En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
28 Ağustos 2009

Haksız çıkma zammı



Haksız çıkma zammı
27.08.2009 | Bumin Doğrusöz

 Kamu alacaklarında haksız çıkma tazminatı konusunu daha önce irdelemiştim. Bu tazminatla ilgili sorunlar olanca hızıyla sürüyor. Nitekim geçen çarşamba günü yayımladığımız ve Veysi Seviğ Hoca'nın yanıtladığı bir soru da yine bu konuyla ilgiliydi. Aslında bu konuda yanıtlanması gereken sorular birikince, ben de konuyu tekrar ele alayım istedim.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesine göre, ödeme emrine karşı dava açan ve "davasında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki davanın reddolunduğu miktardaki âmme alacağı yüzde 10 zamla tahsil edilir". Bu zamma uygulamada verilen genel ad, "haksız çıkma zammı veya tazminatı"dır. Haksız çıkma zammı, ödeme emri aleyhine dava açan hemen herkese, idare tarafından davanın aleyhine sonuçlandığı tutar üzerinden uygulanmaktadır. Dolayısıyla kısmen haksız çıkanlar, davayı kaybettikleri tutar üzerinden bu zammı veya tazminatı ödemek durumunda kalmaktadırlar.
Üstelik içtihatlara göre bu tazminatın istenebilmesi için Vergi Mahkemesi kararının kesinleşmesinin gerekmesine rağmen, idare bunu dahi beklememekte, bir başka deyişle temyiz neticesi gelmeden bu tazminatı talep etmektedir.
Haksız çıkma tazminatı bugünkü haliyle ve kanaatimizce anayasaya aykırıdır. Zira gerek düzenleme gerekse uygulama, haksız çıkma tazminatını, dava açmanın cezası haline getirmiş ve söz konusu tazminata, kişileri yargı haklarını kullanmaktan caydırıcı bir işlev yüklemiştir. Yaptırımla karşılaşma riskiyle kişilerin yargı haklarını kullanmamalarının özendirilmesi veya caydırılması ise hak arama özgürlüğünü sınırlandırır ve hukuk devletinin gerçekleşme aracı olan "idari işlemlerin yargı denetimine tabi olması" ilkesini zedeler. Üstelik sadece davacının haksız çıkması halinde bu tazminatı ödemek durumunda kalması, haklı çıkması halinde ise haksız işlem yapan idarenin tazminat ödemesinin yasada öngörülmemiş olması da ayrı bir eşitsizliktir. Ancak bir davada bu konuda yapılan anayasaya aykırılık iddiası İstanbul 9. Vergi Mahkemesi'nin 15.10.2002 günlü ve E. 2002/1153, K. 2002/1285 sayılı kararıyla ciddi bulunmamış ve konu Anayasa Mahkemesi'ne taşınamamıştır. Bu karar Danıştay 4. Dairesi'nin E. 2002/4562 K.2003/2482 sayı ve 21.10.2003 tarihli kararı ile onanmıştır. Ancak her iki kararda da ciddi bulmamanın gerekçesi yer almamıştır.
Haksız çıkma tazminatının özel hukuk ve alacaklardaki izdüşümü icra inkâr tazminatıdır. Ancak oradaki oran yüzde 10 değil, yüzde 40'tır. İcra Hukuku'na göre alacaklının yaptığı takibe borçlunun itirazı halinde, mahkeme (icra mahkemesi veya görevli adli mahkeme) tarafından borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir. (İcra İflas Kanunu 67, 68.)
Kamu alacaklarıyla ilgili olarak 58. maddenin de benzeri şekilde olması gerektiğine inanıyoruz. Şöyle ki; bu tazminata ancak borçlunun kötü niyetli olduğu hallerde ve davasının haksız olduğu durumlarda, borçlunun durumuna göre kanunda belirtilen üst sınıra kadar olmak kaydıyla hâkim tarafından, diğer tarafça talep edilmiş olunması halinde hükmedilmelidir. Hatta bu konuda hâkime, idarenin haksız çıkması halinde idareyi de borçlu lehine aynı ödemeyi yapmaya mahkûm etme yetkisinin tanınması gerekir. Hem adalet bunu gerektirir hem de böylece idare, yapacağı inceleme ve takiplerde daha dikkatli olur.
Haksız çıkma zammıyla ilgili pek fazla içtihat da yoktur. Bu konudaki önemli içtihatları ise şu şekilde sıralayabiliriz.
- Ödeme emrine karşı açılmış davaların neticesinde, idarenin davacıdan haksız çıkma zammı talep edebilmesi için, mahkemece davanın esasına girilmek suretiyle davacının haksızlığına kanaat getirilmiş ve davanın esastan reddolunmuş olması gerekmektedir. (Danıştay 4. Dairesi E.2005/1164 K.2005/2267 T.28.11.2005)
- Davaların feragat nedeniyle sonuçlanamadığı ve ilk derece mahkemesince dosyanın feragat sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilerek kapatıldığı hallerde, davadan haksız çıkan taraftan söz edilemeyeceğinden, davacı taraftan yine haksız çıkma tazminatı talep edilemez. (Danıştay 7. Dairesi E.2002/2457 K.2005/2386 T. 11.10.2005)
- Yerel mahkemede ödeme emrine karşı açtığı davayı kaybeden, bir başka deyişle haksız çıkan kişinin temyiz aşamasında feragat etmesi halinde, haksız çıkma tazminatı ödemek durumunda kalır. (Danıştay 4. Dairesinin E.2004/2323 K.2005/259 T.23.2.2005)
Hakkında haksız çıkma tazminatı talep edilenlerce, bu talebin anayasaya aykırılık iddiası ile dava konusu yapılmasında yarar vardır. Elbet bir mahkeme, bu iddiaları ciddi bularak konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaktır.
(Konuyla ilgili geniş bilgi edinmek isteyenler Soner Yakar'ın Vergi Sorunları dergisinin Temmuz 2009 sayısında yayımlanan, "Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununda Anayasaya Aykırı Bir Zam: Haksız Çıkma Zammı" çalışmasından yararlanabilirler.)



Bu yazı 3,680 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı
    • 30 Ocak 2024 Her ilmuhaber menkul kıymet midir?
    • 25 Ocak 2024 2023de birden fazla işverenden ücret alanların beyan yükümlülüğü
    • 23 Ocak 2024 Herkesten bilgi istenebilir mi?




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,998 µs