En Sıcak Konular

Sezgin Özcan
Sözcü Gazetesi

Sezgin Özcan
1 Kasım 2011

Defter ve belgeleri depremde kaybolanlar



Defter ve belgeleri depremde kaybolanlarü

Depremden zarar gören işyeri sahiplerinin, deprem nedeniyle kaybolan veya değeri düşen mal, demirbaş, araç-gereç, taşıt, makine ve teçhizatları için vergi kanunlarında öngörülen 'zarar kaydı', 'fevkalade amortisman' ayrılması ve vergi borçlarının silinmesi' gibi kolaylıkları geçtiğimiz hafta yazmıştık...
İşletmelerin depremde kaybolan, kullanılamaz hale gelen veya değeri düşen malları ve demirbaşlarıyla ilgili olarak takdir komisyonlarına başvurması halinde, yapılacak tespitlere göre muhasebe kayıtlarını düzeltmesi mümkün olabilecek...
Bunun dışında, deprem nedeniyle defter ve belgeleri de zarar görmüş veya kaybolmuş olan mükelleflerin bu durumlarını mahkeme kararıyla belgelendirmeleri, faaliyetine devam eden mükelleflerin en kısa sürede yeni defter tasdik ettirmeleri gerekiyor.
ZAYİ BELGESİ ÖNEMLİ
Depremde mallarını kaybetmiş işyeri sahibinin aklına en son defter ve belgeleri gelir. Bu da gayet doğal. Çünkü önce canı, sonra malı aklına gelir. Ancak kaybolmuş olan defter ve belgeler sonradan büyük sıkıntılar yaratabilir.
Yıllar sonra bu defter ve belgeler vergi incelemesine yetkili olanlarca istendiğinde, vermesi mümkün olamaz. İşte asıl trajedi o zaman başlar. Zamanında gerekli işlemler yapılmazsa ileriki dönemlerde hem yüklü bir vergi cezası hem de hapis cezası söz konusu olabilir.
Bu nedenle de deprem nedeniyle defter ve belgeleri zayi olan mükelleflerin mahkemeden 'zayi belgesi' almaları gerekiyor.


NE YAPILMALI?
Defter ve belgelerin kaybolmuş olması halinde, bunun anlaşıldığı tarihte işletmede düzenlenecek bir tutanakla durumun tespit edilmesi gerekiyor.
Düzenlenen tutanakta; işletmeyle ilgili muhasebeden sorumlu kişi ve işletme sahibi veya yetkili müdürün imzaları bulunmalıdır. Tespit tutanağında; kaybolan belgelere ilişkin ayrıntılı bilgiler verilir. Daha sonra ilgili kurum ve kuruluşa başvurularak bir tutanak düzenlenmesi talep edilir.
Bu işlemlerden sonra bir gazeteye ilan verilerek, söz konusu ilanda kayıp faturaların seri ve sıra numarası ile adedine yer verilir. İşletmeye ait kaybolan faturaların başkalarının eline geçmesi ve kullanılması ihtimaline karşılık bu ilanın verilmesinde yarar var.
Olayın tutanağa bağlandığı tarihten itibaren 15 günü geçirmeden yetkili asliye ticaret mahkemesine başvurularak tespit davası açılmalıdır.
Mahkemeye başvururken gazete ilanı ve işletme içinde düzenlenen tutanak da mahkemeye ibraz edilmelidir.
Kaybolmamasına rağmen, depremden zarar gören defter ve belgelerin okunamayacak halde olması halinde, mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması ihtimaline karşılık bunların saklanması gerekiyor.
Mahkemeden talep edilmesi gereken, kayıp defter, fatura ve belgelerin geçersizliği ve 'zayi belgesi' verilmesidir.
 Mahkeme kararıyla zayi belgesi alındıktan sonra bir dilekçe ekinde tutanak ve gazete ilanı ile birlikte vergi dairesine bildirimde bulunulması gerekiyor.

