En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
15 Nisan 2010

Gecikme faizi ve dava yolu



Gecikme faizi ve dava yolu
12.04.2010 | Bumin Doğrusöz

 Hem anayasanın 2. maddesinde vurgulanan hukuk devleti olmanın gereği olarak hem de anayasanın 125. maddesinin açık hükmü sonucu, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır. Bu düzenlemelerin doğal sonucu olarak, birer idari işlem niteliğinde olan vergilendirme işlemleri de yargı denetimi dışında tutulamaz.
Uygulamada en sık karşılaşılan vergilendirme işlemleri, ikmalen ve re'sen yapılan tarhiyatları ilgilisine (mükellefe veya vergi sorumlusuna vb.) tebliğ eden "vergi/ceza ihbarnameleridir. Hiç şüphesiz bu ihbarnameler de dava konusu edilebilir.
İhbarnameler aleyhine açılan davalarda verilen kararların büyük çoğunluğu "kabul (ihbarname ve istenen verginin iptali)", "red (ihbarname ve istenen verginin onanması)" veya "kısmen kabul / kısmen red (ihbarname ve istenen verginin kısmen iptal edilmesi, kısmen de onanması)" şeklinde oluşmaktadır. Başkaca karar tipleri de vardır, ama şimdilik bunlar konumuzun dışında.
Mükelleflerin davalarının tamamen veya kısmen reddedilmesi halinde, karara karşı hiç şüphesiz, itiraz veya temyiz hakları vardır. Ancak bu şekilde verilen kararlara karşı itiraz veya temyiz yoluna gidilmesi, dava konusu işlemin icrasını durdurmaz. İcranın durması için üst idari yargı merciinden yürütmenin durdurulması kararının alınması gerekmektedir.
Yürütmenin durdurulması halini bir kenara bırakarak, mahkemenin kararının tamamen veya kısmen red şeklinde olması halinde, kaybedilen dava konusu tutarın (vergi ve ceza) ve dava konusu borcun, normal vade tarihinden mahkeme kararının idareye tebliğine kadar işleyen gecikme faizinin hemen ödenmesi gerekmez.
Çünkü Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesine göre, idarenin vergi mahkemesi kararını da nazara alarak yeniden bir ihbarname düzenlemesi ve ilgilisine tebliğ etmesi gerekmektedir. Bu ihbarnamede hem ilk yapılan tarhiyata ilişkin rakamlar hem de vergi mahkemesi kararına göre oluşan, ödenmesi gereken tutarlar yer alır. Mükellef davasını tamamen kaybetmişse, bu rakamlar aynı olacak, kısmen kaybetmişse farklı olacaktır.
İHB 2 kodu ile düzenlenen bu ihbarnameye uygulamada "iki numaralı ihbarname" veya "ikinci ihbarname" de denilmektedir.
Bu iki numaralı ihbarnamede ayrıca, mükellef davasını tamamen veya kısmen kaybetmişse, mahkeme kararı uyarınca ödemeye mahkûm edildiği yargı harçları ile gecikme faizi de yer alır.
Mahkemenin red veya kısmen red kararı sonucu ödenmesi gereken tutarların ve gecikme faizi ile yargı harçlarının, işte bu ihbarnamenin tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir.
Uygulamada bu konuda en çok duraksama yaşanan hususlardan birisi de bu iki No'lu ihbarnamenin de ilk ihbarname gibi ayrıca dava konusu edilip edilemeyeceğidir.
İki numaralı ihbarname, dava konusu edilen tutarlar, yani vergi ve ceza için, vergi mahkemesi kararı ile uyumlu olması koşuluyla yeni borç doğuran bir idari işlem olmadığı, bir bildirim niteliğinde olduğu için dava konusu edilemez. Zaten bu gibi bir durumda iki numaralı ihbarnamenin dava konusu edilebileceğini kabul etmek, bu davaya bakacak mahkemeyi, ilk kararı veren mahkemenin üzerine ve onun denetimini yapar konuma koymak, yani bu davaya bakacak mahkemenin temyiz veya itiraz mercii durumuna getirmek sonucunu doğurur. Bu da hukuken mümkün değildir.
Ancak iki numaralı ihbarnamede vergi mahkemesi kararına göre ödenmesi gereken tutarlar ile mahkeme kararına göre oluşan sonuç farklıysa; örneğin 2.000 liralık tarhiyat aleyhine açılan davada mahkemenin tarhiyatın 1.000 lirasını iptal etmesine rağmen iki numaralı ihbarnamede mahkeme kararına göre ödenmesi gereken tutar 1.200 lira yazılmışsa, bu fark, yani 200 liralık kısım yeni bir dava konusu yapılabilir. Aynı husus, yargı harçları için de geçerlidir.
Öte yandan iki numaralı ihbarnamede yazılı ‘gecikme faizi', ilk defa bu ihbarname ile doğmaktadır. İki numaralı ihbarname özünde, gecikme faizi için iki numaralı değil, bir numaralı ihbarnamedir. Bir başka deyişle iki numaralı ihbarname, gecikme faizi açısından tarh işlemini yapan idari işlemdir. Bu nedenle iki numaralı ihbarnamenin gecikme faizi yönünden dava konusu edilmesi mümkündür. Zaten Danıştay'ın yerleşik içtihadı da bu yöndedir. Benzeri bir durum da uzlaşmalar sonrasında düzenlenen tahakkuk fişlerinde yaşanmaktadır. Bu tahakkuk fişlerinde gecikme faizi de yazılmaktadır. Ancak gecikme faizi tahakkuk fişine yazılmakla tahakkuk etmez. Tahakkuk fişi burada gecikme faizi açısından tarh işlemini ifade etmektedir. Zira tarh işlemi olmadan tahakkuk olmaz. Bu nedenle gecikme faizi dolayısıyla tahakkuk fişine karşı dava, 30 günlük sürede açılabilir.
Gerek 2 No'lu ihbarname gerekse tahakkuk fişi, gecikme faizi yönünden tarh işlemini ifade ettiğinden, dava açılmakla, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. Maddesi uyarınca yürütme kendiliğinden durur ve dava sonuna kadar ödeme emrine bağlanarak cebri takibe konu edilemez



Bu yazı 3,596 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı
    • 30 Ocak 2024 Her ilmuhaber menkul kıymet midir?
    • 25 Ocak 2024 2023de birden fazla işverenden ücret alanların beyan yükümlülüğü
    • 23 Ocak 2024 Herkesten bilgi istenebilir mi?




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,478 µs