En Sıcak Konular

Sezgin Özcan
Sözcü Gazetesi

Sezgin Özcan
25 Kasım 2010

KKDF mağdurlarına müjde yok mu?



KKDF mağdurlarına müjde yok mu?

|Akşam Gazetesi| |25.11.2010|

 

Anımsanacağı gibi, bu ayın başında kredi faizleri üzerinden alınan Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) oranı yüzde 10'dan yüzde 15'e çıkarıldı. Konuyla ilgili kararın yürürlüğe girmesinin ardından, konu hakkında düşündüklerimizi 7 Kasım 2010 günkü AKŞAM'da yazmıştık.


KKDF oranındaki artışın, konu hakkındaki kararın yürürlüğünden sonra kullandırılacak kredilere uygulanacağına kuşku yok. Ancak, bu artışın daha önce tüketici kredisi kullananlara da uygulanmak istendiği biliniyor. Bankalara bu konuda söylenecek bir şey yok. Zira bankalar, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın verdiği görüş doğrultusunda hareket ediyorlar.

GÖRÜŞ DEĞİŞİKLİĞİ
Biraz geriye giderek hafızalarımızı tazeleyelim. 15 Ağustos 2004 tarihinde KKDF yüzde 10'dan yüzde 15'e çıkarılmış, Maliye Bakanlığı bu artışın kararnamenin yürürlük tarihinden sonra kullanılacak kredilere uygulanacağını açıklamıştı.

Bu son değişiklikte ise Gelir İdaresi, Bankalar Birliği'ne gönderdiği yazıda tam tersi yönde görüş bildiriyor. Yani, kredi kullanıcılarının yüklerinin artırılmak istenmesinin temel sebebi, bu yazıyla bildirilen görüş. Böyle olunca da ister istemez sormak lazım: Ne değişti?


HUKUKA UYGUNLUK
KKDF artışının karar öncesi kredi kullananlara uygulanmak istenmesinin hukuka uygun olup olmadığını anlamak için 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 10. maddesine bakmakta yarar var.
'Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir. Tüketici kredisi sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen kredi şartları, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez.'
Kanun hükmünden görüldüğü gibi, kredi şartlarında sözleşme süresinde tüketici aleyhine değişiklik yapılması mümkün değil. Bankaların sözleşmelerinde 'vergilerde vb meydana gelecek artışların yansıtılacağına' ilişkin hükümlerin de herhangi bir değeri bulunmuyor. Çünkü bu hüküm, açıkça kanuna aykırı.

KKDF'yi getiren 88/12944 sayılı Kararname'de meydana gelecek değişikliklerin yansıtılması konusunda bir hüküm yer almıyor. Oranları artıran Bakanlar Kurulu Kararı'nda da konu net değil. Kaldı ki, bankaların uygulamaya çalıştığı gibi bir düzenleme olsa da, 4077 sayılı Kanun hükmü dikkate alındığında, 'normlar hiyerarşisine' göre bunun geçerliliği bulunmuyor.


MÜJDE BEKLENTİSİ
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konu hakkında sorulan bir soru üzerine, 'madem konu bu kadar konuşuluyor, arkadaşlarla bu konuyu inceleyeceğiz.' açıklamasında bulunmuştu. Konunun hukuka aykırılığı açıkça ortadayken, konunun incelenmesinin neden bu kadar uzun sürdüğünü anlamakta güçlük çektiğimizi belirtmek isteriz.
Tüketici örgütleri, 'bankalara gitmeyin', 'bir şey imzalamayın' deseler de bunun pratik bir değeri yok. Çünkü bankalar, fiilen hesaplarını buna göre tek taraflı olarak düzeltmiş durumda. Yani, kredi müşterisi ödeme yaparken aradaki fark kendisinden isteniyor.
Kişisel bazda ortaya çıkan fark, dava açılmasına değmeyecek kadar küçük. Davanın nereye ve nasıl açılacağı konusundaki bilgi kirliliği de cabası. Bu nedenle, konu hakkında idareye görev düşüyor.
Garibanı sevindirmenin yolunun, eşeğini kaybettirip sonra buldurmak olduğu yönünde yaygın bir görüş vardır, bilirsiniz. Acaba yapılmak istenen bu mu? Vergi borçlarının yapılandırılması konusunda gösterilen gayretkeşliğin bu konuda da gösterilmesi hem hukuki açıdan hem de siyasal açıdan gerekli. Bizden söylemesi...