Defteri depremde zayi olanların vergi matrahı
DEPREM nedeniyle defter ve belgeleri zayi olan mükelleflerin gelir ve kurumlar vergisi beyanlarına ilişkin;
► 1 Ocak ile depremin olduğu tarih arasındaki kıst döneme ilişkin matrahları takdir komisyonlarınca,
► Depremin olduğu tarihten 31 Aralık tarihine kadar olan döneme ilişkin matrah ise tasdik ettirilmiş olan yeni defterlere göre mükelleflerin kendilerince, tespit ediliyor.
 Depremin olduğu yıla ilişkin verilecek Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde beyan edilecek matrah bu iki matrahın toplamından oluşuyor.

Soru ve Cevaplar

15 yıl 3600 günü olan işçinin kıdem tazminatı hakkı
Çalışan elemanımız SGK tarafından 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendine gereğince verilen 3758 gün 17 yıl prim ödeme günü olduğuna ilişkin yazı ile kıdem tazminatını talep ediyor. Çalışanımız dört yıl firmamızda çalışmış olup 36 yaşındadır. Son yılda muhtelif tarihlerde 10 gün mazeretsiz işe gelmemiştir. Yasaları incelediğimizde konunun çok karışık, yargının ise her iki taraf lehine farklı kararlarının olduğunu görüyoruz. Bu durumda ne yapmamızı tavsiye edersiniz?
Ahmet Güner
1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendine göre işçiler, emeklilik için gereken yaş dışındaki sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı şartlarını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatına hak kazanıyorlar.
İşyerinizde dört yıldır çalışmakta olan işçiniz, emeklilik için gereken yaş dışındaki 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 prim gününü şartlarını tamamlamış. Bu durumda SGK'dan aldığı yazıyı ibraz etmek suretiyle kendi isteğiyle işten ayrılması halinde kıdem tazminatının ödenmesi gerekiyor.
Son yılda 10 gün mazeretsiz işe gelmemiş olması ayrı bir konu. 4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin birinci fıkrasının II/g bendine göre; işçinin, işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki iş günü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü ya da bir ayda üç iş günü işine devam etmemesi halinde, işveren işçiyi haklı nedenle bildirimsiz olarak işten çıkarabiliyor. Bu durumda işçi kıdem tazminatına da hak kazanamıyor. Ancak işverenin bu hakkını, işçinin devamsızlık halini öğrendiği günden başlayarak altı iş günü, her halde devamsızlığın gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde kullanması gerekiyor.

 



Bu yazı 2,337 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2022 Emlak vergisi muafiyetinde brüt alan hesabı
    • 19 Nisan 2022 Primlerimi geri alabilir miyim?
    • 4 Mart 2022 Vergi kaydına bağlı geriye dönük Bağ-Kur tescili
    • 6 Kasım 2021 Emekliliğe yılbaşından önce mi sonra mı başvurmak avantajlı?
    • 26 Ekim 2021 Geçmişe dönük Bağ-Kur tescili ve ihya yapılabilir mi?
    • 3 Mayıs 2021 Emeklilik sonrası çalışma, emekli aylığına katkı sağlar mı?
    • 17 Mart 2021 İsviçreden isteğe bağlı prim ödenebilir mi?
    • 14 Mart 2021 Staj sigortası doğum borçlanmasında başlangıç sayılır
    • 23 Şubat 2021 Banka çalışanı kıdem tazminatı alarak işten ayrılabilir mi?
    • 12 Şubat 2021 Kısa çalışma emeklilik tarihini öteler mi?
    • 15 Aralık 2020 Bağ-Kur prim borçları sildirilebiliyor mu?
    • 21 Ağustos 2020 Yaş beklerken baba üzerinden sağlık yardımı alınabilir mi?
    • 11 Ağustos 2020 Yurtdışı borçlanması emeklilik statüsünü etkiler mi?
    • 5 Ağustos 2020 Şirket ortağı SSK statüsünden emekli olabilir mi?
    • 10 Temmuz 2020 Kısa çalışma ödeneğiniz temmuz ayında da devam eder
    • 5 Temmuz 2020 Kısa çalışma kimler için uzadı?
    • 30 Haziran 2020 Eksik prim yatırılması fesih sebebi sayılır mı?
    • 26 Haziran 2020 Ücretsiz izin emekli çalışana fesih hakkı verir mi?
    • 23 Haziran 2020 Çalışan, esnek çalışmayla haklarını kaybedecek
    • 16 Haziran 2020 Kıdem tazminatında kazanılmış haklar




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,533 µs