapsamına alınmasına gereken yeni sorunlar eklendi.

Kurumlar, hangi ölçütlerin dikkate alındığını kestiremediğim şekilde ikiye ayrıldı. Mücbir sebep içinde olanlar ve olmayanlar şeklinde. Ulusal bile değil, küresel bir salgınla karşı karşıya olmamıza karşılık, şirketleşmiş yayıncı mücbir sebep içerisinde kabul edildi, kitapçı dışarıda bırakıldı. Sinema filmi çeken şirket mücbir sebep içerisinde kabul edildi, dizi film çeken şirket kapsam dışı kaldı. Anonim şirket kurarak rehberlik hizmeti verenler kapsam dışında kaldı, ancak bu rehberler kollektif şirket kurarak hizmet veriyorlarsa mücbir sebep içinde kabul edildi. Muhasebeci ve mali müşavirler kapsam içinde kabul edildi, ancak şirketleştilerse kapsam dışı bırakıldı.

Oysa mücbir şirketten, salgının yarattığı olumsuz ortamdan bütün şirketler etkilendi zaten bu yüzden KDV iadeleri de aksadı. İhracatçı şirketin tedarikçisi mücbir sebep kapsamı içinde olup, beyannamelerini vermiyorsa iade alamaz ve kendisini döndüremez hale geldi.

Öte yandan sermaye şirketlerinin, kâr dağıtımlarına da, 2019 yılı kârının %25’i şeklinde bir sınırlandırma geldi. Bu sınırlandırma da hem kişi ortakları hem de kurumsal ortakları zor durumda bıraktı. Bu sınırlandırmanın istisnaları da henüz açıklanmadı. Bütün geliri ortaklarından aldığı kâr payı olan, büyük krediler kullanmış holdingler de zora girdi.

Vergi hukuku dışındaki diğer düzenlemelerin de hem kendi içindeki yetersizlikleri hem de vergi mevzuatı ile uyumunun dikkate alınmaması da kurumları zor durumda bıraktı. Örneğin ücretsiz izne çıkartılan personelle ikale sözleşmesi yapılıp yapılamayacağı, kısa çalışma ödeneği alan personele atıfet kabilinden ödeme yapılırsa gider yazılıp yazılamayacağı soruları açıktadır.

Bu noktada Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın insiyatif alıp, vergi alanında şu ana kadar düzenleyici işlemlerle oluşan geçici/yeni düzenlemeleri bir bütün haline getirmesi, aradaki boşlukları ve doğmuş eşitsizlik veya haksızlıkları bu kapsamda gidermesi ve ayrıca diğer hukuk alanlarında (özellikle iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku alanlarında) yapılan düzenlemeleri de vergisel sonuçları itibariyle (ve belki ilgili bakanlıklarla da görüşüp, o alanlardaki sorunları da açıklığa kavuşturacak şekilde) açıklığa kavuşturmaktır.

Hem bu konuda hem alınabilecek tedbirler konusunda, belki çeşitli idarelerin ve idarecilerin, akademisyenlerin, TÜSİAD, MÜSİAD gibi sivil toplum ve TÜRMOB, TOBB gibi meslek kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla oluşan bir geçici “Mali Mevzuat Kurulu” oluşturulabilir. Bu konularda mevzuatı mevcut Vergi Konseyi, Vergi Danışma Komitesi, Mükellef Hakları Kurulu gibi kurumlardan da tabii ki yararlanılabilir. Bu kurulların elektronik ortamda toplantılar yapmasına öneriler oluşturmasına hiçbir engel yoktur.

Yoksa bu salgın hastalık dolayısıyla yayınlanan düzenleyici işlemleri izlemek, aralarındaki ilişkiyi kurabilmek, giderek uygulama sorunlarına yol açabilecek düzeyde güçleşmektedir.



Bu yazı 2,253 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Nisan 2024 Emisyon primleri istisnası ve sorunları
    • 16 Nisan 2024 Kurumlar vergisinin oranının saptanması
    • 4 Nisan 2024 Avans kar payları ne zaman beyan edilir?
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,345 µs