En Sıcak Konular

Sezgin Özcan
Sözcü Gazetesi

Sezgin Özcan
16 Mayıs 2009

Yatırımcı, spekülatörle aynı kefeye konmasın



Yatırımcı, spekülatörle aynı kefeye konmasın

|Akşam Gazetesi| |14.05.2009|

Bir ülke ekonomisinin içinde bulunduğu yapının değerlendirilmesi için evrensel ölçütler var. Milli gelir, ithalat, ihracat, dış borç, bütçe dengesi, işsizlik bunlardan bazıları. Böyle olmasına rağmen, makro nitelikteki bu ölçütlerden çok döviz kurları, faiz oranları ve borsa konusunun ön planda tutulduğu görülüyor.
Para ve sermaye piyasalarındaki gelişmeler, ekonomi üzerinde doğrudan etkili. Buna diyeceğimiz yok. Ancak, ekonomi haberleri adı altında sürekli olarak bu tür bilgilere yer verilmesi, toplumun 'bakar kör' hale gelmesine neden oluyor. Sözgelimi, borsadaki yükseliş tek başına ekonominin performansıyla ilgili sağlıklı bir durum gibi algılanıyor.
Bu algılama öyle boyutlara ulaşmış durumda ki, vatandaşın ekonomi ile ilgili olduğunu düşündüğü kişilere sorduğu ilk soru neredeyse aynı: 'Borsa yükselir mi, dolar ne olur, euro artar mı?'

YATIRIMIN TANIMI NE?
Konuya ilişkin başka bir 'garabet' ise 'yatırım' ve 'yatırımcı' kavramının yanlış kullanımı. Her ne hikmetse borsada veya döviz piyasasında kısa vadeli kazanç peşinde koşanlar için ısrarla 'yatırımcı' sözcüğü tercih ediliyor.
Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Büyük Türkçe Sözlük'te yer alan yatırım tanımı şu şekilde: 'Mill” ekonominin veya bir ticaret kuruluşunun üretim ve hizmet gücünü artırıcı nitelikte olan aktif değerlerine yapılan yeni eklemeler'. Bu tanım, acizane bizlerin de anladığı anlamda bir yatırım tanımı. Yatırımcı da doğal olarak bunları yapan kişi oluyor.
Aynı sözlükte yer alan başka bir tanım ise; 'Bir ekonomide belli bir dönemde mevcut sermaye stokuna yapılan ilave' şeklinde. Bu tanım klasik iktisat kuramında yer alan tasarruf yatırım eşitliği hipotezine dayalı olarak yapılmış. Bu hipoteze göre, parası olanlar, paralarını sermaye piyasası araçlarına yatıracaklar ve faiz alacaklar. Paraya ihtiyaç duyan girişimciler bu paraları sermaye piyasasından alarak yeni üniteler kuracaklar. Böylece uzun vadede tasarruflarla ekonominin üretim ve istihdam kapasitesini artırıcı yatırımlar eşit olacak.

AKLIMIZA TAKILANLAR
Bu noktada akla bazı sorular geliyor. Örneğin, borsada kısa vadede para kazanan bir kişi elde ettiği parayı harcarsa yine bu eşitlik sağlanır mı? Hatta, bu parayı yurtdışında harcarsa bizim ekonomimize ne gibi bir faydası olur?
Başka bir soru, 'yabancı yatırımcı' olarak nitelendirilen ve 'yollarına gül dökülenlerle' ilgili. Bunlar borsada elde ettiği kazançları tamamen kendi ülkelerine götürdüklerinde, ülkemizden reel anlamda kaynak transferi yapmış olmuyorlar mı?
Yanlış anlaşılmasın, 'bu işleri biliriz' iddiasında değiliz. Sadece aklımızın ermemesi nedeniyle anlayamadıklarımızı yazıya döktük. Konunun uzmanlarına her daim saygılıyız.

GERÇEK YATIRIMCIYA AYIP OLUYOR
Büyük üstatların affına sığınarak konuya devam ediyoruz. Borsa, döviz ve faiz üzerinden kısa vadeli kazanç sağlama işlemine başka bir isim verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aslında isim aramaya da gerek yok, zaten bu işin ismi var. İsmi açıklamadan önce Türkçe Sözlük'ten tanımını verelim: 'İleride meydana gelebilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak kazanç sağlama'. Ne dersiniz, bu tanım durumu daha iyi açıklamıyor mu? Tanımın karşılığında yazan, Fransızca kökenli 'spekülasyon' sözcüğü.
Yatırımcı kavramının hem kısa vadeli çıkarlar peşinde koşan spekülatörler hem de üretimi ve istihdamı artırmak için çaba gösteren kişiler için kullanılmasının, gerçek yatırımcıya saygısızlık olduğunu düşünüyoruz.

AKLINIZDA BULUNSUN

Ortak giderlerden kurtuluş yok
KAT malikleri kendi bağımsız bölümlerinin durumu dolayısıyla faydalanmaya lüzum görmediklerini veya ihtiyaç bulunmadığını ileri sürerek ortak giderleri ödemekten kaçınamazlar. Örneğin, giriş katında oturan kat maliki kullanmadığı gerekçesiyle asansörle ilgili giderlerden kaçınamaz.

