En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
21 Aralık 2008

Sermayeleri artırma zorunluluğu



Sermayeleri artırma zorunluluğu
18.12.2008 | Bumin Doğrusöz

 Aralık ayının sonuna, bir başka deyişle "mali yıl"ın da sonuna yaklaştık. Yıl sonu, bazı sermaye şirketleri için aynı zamanda sermaye artırımının zamanını da ifade ediyor. Sermaye artırımının yapılması, bazı şirketler için zorunlu olmakla birlikte bazı şirketler için de mevzuatın doğurduğu menfaat gereği olarak karşımıza çıkmaktadır. Önce, sermaye şirketleri için sermaye artırımının zorunluluk hallerini aktaralım.
Anonim şirketlerin asgari sermayesi 50.000 YTL ve limited şirketlerin asgari sermayesi 5.000 YTL olarak belirlenirken sermayesi bu tutarların altında olan şirketlere de sermayelerini an az bu tutarlara yükseltme zorunluluğu getirilmiştir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın 2006/1 sayılı İç Ticaret Tebliği ile sermayesi asgari tutardan düşük kalmış şirketlere sermayelerini yükseltmeleri için 31.12.2007 tarihine kadar Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne müracaat zorunluluğu getirilmiş ve tescil işlemlerini 31.12.2008 tarihine kadar tamamlamaları gerektiği açıklanmıştır. Bu tescil işlemlerini halen tamamlamamış şirketlerin tescili bu tarihe kadar tamamlamaları gerekmektedir.
Öte yandan ve özellikle yılın son çeyreğindeki yabancı para değerlerindeki artışlar dolayısıyla dövizli borçların değerlenmesi sonucu şirketlerde hem kur farkı zararlarının oluşması hem de borçların şişmesi söz konusudur. Bu olgu ise özellikle döviz cinsinden borcu olan şirketlerin Ticaret Kanunu'nun 324. maddesine dikkat etmeleri gereğini ortaya çıkarmaktadır.
324. madde yönetim kuruluna, son yıllık bilançodan esas sermayenin yarısının karşılıksız kaldığının anlaşıldığı hallerde, durumu derhal genel kurula bildirme, şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcut olması halinde ise aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim etme yükümlülüğü yüklemiştir. Bu bilançodan, esas sermayenin üçte ikisinin karşılıksız kaldığının anlaşıldığı hallerde, genel kurulun ya bu sermayenin tamamlanmasına ya da kalan üçte bir sermaye ile iktifaya (sermaye azaltımına) karar vermesi gerekmektedir. Aksi halde şirket feshedilmiş sayılır. Şirketin aktiflerinin şirket alacaklarının alacaklarını karşılamaya yetmediği hallerde ise yönetim kurulunun durumu derhal mahkemeye bildirmesi, iflası veya iflasın ertelenmesini (İcra İflas Kanunu 179 ve devamı maddelerine göre) talep etmesi gerekmektedir. Yönetim kurulunun bu görevlerindeki ihmali, Türk Ceza Kanunu karşısında görevi ihmal suçunu oluşturur.
Sermaye artırımı kanunen zorunlu olmadığı halde, vergi mevzuatı dolayısıyla şirket menfaati gereği sermaye artırımının gerekli olmasına yol açan müessese ise "örtülü sermaye faizi" müessesesidir.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nda örtülü sermaye müessesesi ile kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları her türlü borcun, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun özsermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye kabul edilmiştir. Bir başka anlatımla bu müessese, kurumların borç maliyetlerini gider olarak yazma sınırını belirleyen bir müesseseye dönüşmüştür.
Alınan borçların örtülü sermaye sayılan kısmı için ödenen veya hesaplanan faiz, kur farkları, vade farkları ve benzeri giderler kanunun 11/b maddesi gereğince kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamamaktadır. Yani kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir. Öte yandan bu tutarlar, ilişkili kişiye dağıtılan kâr payı olarak nitelendirilmekte, ödeme yapılanın gerçek kişi olması halinde stopaj mükellefiyeti doğmakta ve geliri elde eden açısından kâr payı statüsünde vergilendirmeye yol açmaktadır.
Burada kurumların yapmış oldukları borçlanmaların örtülü sermaye olup olmadığı yönündeki tespit, borçların hesap dönemi başındaki bilançoda yer alan özsermaye ile kıyaslanması suretiyle yapılmaktadır. Kurumun dönem başı özsermayesinin sıfır veya negatif değerler taşıması durumunda, söz konusu kurumun ortak ve ortaklarla ilişkili kişilerden yaptığı borçlanmaların tamamı örtülü sermaye olarak değerlendirilmektedir. (1 sayılı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği.)
Bu durum kurumlara, dönem başında özsermayelerini gerekli şekilde oluşturarak dönem içinde örtülü sermaye durumunun oluşmaması için borçlanmalarını önceden planlayabilme olanağı sağlamıştır.
2009 yılı için 2008 yılı sonu itibariyle geçerli olan özsermaye miktarı, maliyetleri gider yazılabilecek borçların belirlenmesinde temel teşkil edecektir. Örtülü sermaye kapsamına giren borçları bulunan kurumların sermayelerini dış kaynaklardan artırmak suretiyle, ilişkili kişilerden borçlanmalarda daha uygun bir konum yaratabilirler. İç kaynaklardan yapılacak sermaye artırımının ise özsermayeyi artırıcı bir etkisinin olmadığı da unutulmamalıdır.
Bu nedenle ilişkili kişilerden borçlanan kurumların 2009 yılı özsermayelerinin yüksek olması için, yılın şu son günlerinde gerekli sermaye artırımını yapmalarında yarar vardır.



Bu yazı 2,524 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı
    • 30 Ocak 2024 Her ilmuhaber menkul kıymet midir?
    • 25 Ocak 2024 2023de birden fazla işverenden ücret alanların beyan yükümlülüğü
    • 23 Ocak 2024 Herkesten bilgi istenebilir mi?




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,900 µs