Ekonomim.com
Uğur Tandoğan
21 Ekim 2014
Nankörlük kötü şeydir
Mirasa saygı
Merzifondaki çocukluğumun bayram sabahlarının şu sahnesi gözümün önünden hiç gitmez. Bayram namazından dönülmüştür. Annem komşunun fırınında sabaha kadar yavaş yavaş pişmiş keşkeği karıştırmaktadır. Babam Abdesliyken Yasini okuyayım demiş ve cam kenarındaki sedirde kuran okumaktadır. Gözüm, üstüne kırmızı biberli mis gibi tereyağın döküleceği keşkektedir. Kızgın yağın keşkeğe dökülmesi ile çıkan ses ile babamın Kuran okumasının sonu hep aynı ana denk düşerdi. O Arapça mısralardan sonra babamın şu sesleri havada yankılanırdı: Bize bu evi bırakmış olan kayınpeder ve kayınvalidem ile anne ve babamın ve diğer ölmüşlerimizin ruhuna... derdi.
Babam, Bitliste doğmuştu. Rus işgalinden kaçarlarken yolda annesini de kaybedip öksüz kalmıştı. Öksüz yurdunda yetişmiş ve okumuş, ilkokul öğretmeni olmuştu. Allah devlete zeval vermesin, bizi okuttu derdi. İlk tayini Merzifona çıkmıştı. Orada annemle evlenmişti. Oturduğumuz ev, dedemden anneme miras kalmıştı. Babam bu mirasa minnettarlığını her bayram okuduğu Yasin sonrası dile getirirdi.
Hocanın iyi niyetine nankörlük
Üniversitede son sınıftayız. Final sınavları yapılıyor. Eğer bu sınavları geçersek ve geçen dönemlerden kalan dersimiz yoksa mezun olacağız. En son sınavlardan bir tanesindeyiz. Sınav bitmek üzere. Derken arka sıralardan bir gürültü koptu. Hoca, bir arkadaşımızı kopyada yakalamıştı. Arkadaşımızın inkâr edecek bir durumu yoktu. Ufak kağıtlara yazılmış kopyalıklar üstünde çıkmıştı. Hoca arkadaşımızın kağıdını aldı, onu dışarı çıkardı.
Hepimiz merakla sonucu bekliyorduk. Eğer disipline verilirse arkadaşımız okuldan uzaklaştırma alacaktı ve o dönem mezun olamayacaktı. Bir sabah okula geldik. O dersin sınav sonuçları panoya asılıyordu. Kendi notuma baktım, geçmiştim. O sırada Açılın, ben de notuma bakacağım diye telaşlı bir ses duyduk. Bu, sınavda kopyada yakalanan arkadaşımızdı. Notunu buldu. Bizim okulda tam not 20 ve geçer not 10 idi. Arkadaşımızın sitemkar sesi geldi. Geçmişim. Ama Allahsız, 20lik kağıda 10 vermiş.
Ekmek teknesine nankörlük
Bazen çalışanların mevcut işyerleri veya eski işyerleri hakkında, patronları hakkında çok kötü konuştuklarına tanık olurum. (Kişinin eleştirmek hakkıdır, ama burada sözünü ettiğim kötü konuşmadır. )O zaman aklıma yukarda anlattığım kopya hikayesi gelir. Tabi ki, işveren kişiye işi bağışlamamaktadır. İş ilişkisi, bir alışveriştir. Kişi, beşeri sermayesini işverene kiralar. İşveren de buna karşılık kişiye, kira bedeli olarak ücretini verir. Ama sonuçta işveren o kişiyi seçmiştir. Kişi, oradan aldığı ücretle, yaşamını sürdürür. Evin kirasını öder; kazanı, oradan aldığı ücretle kaynar. Bu nedenle, ekmek teknesine saygısızlık yapmamak, nankör olmamak gerekir.
Bu da başka nankörlük
Nankörlük, kadir kıymet bilmemek her koşulda, her durumda çok kötü bir davranıştır. Bu ülke bir Kurtuluş Savaşı vermiştir. İşgal altındaki bir yurttan, Avrupanın hasta adamı bir devletten, tam bağımsız, pırıl pırıl bir devlet doğmuştur. Saltanattan Cumhuriyete geçilmiştir. Evet, bunu bu millet başarmıştır. Ama bu mucize, başta Mustafa Kemal ve onun silah arkadaşlarının önderliğinde olmuştur. Kurtuluş Savaşından çıkmış, taş taş üstünde kalmamış bir ülkede kalkınma seferberliği başlatılarak ciddi eserler ortaya konmuştur.
Ama görüyorum ki havada atalarımıza karşı bir kadir kıymet bilmezlik, bir nankörlük rüzgarı esmektedir. Hiçbir ulusun, devletlerinin kurucu atalarına bu denli saygısızlık edeceğini düşünemiyorum. Örneğin, bağımsız bir ülkede olmayı kime borçlu olduğunu unutanlar, Atatürk heykellerine saldırıyorlar, yakıyorlar. Ama resmi bir tepki gösterilmiyor, buna adeta seyirci kalınıyor. Öte yandan HŞÇG (Her şey çok güzel) televizyonlarında, ya da bir takım basın organlarında her fırsatta Atatürk yok sayılıyor ya da Atatürk düşmanlığı yapılıyor. Unutulamamalıdır ki hâlâ o devirlerden kalanları, mirası, ailenin mücevherlerini satarak geçiniyoruz.
Sonuç
Bir yerde nankörlük görünce üzülüyorum ve kızıyorum. Çünkü ben, babamdan böyle görmedim.
Bu yazı 2,304 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Mart 2024
Nereden nereye
-
19 Mart 2024
Çalışma saatleri azalırken
-
12 Mart 2024
Başarılı üç güzel insan
-
5 Mart 2024
Çalışma düzeninde esneklik: Hibrit çalışma
-
27 Şubat 2024
Bir cesur yürek daha durdu
-
20 Şubat 2024
Akıllı telefona akılsızca bağımlılık
-
13 Şubat 2024
Bulutlara nasıl bakıyorsunuz?
-
6 Şubat 2024
İşten çıkarmalar üzücüdür
-
30 Ocak 2024
Etik ve meslekler
-
30 Ocak 2024
Etik ve meslekler
-
23 Ocak 2024
Bir motor yolculuğu
-
16 Ocak 2024
Yeni bir yıla başlarken (2)
-
9 Ocak 2024
Yeni bir yıla başlarken
-
26 Aralık 2023
Toplam ücret paketinde seyahat
-
19 Aralık 2023
Mangal partisi
-
12 Aralık 2023
Toplu işten çıkarmalarda iletişim
-
5 Aralık 2023
Faydalı bir meyve ve zararlı üretimi
-
28 Kasım 2023
Selden geçip kumda boğulmak
-
21 Kasım 2023
İnsan sesine hasretim
-
14 Kasım 2023
Taylor Swift diye bir yıldız
Yorumlar
+ Yorum Ekle