Soru ve Cevaplar

Eşiniz 3600 günle emekli olur
EŞİm 1956 doğumlu. 1972 yılında SSK'lı olarak işe başladı ve 2,5 yıl çalıştı. Evlilik nedeniyle işten ayrıldı. İki çocuğumuz oldu ve 4 yıldır isteğe bağlı sigorta ödüyoruz.  Bu durumda doğum borçlanmasından yararlanarak SSK'dan 3600 günle emekli olabilir mi?  Zafer Yaramış

Eşiniz doğum borçlanması yaparak 3600 günle SSK'dan emekli olur, ancak bunun için bazı noktalara dikkat etmeniz gerekiyor. 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödenen süreler, 4/b (Bağ-Kur) kapsamında geçen sigortalılık süresi sayılıyor. Yani eşiniz 1 Ekim 2008'den itibaren (2010 Kasım ayı ile birlikte 26 aydır) Bağ-Kur sigortalısı. SSK'dan emekli olabilmesi için isteğe bağlı sigortalı olarak 1230 günden (41 aydan) fazla prim ödememeli. Doğum borçlanmasını isteğe bağlı sigortalı iken yaparsa, borçlandığı süreler de 4/b (Bağ-Kur) kapsamında geçen sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Borçlandığı sürelerin 4/a (SSK) kapsamında geçen sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi için isteğe bağlı sigortalılığını sona erdirmesi, 4/a (SSK) kapsamında çalışmaya başlaması ve borçlanmayı ondan sonra yapması gerekiyor.

 

Emlak vergisinde ikinci taksit ödemesi
EVİ işyeri, arsa ve arazisi olan emlak vergisi mükelleflerinin, 2010 yılı emlak vergilerinin ikinci taksitini ödeme süresi bu ay sonunda bitiyor. Ödeme için bu gün dahil sadece 4 iş günü süre var. Yeri gelmişken hemen hatırlatalım: Emlak vergisi ikinci taksit ödemesi vergi borçlarının yeniden yapılandırılması kapsamında olmayacak. Bu nedenle, ödemenin geç yapılması halinde gecikme zammı ile karşı karşıya kalınacak.

 

GÜNÜN SÖZÜ
'İnsanlar yalan söylediklerinde olmak istedikleri fakat olamadıkları insanları anlatırlar.'  Dostoyevski



Bu yazı 3,006 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2022 Emlak vergisi muafiyetinde brüt alan hesabı
    • 19 Nisan 2022 Primlerimi geri alabilir miyim?
    • 4 Mart 2022 Vergi kaydına bağlı geriye dönük Bağ-Kur tescili
    • 6 Kasım 2021 Emekliliğe yılbaşından önce mi sonra mı başvurmak avantajlı?
    • 26 Ekim 2021 Geçmişe dönük Bağ-Kur tescili ve ihya yapılabilir mi?
    • 3 Mayıs 2021 Emeklilik sonrası çalışma, emekli aylığına katkı sağlar mı?
    • 17 Mart 2021 İsviçreden isteğe bağlı prim ödenebilir mi?
    • 14 Mart 2021 Staj sigortası doğum borçlanmasında başlangıç sayılır
    • 23 Şubat 2021 Banka çalışanı kıdem tazminatı alarak işten ayrılabilir mi?
    • 12 Şubat 2021 Kısa çalışma emeklilik tarihini öteler mi?
    • 15 Aralık 2020 Bağ-Kur prim borçları sildirilebiliyor mu?
    • 21 Ağustos 2020 Yaş beklerken baba üzerinden sağlık yardımı alınabilir mi?
    • 11 Ağustos 2020 Yurtdışı borçlanması emeklilik statüsünü etkiler mi?
    • 5 Ağustos 2020 Şirket ortağı SSK statüsünden emekli olabilir mi?
    • 10 Temmuz 2020 Kısa çalışma ödeneğiniz temmuz ayında da devam eder
    • 5 Temmuz 2020 Kısa çalışma kimler için uzadı?
    • 30 Haziran 2020 Eksik prim yatırılması fesih sebebi sayılır mı?
    • 26 Haziran 2020 Ücretsiz izin emekli çalışana fesih hakkı verir mi?
    • 23 Haziran 2020 Çalışan, esnek çalışmayla haklarını kaybedecek
    • 16 Haziran 2020 Kıdem tazminatında kazanılmış haklar




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,595 µs