En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
4 Temmuz 2009

İnceleme raporları ve dava hakkı



İnceleme raporları ve dava hakkı
25.06.2009 | Bumin Doğrusöz

 Vergi incelemesi müessesesinin tanımı ve amacı Vergi Usul Kanunu'nun 134. maddesinde, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak şeklinde açıklanmıştır.
Vergi incelemelerinin neticesinde mükellef nezdinde bir matrah farkına rastlanması halinde inceleme elemanı raporunda, mükellef aleyhine vergi ve gerekiyorsa ceza tarhiyatı yapılmasını ilgili vergi dairesine önerir. Vergi daireleri, bu öneriler karşısında takdir yetkisi olmaksızın gerekli tarhiyatları yapmak zorundadır.
Mükellef aleyhine tarhiyat yapılmasının önerildiği raporlar, rapor olarak kaldığı sürece mükellef aleyhine sonuç doğurması mümkün olmadığından dava konusu edilemez. Ancak bu raporlara dayanarak mükellef aleyhine işlem yapıldığında, örneğin cezalı tarhiyat yapılıp vergi/ceza ihbarnamesi tanzim edilerek mükellefe tebliğ edildiğinde, dava konusu yapılabilir, ihbarname ile birlikte dayanağını oluşturan raporun da iptali talep edilebilir.
Ancak bütün incelemeler, doğal olarak, mükellef aleyhine sonuç vermez. Bazen mükellefin defter ve belgelerinde eleştirilecek bir hususa rastlanmaz. Bu durumda ya "kabul raporu" yazılır ya da durum vergi dairesine bir yazı ile bildirilir. Ancak vergi dairesi, mükellefle ilgili bu işlemleri, ilgilisine tebliğ etmemektedir. Oysa bu, bir mükellef hakkının ihlalidir. Oysa bize göre, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın web sayfasında yazılı mükellef haklarına saygılı bir idarenin, yasal bir hükme ihtiyaç duymaksızın bu tür raporları da tebliğ etmesi gerekir.  
Buna karşılık bazı raporlarda mükellefin hesapları ve beyanı eleştirilmekle birlikte sonuçta yapılabilecek bir vergi tarhiyatı çıkmayabilmekte, rapor ancak inceleme dönemlerinin sonrası için anlam ifade edebilmektedir. Örneğin, zaten devreden KDV beyanında bulunan bir mükellefin devreden KDV'sini azaltan veya izleyen yıla devreden zararını düşüren yahut matrah çıksa bile beyannamede yararlanılamamış istisnalar dolayısıyla vergi çıkmayan raporlar, bu grupta sayılabilir.
Bu tip inceleme raporları vergi dairelerince bazen izleyen dönemlerin düzeltilmesini talep eden bir yazı ile bazen de doğrudan tebliğ edilmektedir.
İşte bu şekilde ancak gelecek dönemler için sonuç doğurabilecek raporların tebliği üzerine mükelleflerin dava açıp açamayacakları zaman zaman duraksamalara konu olmaktadır. Doktrinde bazı yazarlar bu raporların hemen dava konusu edilebileceğini savunurken, diğer bazı yazarlar da bu raporların sonuç doğurabileceği dönemde, yani vergi çıkan dönemin beklenilerek o dönem beyannamesinin ihtirazi kayıtla verilmesi suretiyle dava açılabileceğini savunmaktadırlar.
Bu konuda oluşan yerleşik yargısal görüş, bu tip raporların da hemen dava edilebileceği, dava için sonuç doğuracağı dönemin beklenmesine gerek olmadığı şeklindedir.
Örneğin Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu'nun E.2005/201, K.2005/308 sayı ve 23.12.2005 tarihli kararında; "Dava konusu olayda, inceleme raporu ile 1998 yılını zararla kapadığını beyan eden davacının bu yıla ait bildirdiği kurum kazancı re'sen belirlenmiş, zararı kabul edilmemiş, ancak sahip olduğu yatırım indirimi hakkı nedeniyle tarhı gereken bir Kurumlar Vergisi hesaplanmamıştır. Yükümlülerin inceleme dönemine ait ve izleyen yıla devreden zarar ve indirim tutarlarının azaltılması yolundaki vergi inceleme raporları, yükümlülerin haklarını sınırlamaları, daha sonraki dönemdeki vergilendirilmelerini doğrudan etkilemeleri ve yürütülmesi zorunlu nitelik taşımaları nedeniyle idari davaya konu edilebileceğine" hükmetmiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, 2001 yılını zararla kapadığını beyan eden bir mükellefin inceleme sonucunda zarar tutarını azaltan rapor aleyhine açtığı davada da aynı yönde karar oluşturmuştur. E.2006/109, K.2006/290 sayı ve 18.10.2006 tarihli karara göre; "düzenlenen bu raporun davacının sonraki yıllara sarkan zarar miktarını doğrudan etkileyeceği ve davacının sonraki vergilendirme döneminde defter ve belgelerini tesis edilen bu işlem doğrultusunda düzenlemesi gerekeceği açık olduğu gibi, vergi dairelerinin de bu rapor doğrultusunda sonraki dönemlerde işlem tesis etmek zorunda olmaları karşısında, davacının mali tablolarını etkileyecek bu inceleme sonucunun, ortada tarh ve tahakkuk bulunmadığından bahisle kesin ve yürütülmesi gerekli bir idari işlem olmadığını söylemeye hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu durumda, yükümlünün inceleme dönemine ait ve izleyen yıla devreden zarar tutarlarının azaltılması sonucunu doğuran vergi inceleme raporunun gereklerinin yerine getirilmesi yolunda tesis edilen işlem, yükümlünün haklarını sınırlaması, daha sonraki dönemde vergilendirilmesini doğrudan etkilemesi ve yürütülmesi zorunlu nitelik taşıması nedeniyle idari davaya konu oluşturabilir."
Haklı ve yerinde olan bu içtihatlar karşısında, bu şekildeki raporlar aleyhine hemen dava açılmaması, ileride vergilendirmenin ortaya çıktığı dönemde açılacak davanın süre aşımından reddine de yol açabilir.
Bu nedenle dava açılması konusunda dikkatli ve hassas olmakta yarar vardır.



Bu yazı 3,259 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı
    • 30 Ocak 2024 Her ilmuhaber menkul kıymet midir?
    • 25 Ocak 2024 2023de birden fazla işverenden ücret alanların beyan yükümlülüğü
    • 23 Ocak 2024 Herkesten bilgi istenebilir mi?




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,109 µs