19 Ocak 2009

Defterlerini tasdik ettirmeyi unutanlar için son fırsat!

Defterlerini tasdik ettirmeyi unutanlar için son fırsat!

|Akşam Gazetesi| |17.01.2009|

 

Vergi kanunlarına göre defter tasdik ettirmek zorunda olanlar, bu defterleri hesap dönemi itibariyle tutmak zorundalar. Hesap dönemi normal olarak 1 Ocak’tan başlayıp, 31 Aralık’ta sona eren dönemdir.

 

TASDİK ZAMANI

Yevmiye ve envanter defteri, işletme defteri, çiftçi işletme defteri ve serbest meslek kazanç defteri Vergi Usul Kanununa göre tasdiki zorunlu defterler olup, defterikebir ise tasdiki zorunlu defter değil.

Öteden beri işe devam etmekte olan mükelleflerin, bir sonraki yılda kullanacakları defterleri, içinde bulunulan yılın son ayında tasdik ettirmeleri gerekiyor. Buna göre öteden beri işe devam eden mükelleflerin 2009 yılında kullanacakları defterleri 2008 yılının Aralık ayında tasdik ettirmeleri gerekiyordu.

Ancak bu süreyi kaçıranlar, 2009 yılında kullanacakları defterleri tasdik ettirmeyi unutanlar için ay sonuna kadar kullanabilecekleri bir kolaylık var. 2008 yılı defterine ara tasdik yaptırmak.

 

SON FIRSAT

VUK’un 222. maddesi hükmüne göre; “Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemi Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar.”

Söz konusu hükme göre, 2008 yılında kullandıkları defterlerini 2009 yılında da kullanmak isteyen normal hesap dönemine tabi mükelleflerin, defterlerini Ocak ayı sonuna kadar notere ibraz ederek ara tasdik yaptırmaları gerekiyor.

Kanun hükmü, 2009 yılında kullanacakları defterleri 2008 Aralık ayında tasdik ettirmeyi unutanlara da son bir fırsat veriyor.

Aralık ayında defterlerini tasdik ettirmeyi unutan gerçek ve tüzel kişiler, 2008 yılında kullandıkları defterleri içinde bulunduğumuz Ocak ayı sonuna kadar ara tasdik yaptırmaları halinde, defterlerini yasal süresinde tasdik ettirmemiş olmaktan dolayı cezalı duruma düşmekten kurtulabilecekler.

 

İTHALE DESTEK YERLİYE KÖSTEK Dahilde işleme rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak girdilerin ithalinden hiçbir vergi alınmıyor. Bu rejimde hammaddenin yurt içinden temini halinde KDV hesaplanmıyordu. “Hesaplanmıyordu” diyoruz çünkü düzenleme bir geçici madde (KDVK geç. Mad. 17) ile yapılmıştı. İthalatçı ile yerli malı kullanan arasında rekabet eşitliği sağlayan bu düzenlemenin süresi yılsonunda doldu. Basit bir düzenleme ile geçici maddenin süresi uzatılmazsa, rekabet eşitliği yerli hammadde kullanan ihracatçı aleyhine bozulmuş olacak. Döviz cinsinden kaynak bulmanın iyice zorlaştığı kriz ortamında yasal düzenlemelerin yerli ürünler bakımından köstek olmaması gerekiyor. Gözden kaçtığını sandığımız bu konuda gereken düzenlemenin zaman geçirmeden yapılması gerekiyor. Bizden söylemesi…

 

 

 