YORUMSUZ
Vadeli çeklere reeskont uygulanmayacak
MALİYE, geçici bir süre ile sınırlı olarak vade getirilmiş olan ileri tarihli çeklerin artık senet olarak kabul edilerek reeskonta tabi tutulup tutulmayacağı konusundaki tartışmalara son verdi.
5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesiyle 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun'a eklenen geçici 2. maddede '31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir' hükmüne yer verilmişti.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanan 12.05.2009 tarih ve VUK-41/2009-3 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri'nde, '5838 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemenin amacının, çeke vade konulması ya da ileri tarihli çek düzenlemesinin sağlanması olmayıp, madde hükmü ile belirlenen tarihe kadarki süreç zarfında, çeklerin kullanılmasıyla ilgili olarak ticari hayatta karşılaşılan sorunların ve bu sebeple yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi ve sadece çekin tahsilinin üzerindeki keşide tarihinden önce olamayacağına yönelik olduğu' değerlendirmesinde bulunarak, çekin ödeme aracı olmasından dolayı senet olarak kabul edilmesinin imkan dahilinde bulunmadığı gerekçesiyle, 5838 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle yapılan düzenlemeye uyan vadeli çeklere de reeskont uygulanmasının mümkün olmadığını açıkladı.

Soru ve Cevaplar

Evlilik nedeniyle işten ayrılana  kıdem tazminatı ödenir
Ben 20 Nisan 2009'da evlendim. Eşim Esnaf Kredi Kooperatifi'nde SSK'lı olarak 5 yıla yakındır çalışıyor. Evlilik nedeniyle işinden ayrılacak. Evlilik nedeniyle işten ayrılışlarda tazminat verilir diye biliyoruz ama kooperatifin başkanı eşime, 'Kendi isteğinle çıkıyorsun, bir şey alamazsın.' diyor. Bu tür konularda danışmak üzere sizleri tavsiye ettiler. Bu konuda bana yardımcı olursanız çok sevinirim. Evlilik nedeniyle eşim işten çıkarsa hangi tazminatları alabiliyor, bu tazminatları alabilmesi için ne tür bir dilekçe vermemiz lazım. Yaşar Menteş
1475 sayılı (eski) İş Kanunu'nun yürürlükte olan 14. maddesine göre, en az bir yıl çalışmış olmak koşuluyla, evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kendi arzusu ile işten ayrılan bayan işçi, kıdem tazminatına hak kazanır. Ayrıca hak edip de kullanmadığı yıllık ücretli izni varsa, izin süresine ilişkin ücretinin de ödenmesi gerekiyor. Eşinizin bir dilekçe ile evlilik nedeniyle işten ayrılacağına ilişkin bildirimde bulunması ve kıdem tazminatı ile varsa yıllık izin ücretinin, hak ettiği ücret ve bu nitelikteki haklarının ödenmesini talep etmesi, dilekçeye evlenme cüzdanının örneğini eklemesi yeterli.

GÜNÜN SÖZÜ

'Küçük sıkıntılar farelere benzerler, hareket ettiğinizde hemen
kaçarlar.' J.G.White



Bu yazı 1,965 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2022 Emlak vergisi muafiyetinde brüt alan hesabı
    • 19 Nisan 2022 Primlerimi geri alabilir miyim?
    • 4 Mart 2022 Vergi kaydına bağlı geriye dönük Bağ-Kur tescili
    • 6 Kasım 2021 Emekliliğe yılbaşından önce mi sonra mı başvurmak avantajlı?
    • 26 Ekim 2021 Geçmişe dönük Bağ-Kur tescili ve ihya yapılabilir mi?
    • 3 Mayıs 2021 Emeklilik sonrası çalışma, emekli aylığına katkı sağlar mı?
    • 17 Mart 2021 İsviçreden isteğe bağlı prim ödenebilir mi?
    • 14 Mart 2021 Staj sigortası doğum borçlanmasında başlangıç sayılır
    • 23 Şubat 2021 Banka çalışanı kıdem tazminatı alarak işten ayrılabilir mi?
    • 12 Şubat 2021 Kısa çalışma emeklilik tarihini öteler mi?
    • 15 Aralık 2020 Bağ-Kur prim borçları sildirilebiliyor mu?
    • 21 Ağustos 2020 Yaş beklerken baba üzerinden sağlık yardımı alınabilir mi?
    • 11 Ağustos 2020 Yurtdışı borçlanması emeklilik statüsünü etkiler mi?
    • 5 Ağustos 2020 Şirket ortağı SSK statüsünden emekli olabilir mi?
    • 10 Temmuz 2020 Kısa çalışma ödeneğiniz temmuz ayında da devam eder
    • 5 Temmuz 2020 Kısa çalışma kimler için uzadı?
    • 30 Haziran 2020 Eksik prim yatırılması fesih sebebi sayılır mı?
    • 26 Haziran 2020 Ücretsiz izin emekli çalışana fesih hakkı verir mi?
    • 23 Haziran 2020 Çalışan, esnek çalışmayla haklarını kaybedecek
    • 16 Haziran 2020 Kıdem tazminatında kazanılmış haklar




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,384 µs