En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
2 Nisan 2009

Vadeli çekte reeskont



Vadeli çekte reeskont
02.04.2009 | Bumin Doğrusöz

 28 Şubat tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve kamuoyunda Torba Kanun şeklinde ad bulan 5838 sayılı kanunla "çek"le ilgili olarak iki önemli değişiklik yapılmıştı. Önce bu değişikliklere kısaca bir bakalım.
Kanunla yapılan değişikliklerden birincisi, Ticaret Kanunu'nun "Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten men edebilir" şeklindeki 711. maddesinin üçüncü fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıdır.
5838 sayılı kanunla konumuza ilişkin olarak yapılan ikinci düzenleme ise 3167 sayılı Çek Kanunu'na eklenen geçici maddedir. Bu yeni geçici maddeye göre "31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir."
Bu düzenlemelerin her ikisinin de yanılgınlığını, uygulamada sorunlara yol açacağını, Torba Kanun daha yasalaşma aşamasındayken 16 Şubat günlü Referans gazetesindeki köşe yazımızda yazmıştık.
Bu düzenlemelerden ilkinin sakıncası uygulamada, çeki veya boş çek defteri çalınanların müracaat edecek ve hızlı sonuç alacak yol bulamamaları şeklinde kendisini göstermiştir.
İkinci düzenleme ise yani ileri tarihle düzenlenmiş çeklerin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce bankalara ibraz edilemeyecek olunması ise vergi hukukunda yeni bir soruna yol açmıştır.
Vergi Usul Kanunu'nun 285. maddesi borçların, değerleme tarihindeki (bilanço tarihinde ve geçici vergi dönemleri sonunda) kayıtlı değerleri ile dikkate alınacağını hükme bağlarken aynı maddenin ikinci fıkrasında ise vadesi gelmemiş senede bağlı borçların ise değerleme günündeki kıymeti ile nazara alınacağını hükme bağlamıştır.
Kanunun 281. maddesinde de bu defa alacaklar için aynı yönde, paralel bir düzenleme yer almaktadır.
Maliye Bakanlığı, vadesi gelmemiş bonoya bağlı alacak ve borçların değerleme günündeki kıymetine indirgenerek, bir başka deyişle reeskonta tabi tutularak nazara alınmasını kabul ederken çekleri bu düzenlemelerden yararlandırtmamakta, bir başka deyişle çeklerin reeskonta tabi tutulmasını kabul etmemektedir.
Buna karşılık Sermaye Piyasası Mevzuatı'nda (Tebliğ Seri No: XI No: 1 md.26), poliçe ve çekler de dahil olmak üzere senetli alacak ve borçların reeskont işlemine tabi tutulması zorunlu kılınmış, vadeli çekler ile senet (bono) eşdeğer kambiyo senedi olarak kabul edilmiştir.
Maliye Bakanlığı'nın aktardığımız görüşü, kısaca, "çekin esas itibariyle bir ödeme aracı olduğu, bu sebeple çeke vade konulamayacağı, çekin görüldüğünde ödeneceği, çeke vade konulsa da yazılmamış sayılacağı, çekin keşide tarihinden önce ibrazı halinde dahi ibrazında ödeneceğinin kanunda hükme bağlandığı, çekin vade ve faiz kaydı taşımasının mümkün olmadığı, bu nedenlerle yasal düzenlemelerde vadeli çekin tanınmadığı ve çekin bu özellikleri dolayısıyla bonodan farklı nitelik taşıdığı" gerekçelerine dayanmaktadır.
Maliye Bakanlığı'nın görüşüne esas aldığı bu gerekçeler hukuken doğrudur. Vadeli çek veya ileri tarihli çek, yasal dayanağı olmayan, sadece ticari uygulamada geliştirilmiş ve bir centilmenlik anlaşması biçiminde yürüyen bir müessesedir.
Ancak bakanlığın dayandığı haklı görüş ve hukuki gerekçeler, 5838 sayılı kanunla 3167 sayılı kanuna eklenen ve metnini yukarıda aktardığımız geçici 2. madde karşısında, en azından 31.12.2009 tarihine kadar, bize göre geçerliliğini yitirmiştir.
Geçici 2. madde ile her şeyden önce, ileri tarihli çek düzenlenebileceği, bu ileri tarihin vade ile eşdeğer olduğu ve bu tarihten önce çek hamiline muhatap bankaca ödeme yapılamayacağı yasa düzeyinde hükme bağlanmıştır.
Yani, 5838 sayılı kanunla çeke vade gelmiş, çek "bonolaştırılmış"tır. Bu nedenle ileri tarihli olarak düzenlenmiş çeklerin, Vergi Usul Kanunu'nun reeskont konusundaki düzenlemeleri karşısında, artık senet olarak görülmesi ve ona göre işleme tabi tutulması gerekmektedir.
Zaten konuya Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesindeki, "vergiyi doğuran olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti ile bir başka deyişle ekonomik öz ve gerçeklikleri ile dikkate alınmasını" emreden düzenleme uyarınca yaklaşılırsa işletme açısından vadeli çekle bono arasında hukuken ve ekonomik değeri haiz bir farkın kalmadığı, ileri tarihli çekin bankaya ibraz edilmemesinin artık centilmenlik değil, bonodaki vade anlayışına paralel şekilde yasa gereği olduğu görülecektir.
Vadeli çekte reeskont yapılamaması, vergilemede şeklin değil özün esas alınması gerektiği kuralına ters düşmektedir (Şenol Turut, "5838 Sayılı Kanunla Çeklere Getirilen Vade Kısıtlamasının Yarattığı Vergi Avantajı", Lebib Yalkın Dergisi, s: 64 sf: 131)
Aktardığımız nedenlerle ve 2009 yılının ilk geçici vergi döneminin sonunun gelmiş olması sebebiyle Maliye Bakanlığı'nın (Gelir İdaresi Başkanlığı'nın) görüşünü gözden geçirmesi ve bir sirkülerle uygulamayı yönlendirmesi yerinde olacaktır.



Bu yazı 2,681 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Nisan 2024 Emisyon primleri istisnası ve sorunları
    • 16 Nisan 2024 Kurumlar vergisinin oranının saptanması
    • 4 Nisan 2024 Avans kar payları ne zaman beyan edilir?
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,434 µs