|Akşam Gazetesi| |22.06.2010|
Türkiye oldukça sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Yargılamada iddianamenin taraflara ulaşmadan medyada yayınlanması vakayı adiyeden. Yargı kararları hakkında, siyasiler başta olmak üzere bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların yorum ve eleştirileri etrafta uçuşuyor. Anayasa değişikliklerinin Anayasa Mahkemesi'ne taşınmasının ardından, mahkemenin vereceği olası iptal kararlarının nasıl uygulanmayacağı tartışılmaya başlandı. Çağdaş demokratik devletlerde yargı kararlarının uygulanmaması ya da etrafından dolanılması akla gelemeyecek kadar tuhaf bir durum. Bu durum 'kuvvetler ayrılığı ilkesi' açısından da düşündürücü.
NEDEN KUVVETLER AYRILIĞI?
Kuvvetler ayrılığı ilkesi, en basit şekliyle devleti yöneten üç ayrı gücün kendilerine Anayasa ile belirlenmiş alanın dışına çıkmaması, diğer erklerin alanına girmemesi olarak tanımlanabilir. Tarihsel gelişimine baktığımızda kuvvetler ayrılığı ilkesinin kabul edilmesindeki temel nedeni anlamak mümkün olabilir. Aristo, Eflatun, Montesquie ve birçok düşünür, devleti yöneten gücün tamamının bir kişinin ya da grubun elinde olmasının 'mutlakiyet' sonucunu doğuracağı görüşündeydiler. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin en sert uygulama şeklinde, yasama ve yürütme arasında hiçbir ilişki olmaması gerekir. Yani, yasama görevini yapanların yürütmede görev almamaları gerekir. İlke bu şekliyle uyguladığında, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların meclis dışından olmaları gerekir.
YARGININ AYRI OLMASININ GEREĞİ
Kuvvetler ayrılığı ilkesi, yasama ve yürütmenin tamamen ayrılması yönüyle zamanla yumuşamış, yürütme yasamanın içinden çıkar hale gelmiştir. Bu gelişme bir bakıma, seçmenlerin seçimlerde iki organı birlikte şekillendirdiği kabullenmesinin bir sonucudur. Ancak, yargı organının her durumda 'bağımsız' bir yapıda olması gereği herkes tarafından tartışmasız kabul ediliyor. Yargının diğer erklerden ayrı ve bağımsız olmasının temel gerekçesi; hukuk kurallarını koyan ve uygulayanların, bu kuralların nasıl uygulandığını denetleyen kişi olmamasıdır. Bu durum İngiliz Hukuku'nda 'kimse kendi davasının yargıcı olamaz' ilkesiyle ifade edilir.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Kuvvetler ayrılığı ilkesinin temel koşullarından birisi olan yargı bağımsızlığı, Anayasa'da da kabul edilmiştir. Konuyu düzenleyen 138. madde hükmü şu şekildedir: 'Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.' Bu hüküm Anayasa'nın 125. maddesinde yer alan; 'İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.' hükmüyle birlikte okunduğunda kuvvetler ayrılığı ilkesinin Anayasa'ya uygun bir yönetimin gereği olduğu ortaya çıkıyor.
Soru ve Cevaplar:
Yurtdışı borçlanmasıyla emekli olduktan sonra yurtdışında çalışmaya başlayanın emekli aylığı kesilir
3 Haziran 2010 tarihli Akşam'daki köşenizde yayınlanan makaleniz ilgimi çekti. Ben de yurtdışında yaşıyorum ve su sıralar Türkiye'den borçlanarak emekli olmak için gerekli primlerimi yatırdım. Ancak yurtdışında sağlıktan faydalanmak için bir işyerinde çalışıyor görünüyorum. Yazınızdan anladığım kadarıyla emekli olduktan sonra sadece Türkiye'de çalışabiliyoruz. Bu hak biz yurtdışındakiler için geçerli değil mi? Yani Türkiye'den emekli olduktan sonrada yurtdışında çalışmama devam edemez miyim? Benim konumumdaki binlerce insani ilgilendiren bu konuda bana bir açıklama yazarsanız memnun olurum. Adnan Tunç
Söz konusu yazımızda sözünü ettiğimiz kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilip, 19 Haziran 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemeye göre, yurt dışı borçlanması yapanların emekli olduktan sonra Türkiye'de çalışmaya başlamaları halinde emekli aylıkları kesilmeyecek ve sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışabilecekler. Yurtdışında çalışmaya başlamaları halinde ise eskiden olduğu gibi emekli aylıkları kesilecek.
Enerji kimlik belgesi alma zorunluluğu
YENİ inşa edilen binalar 1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren 'Enerji Kimlik Belgesi' almak zorunda. AB yaslarına uyum gerekçesiyle yürürlüğe konulan bu zorunluluk yerine getirilmeden, alım-satım ve kiralama yapılamayacak. Enerji kimlik belgesi alma zorunluluğu, yeni inşa edilen binalar için söz konusu. Mevcut binalara ise 2017'ye kadar süre tanınmış durumda.
GÜNÜN SÖZÜ
|
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle