En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
16 Haziran 2020

Yaklaşan Adli Tatil ve vergi yargısı süreleri



Hemen hemen bütün yargı mercileri yılın belli döneminde çalışmalarına ara verirler. Bu dönem “adli tatil” olarak adlandırılmaktadır. Adli tatil dönemi 2005 yılına kadar, 20 Temmuz’da başlamakta, 5 Eylül günü mesai saati bitiminde sona ermekteydi. Ancak adli tatil süresi, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 61. maddesinde 5229 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle önce Ağustos ayının birinci günü başlayarak ve Eylül ayının beşinci gününe kadar sürecek şekilde düzenlendi. Daha sonra 650 sayılı KHK ile adli tatil 20 Temmuz ilâ 31 Ağustos olarak belirlendi. Ancak söz konusu KHK’nın Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesi üzerine madde 6494 sayılı Kanun’la tekrar düzenlenerek adli tatil 20 Temmuz ilâ 31 Ağustos tarihleri (bu günler de dahil) olarak belirlendi.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (md. 102), Ceza Muhakemesi Kanunu (md. 331), Danıştay Kanunu (md. 86), Sayıştay Kanunu (md. 101), Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş Kanunu, Askeri Yargıtay Kanunu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu (md 85), Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu (md. 5), gibi Kanunlarda da paralel düzenlemeler yapılarak, adli tatilin süresi konusunda yargı kolları arasında birlik sağlanmıştır.

Görüldüğü gibi adli tatil süresi 2005 yılından itibaren önce başlangıçtan 11 gün, sondan da bir gün olmak üzere 12 gün kısaltılmış, daha sonra da baştan 11 gün uzatılmakla birlikte sondan dört gün daha kısaltılmıştır. Kısacası adli tatil halen 20 Temmuz-31 Ağustos arası, 42 gündür. Dolayısıyla yeni adli yıl, 1 Eylül Salı günü başlayacaktır.

Adli tatilin en önemli etkisi, süreleredir. Biz bu konuyu, vergi yargısı bağlamında ele alacağız.

İYUK’un 8/3. maddesine göre, “Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren 7 gün uzamış sayılır.”

Bu hükmün kapsamına, İYUK’da yazılı bütün süreler, dava açma süreleri (bu Kanunla belirlenmiş dava açma süreleri), idarenin veya davacıların cevap süreleri, istinaf veya temyiz yoluna başvuru süreleri, -20.7.2016’den önce açılmış davalarla ilgili olarak - karar düzeltme süresi girmektedir.

Dolayısıyla 20 Haziran Perşembe gününden itibaren 2 Ağustos tarihine kadar tebliğ edilecek vergi ceza ihbarnamelerine karşı 7 Eylül mesai saati bitimine kadar dava açmak mümkün hale gelmektedir.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, sürenin son gününün adli tatil içerisine rastlamasıdır. Örneğin, 5 Temmuz günü tebliğ edilen vergi/ ceza ihbarnamesine karşı 30 günlük dava açma süresinin son günü olan 4 Ağustos, Adli Tatil içerisinde kaldığından, süre 7 Eylül mesai saati bitimine kadar uzayacaktır. Buna karşılık, 3 Ağustos günü tebliğ edilen vergi/ ceza ihbarnamesine karşı dava açma süresinin son günü 2 Eylül olduğundan ve bu tarih adli tatil içine rastlamadığından, dava açma süresi uzamayacak ve 2 Eylül Çarşamba günü sona erecektir.

Burada hemen belirtelim, dava açmak veya yukarıda sıraladığımız diğer adli başvuruları yapmak isteyenlerin, adli tatilin bitmesini beklemelerine gerek yoktur. Adli tatil içerisinde de, dava açılabilir veya diğer dilekçeler verilebilir.

İYUK’un 8/3. maddesinin adli tatil dolayısıyla uzayacağını belirttiği süreler, İYUK’da yazılı sürelerdir. Diğer kanunlarda yazılı süreler konusunda, mevzuatımızda netlik yoktur. Örneğin ödeme emrine karşı açılacak davalarla ilgili süre, İYUK’da değil, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da (15 gün) yer almıştır. Bu sürelerin sonunun adli tatile rastlaması halinde, bu sürenin de uzayıp uzamayacağı tartışmalıdır. Bu konudaki içtihatlar da çelişkilidir. Bu nedenle, sürelerin İYUK dışında diğer kanunlarda yazılı olduğu hallerde, ilgili kanundaki süreye itibar etmekte yarar vardır.

Zaman zaman yanılgılara ve hak kayıplarına yol açan bu belirsizliğin, giderilmesi, bütün dava açma sürelerinin adli tatilden etkileneceğinin kanunda açıklıkla belirtilmesi zorunludur. Önerimiz, kanunun 8/3. maddesinde yer alan “Bu Kanunda yazılı sürelerin” ibaresinden sonraya “ve diğer kanunlarda idare veya vergi mahkemelerinde dava açma süresi olarak belirlenmiş sürelerin” ibaresinin eklenmesidir. Böylece, sorun ve duraksamalar ortadan kalkar. Bu öneriyi defalarca yapmamıza rağmen, duraksamalara yol açan bu düzenleme eksikliği giderilmemektedir.

Adli tatilde, adli yargıda bütün mahkemeler tatil yapmaz. Örneğin, sulh hukuk mahkemeleri, iş mahkemeleri, kadastro mahkemeleri, icra daireleri çalışmalarına devam ettiği gibi, bazı davalara adli tatilde de devam edilir (örneğin basit yargılama usulüne tabi davalar gibi).

İdari yargıda (idare ve vergi mahkemelerinde) ise Bölge İdare Mahkemesi Başkanının önerisi ile Hakimler ve Savcılar Kurulunca, Bölge İdare Mahkemesi görev alanı içerisinde çalışmak üzere idare ve vergi mahkemesi başkan ve üyeleri arasından seçilen üyelerle üç üyeli “nöbetçi mahkeme”ler oluşturulmaktadır. Bu Nöbetçi Mahkemeler, sadece adli tatil süresince görev yaparlar ve yürütmenin durdurulması taleplerinin değerlendirilmesi, delillerin tespiti gibi işlerle kanunun belli süreler içerisinde yapılmasını istediği işlerle ilgilenirler. Benzeri uygulama Danıştay için de söz konusudur.

Benim konuya ilişkin önerim ise, ileride bir süre tartışması yaşamamak, bir hak kaybına uğramamak için, adli tatili boş verip, dava açma, cevap verme, temyiz veya itiraz/istisnaf başvurusunda bulunma, karar düzeltmesi gibi işlemleri sanki tatil yokmuşçasına süresinde yapmanızdır.




Bu yazı 1,455 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Nisan 2024 Emisyon primleri istisnası ve sorunları
    • 16 Nisan 2024 Kurumlar vergisinin oranının saptanması
    • 4 Nisan 2024 Avans kar payları ne zaman beyan edilir?
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,185 µs