Ekonomik tabloya one minute yok mu?
|Akşam Gazetesi| |10.06.2010|
Ekonomi, ulusal ve uluslararası dinamiklerle yakından ilişkili olan bir alan. Türkiye gibi gündemi neredeyse saatler içinde değişen ülkelerde ekonomi konusunda kestirimde bulunmak oldukça zor. 'Cambaza bak' oyununun gündem mühendisleri tarafından zamanında sahneye konulduğu böyle dönemlerde iş daha da zorlaşıyor. Bu nedenle biz dış ticaret verilerinden hareketle genel bir fotoğraf çekmeye çalışalım.
Sanayi üretimi Nisan ayında Mart ayına göre yüzde 2,3 azalmış. Mevsimsel etkilerden arındırılmış endekse göre binde 8'lik bir artış var. Yılbaşından bu yana bakıldığında 'uyanış' olarak nitelendirilebilecek bir kıpırdanma var. Ancak bu yeterli değil.
Kriz dönemi sonrasında dış ticaret cephesinde değişen bir şey yok. Özellikle Avrupa'da ortaya çıkan finansal sorunlar, Türkiye açısından ciddi bir pazar daralması ortaya çıkarmış durumda. İhracatımızda biraz artış var. Bu yönüyle olumlu sayılabilecek bu durum, ithalat cephesine bakınca değişiyor. İthalatımızdaki artış hızı ihracatın artış hızından fazla. Bu nedenle dış ticaret açığımız giderek büyüyor. Bunun anlamı, dış ticaretin finansmanı için dış kaynağa ihtiyaç duyulduğu, duyulacağıdır.
DIŞ KAYNAK İHTİYACININ KARŞILANMASI
Dış ticaret açığının finansmanında kullanılacak döviz, birkaç yoldan sağlanabilir. İlki, düşük kur-yüksek faiz politikası izleyerek sıcak para girişinin sağlanması. Türkiye'nin uzun süre izlediği bu yolu önermiyoruz. Sonuçta sıcak para, günün birinde geldiği gibi gidecek. Gittiğinde ekonomi üzerinde ortaya çıkaracağı daraltıcı etki, ciddi bir kriz ortaya çıkarabilir.
İkinci yol ise doğrudan yabancı sermaye girişinin artırılması. Mevcut tablo bu konuda hiç olumlu değil. Küresel kriz sonrası yabancı girişimciler daha temkinli davranmayı tercih ediyorlar. Buna bir de istikrarla ilgili sorunlar eklenince, tabloyu iyimser göremiyoruz. Kaldı ki, doğrudan yabancı sermaye girişi olarak ifade edilen kaynak girişleri, çoğunlukla yeni yatırımlar yapılarak gerçekleşmiyor. Yabancı sermaye, daha çok mevcut tesislere ortak olarak veya bütünüyle devralarak sisteme giriyor. Bu da beklenen ekonomik yararları ortaya çıkarmıyor.
Diğer bir yol da, dış ticaret açığını daraltıcı kur politikası uygulamak. Yani paranın aşırı değerlenmesini engellemek; hatta biraz devalüe etmek. Bu yol, ihracatın artmasıyla birlikte göreli olarak pahalılaşan ithalatın azalmasına yardımcı olabilir. Hemen belirtelim, bu yolların her birinin diğerine göre avantajlı ve dezavantajlı yönleri var. Bu nedenle, geleceğe yönelik önlemler alınmaksızın günlük tedbirlerle bu tablonun düzelmesi mümkün değil.
BÖLGESEL GELİŞMELER
Bölgemizde yaşanan son gelişmeler de mevcut durumu olumsuz yönde etkileme potansiyeli içeriyor. Uluslararası ilişkilerde içeriye dönük gösteriş yapma ve oy kapma güdüsüyle davranılmak istenmesi, kalıcı politikalar üretilmesinin önündeki en önemli engel. Bunun dışında, terör olaylarındaki artış da yatırımcı açısından ayrı bir duraksama nedeni. Bütün bunlara zamanlaması ilgi çekici gözaltı dalgaları da eklenince reel kesim güven endeksinin düşmesi kaçınılmaz hale geliyor. Nitekim, 2009 yılının Kasım ayından beri sürekli artan endeks, 2010 Mayıs ayında 3,7 puan düştü. Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde, ekonomide 'kendiliğinden' bir iyileşme olmayacağı açık. Üstüne üstlük 'memleketin en önemli sorunu' muamelesi yapılan referandum süreci de yaklaştı. Böyle bir ortamda ekonomiyle ilgilenmek yerine 'idareimaslahat' yaklaşımının egemen olacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Referandum sonrasında nasıl olsa bakılacak başka cambazlar olacaktır. Olmazsa erken seçim ve buna bağlı olarak popülizm yedekte bekliyor. Ne diyelim, hayırlara vesile olsun.
Ev hanımıyım, emlak vergisi ödemem gerekir mi?
EV hanımıyım. Bir adet kiraya verdiğim evim var. Emekli eşimle, eşime ait evde oturmaktayım. Ev hanımı olmam ve kira gelirimin 22 bin TL'yi aşmaması sıfır oranlı emlak vergisinden yararlanmamı sağlar mı? Bu konu ile ilgili farklı cevaplar aldım, lütfen durumuma açıklık getirir misiniz? Sabahat Terci
Ev hanımlarının Türkiye sınırları içinde sahip oldukları tek konutlarının emlak vergisini ödememeleri için aranan 22 bin TL'lik gelir; faiz, repo, hazine bonosu ve devlet tahvili faizi gibi menkul sermaye iradı gelirleri ile sınırlı. Sahip olduğunuz konuttan kira geliri elde ettiğiniz için sıfır oranlı emlak vergisi uygulamasından yararlanmanız mümkün değil.
GÜNÜN SÖZÜ
|
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle