En Sıcak Konular

Dr. Veysi Seviğ
Ekonomim.com Bize Göre
Dr. Veysi Seviğ
22 Ekim 2022

Vergi hukukunda gizleme suçu



Varlığı Noter Tasdik Kayıtları veya Sair Suretlerle Sabit Olan Defter ve Belgelerin Olması;

Defter, kayıt ve belgelerin gizlenmesi suçunun oluşabilmesi için ilk koşul, vergi incelemesi sırasında yetkililer tarafından ibrazı istenen defter ve belgelerin varlıklarının noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olmasıdır. Dolayısıyla varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle ispat edilemeyen defter ve belgelerin ibraz edilemediğinde gizleme suçunun oluştuğundan bahsedilemeyecektir. Gizleme suçu bağlamında “varlığı sair suretle sabit olan” ifadesi gerek Vergi Usul Kanununda gerekse de mali idarenin düzenleyici işlemlerinde açıklanmamıştır. Bu bağlamda kanaatimizce söz konusu defter ve belgelerin varlığının hukuka uygun her türlü delille ispat edilebilmesi mümkündür.

Defter tutmak mecburiyetinde olanlar Vergi Usul Kanunu’nun 172. maddesinde yer almaktadır. Bunlar, ticari ve sanat erbabı, ticaret şirketleri, iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, serbest meslek erbabı, çiftçilerdir.

Vergi Usul Kanunu’nun 220. maddesinde ise tasdike tabi defterler: yevmiye defteri, envanter defteri, işletme defteri, imalat ve ihtihsal vergisi defteri (basit istihsal vergisi defteri dahil), nakliyat vergisi defteri, yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri, serbest meslek kazanç defteri olarak belirlenmiştir. Ayrıca Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesinin Maliye Bakanlığı’na vermiş olduğu yetki çerçevesinde 20 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile kağıtlara ait damga vergisini makbuz karşılığı ve istihkaktan kesinti şekliyle ödeyen mükelleflerin damga vergisi defteri zorunlu tutulmuştur.

Buna göre gizleme suçuna konu olacak defterler Vergi Usul Kanunu’nun 172. maddesinde defter tutmak mecburiyetinde olanların yine aynı kanunun 220. maddesinde belirlenen (ayrıca Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. Maddesinin Maliye Bakanlığı’na vermiş olduğu yetki çerçevesinde Maliye Bakanlığı’nın belirlediği tasdike tabi defterler) tasdike tabi defterleridir. Yatgıtay’ın müstakar hale gelen kararlarına göre de gizleme suçuna konu olacak defterlerin varlığının noter tasdiki ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Yargıtay bir kararında “... Defter ve belgeleri gizleme suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama zorunluluğu olan (5) yıllık süre içerisinde usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen vergi incelemesi için yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, dava dosyası içerisinde bulunan vergi tekniği raporunda, mükellefin tarh dosyası ve internet ortamında verdiği gelir vergisi beyannamelerinin tetkikinde ibrazı istenen 2009 takvim yılı için tasdik ettirilmesi ve tutulması zorunlu defterlerin tasdikine ilişkin bilgiye rastlanılmadığının Ba formuyla 2009 takvim yılında sanıktan mal aldığını beyan eden mükellef bulunduğunun belirtilmesi karşısında, sanığın 2009 takvim yılında tutması zorunlu olan defterleri tasdik ettirip ettirmediğinin noterliklerden araştırılıp (ba) formuyla sanıktan mal aldığı beyan eden mükelleften sanığın düzenlediği faturalar temin edilerek anlaşmalı matbaalarda bastırılıp bastırılmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi… Bozmayı gerektirmiş…” şeklinde karar vermiştir.

Vergi Usul Kanunu’nun 359/a-2 maddesinde varlığı noter kayıtları ve sair suretlerle sabit olduğu ifadesinde yer alan sair suretler ibaresi defter ve belgelerin varlığının, noter tasdiki dışında, veri dairesi kayıtları, mahkeme kararları ve kayıtları, ticaret sicil memurluğu kayıtları, anlaşmalı matbaa basım formları, borsa komiserliği kayıtları ile ispat edilebileceğini gösterir.

Nitekim Yargıtay da “... 2005 takvim yıllarına ait varlığı matbaa basım formları ile sabit olan belgelerin yazı ile istenildiği halde geçerli bir mazeret ileri sürmeksizin yasal süresinde ibraz edilmediğinin anlaşılması karşısında; savunmanın 213 sayılı vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesinde belirtilen mücbir sebeplere veya kasti kaldıran diğer nedenlerden birine dayanmaması nedeniyle saklama ve ibraz etme zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı cihetle; atılı suçun unsurları itibarıyla oluştuğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi… Kanuna aykırı olduğu …” şeklinde karar verilmiştir.

VUK’un 134. maddesine göre, vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Aynı kanunun 137. maddesine göre, bu kanuna veya diğer kanunlara göre defter ve hesap tutmak, evrak ve vesikaları muhafaza ve ibraz etmek mecburiyetinde olan gerçek ve tüzel kişiler vergi incelemelerine tabidir.

VUK’un 140. maddesinin birinci fıkrasına göre vergi incelemesi yapanlar, incelemeye tabi olana, bunun mevzusunu işle başlamadan evvel açık olarak izah ederler; ikinci fıkrasına göre ise, vergi incelemesi başlanıldığı hususunu bir tutanağa bağlayarak bir örneğini nezdinde vergi incelemesi yapana verirler. Bu bağlamda ayrıca tutanağın bir örneğini bağlı olduğu birimine, diğer örneğini de ilgili vergi dairesine gönderirler.

Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 9. maddesinin ikinci fıkrasına göre, vergi incelemesine, incelemeye tabi olan nezdinde düzenlenecek “İncelemeye Başlama Tutanağı” ile başlanır. Düzenlenen tutanağın bir örneği nezdinde inceleme yapılana teslim edilir.



Bu yazı 386 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Aralık 2023 7456 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler
    • 30 Ekim 2023 KDVde bazı teslim ve hizmet işlemleri
    • 23 Ekim 2023 Sürekli yeniden değerleme uygulaması
    • 16 Ekim 2023 Özel Tüketim Vergisi
    • 2 Ekim 2023 Güncel ekonomik olaylar
    • 25 Eylül 2023 Kurumlar vergisi mükelleflerine getirilen "Ek vergi"
    • 11 Eylül 2023 Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağılımı
    • 4 Eylül 2023 Özel Tüketim Vergisi
    • 28 Ağustos 2023 Kur Korumalı Mevduat Sisteminin Özelliği
    • 21 Ağustos 2023 Vergiye uyumlu mükelleflere kolaylık
    • 7 Ağustos 2023 Enflasyon düzeltmesi - Sürekli yeniden değerleme
    • 24 Temmuz 2023 Kurumlar vergisi ve özellikleri
    • 17 Temmuz 2023 Ek vergi uygulaması
    • 10 Temmuz 2023 Vergi hukukunda kimler yeniden değerleme yapabilir?
    • 26 Haziran 2023 Fiyat endeksi - enflasyon düzeltmesi
    • 12 Haziran 2023 VUKda Değişiklik Yapılmasına Dair 547 Seri Numaralı Tebliğ
    • 4 Nisan 2023 Kurumlarda devir, bölünme ve hisse değişimi
    • 13 Mart 2023 Bildirim yükümlülüğü
    • 27 Şubat 2023 Vergi sorumluluğu
    • 23 Ocak 2023 Mevcutlarda amortisman




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,106 µs