Ekmek İçi Köfte Teknolojisi Dünyanın en zengin bilim dili olan Türkçe’yi katledeli epeyce oldu… Bilinmedik kelimelerle cümle kurmanın itibar unsuru olarak algılandığı bir toplumda, franchising gibi sözcüklerin tutulması ve kullanılması kaçınılmaz bir sonuç… Franchising “bilgi ve teknoloji birikiminin” diğer bölge, kent veya ülkelere transferini sağlayan bir yöntem. Yani, belirli bir üründe üne kavuşmuş ya da yeni bir teknoloji keşfetmiş kuruluşlar, her yere şube açmak yerine, başka bölgelerdeki bazı kişilerle bağlantı kuruyor ve birikimlerini o yerlerdeki kişi ya da kuruluşlarla aktarıyor. Bu teknolojinin veya ismin kullanılmasının bir bedeli var kuşkusuz… İlk bakışta, oldukça iyi bir yöntem görüntüsü vermesine rağmen, bizdeki uygulama oldukça ilginç saptamalara götürüyor bizi… Yöntemin bizde en çok kabul gören uygulamaları gıda alanında göze çarpıyor. Örneğin, Ekmek içi köfte teknolojisi satın alıyoruz… Aslında, bu alış veriş karşılıklı olsa belki bu kadar dikkat çekmeyecek. Ama bu tür ürünlerde sözde teknoloji ve üretim ve sunum tekniği satışı sürekli olarak tek taraflı çalışıyor. Örneğin, yoğurdu ele alalım. Yoğurt, dünyanın tüm dillerinde yoğurt olarak bilinir. Bunun nedeni, yoğurdu Türklerin icat etmesi ve dünyaya da Türklerin yayması. Hadi yoğurt için franchising verelim; alan olacak mı? Olmaz! Nedenine gelince, gelişmiş ülkelere karşı kendi silahlarını kullanamazsınız. Yoğurt örneğinden devam edelim. Bizden yoğurt için franchising almadıkları gibi, öz be öz Türk icadı olan bu ürünü kendine özgü olarak farklı bir lezzette ürettiklerini iddia ederek, onun isim hakkını da bize satarlar. İşte franchising denilen yöntem böyle bir şey. Sonundaki “ing” takısı ise, atılan kazığın sürekliliğini ifade ediyor. Onun için bu “ing” ekli kavramlar bize ürkütücü geliyor. Neyse bu günlük we are going.

 

 

ŞAKA GİBİ Olmayan defterin cezası da artırıldı Tasdik zorunluluğu 1.1.1999 tarihinde kaldırılan Günlük Kasa Defteri ile Günlük Perakende Satış ve Hasılat Defterinin işyerinde bulundurulmaması, günü gününe kayıt yapılmaması veya ibraz edilmemesi hali için özel usulsüzlük cezası öngörüldüğünü ve 2008 yılı için öngörülen ceza tutarının 2009 yılında artırıldığını biliyor musunuz?

  

SORULAR VE CEVAPLAR

 

Eski kocam eve gelirse aylığım kesilir mi?

İki yıl önce eşimden boşandım. Başka bir gelirim olmadığı için beş yıl önce vefat eden SSK emeklisi babamdan yetim aylığı alıyorum. İki çocuğum var. Eski eşim çocuklarıyla kişisel ilişkisini koparmama adına ayda üç-beş kez eve geliyor.

Boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığı tespit edilenlerin yetim aylıkları kesilecekmiş. Bizim durumumuz fiilen birlikte yaşama olarak değerlendirilerek, babamdan aldığım aylığım kesilir mi? Seher G.

Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bu durumlarının tespit edilmesi halinde aylıkları kesilecek ve yersiz ödenen aylıkları geri alınacak. Ancak “fiilen birlikte yaşama” ifadesinden tam olarak ne anlaşılması gerektiği belirsiz bir konu.

Sizin durumunuzda olduğu gibi eski eşin çocuklarını görmek için eve uğradığı, sadece gündüz geldiği ama geceyi başka yerde geçirdiği veya haftada bir kaç kez sadece çocuklarla kişisel ilişkisini koparmama adına eve geldiği veya ayda bir, haftada bir gibi çok uzun aralıklarla ve misafir sıfatıyla öylesine geldiği ama fiilen birlikte yaşamadığı durumlar tartışma yaratacak gibi gözüküyor.

Bu bağlamda, fiilen birlikte yaşama ifadesinin objektif kıstaslara dayalı genel bir tanımının yapılması ve bu tanıma göre somut olayların değerlendirilerek uygulamada birliğin sağlanması gerekiyor. Kişisel görüşümüze göre sizin durumunuzda aylığınızın kesilmesi söz konusu olmaz.

Bu yazı 3,145 defa okundu.