Milliyet Gazetesi
Cem Kılıç
15 Şubat 2015
Malullük aylığı alan sayısı 115 bin kişiyi aştı
Malullük aylığı alan sayısı 115 bin kişiyi aştı
Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) son istatistiklerine göre malullük aylığı alan kişi sayısı 115 Bin 898e ulaştı. Maluliyet tespit yönetmeliğinde yapılan değişiklik sonrası 2013 yılı verileri ile karşılaştırıldığında malul sayısı 3.578 kişi artmış.
İş kazası veya meslek hastalığı meslekte kazanma gücünün veya başka bir sebeple çalışma gücünün en az yüzde 60ını kaybeden kişiler malul sayılıyor. Bu oranın belirlenmesinde yetkili kurum SGKnın sağlık kuruludur. Bu kurul SGKnın yetkilendirdiği sağlık hizmet sunucularının konuyla ilgili verdiği raporu değerlendirir ve malullüğe ilişkin kesin kararı verir.
Malul sayılmak için sağlık kurulu raporu tek başına yeterli değil. Bir kişinin malul sayılabilmesi için en az 1.800 gün prim ödemiş olması gerekir. Malul sayılmak için SGKya başvuran kişi eğer adına 1.800 gün prim ödenmemiş ise sağlık kuruluşuna sevk edilmez. Eğer 1.800 gün prim ödemesi var ise SGK kişiyi rapor alması için sağlık kuruluşuna sevk eder ve raporun sonucu beklenir. Sağlık kuruluşundan gelen raporda çalışma gücü kaybı yanında kişinin başka birisinin sürekli bakımına muhtaç olduğu da tespit edilirse başka bir koşul aranmaksızın malullük aylığı bağlanır. Fakat gelen raporda böyle bir ibare yoksa ve çalışma gücü kaybının en az yüzde 60 olduğu tespit edilmişse bu kez 10 yıldır sigortalı olma şartına bakılır. Malul sayılan kişi eğer en az 10 yıldır sigortalıysa bu durumda malullük aylığına hak kazanabilir. Diğer yandan malul sayılan kişi eğer 4/bli yani eski adıyla Bağ Kurluysa malullük aylığı bağlanması için SGKya borcu olmaması şartı da aranır.
Borçlanmayla tamamlanabilir
Malul sayılmak için SGKya başvuru yapan fakat 1.800 gün primi olmayan kişiler askerlik, doğum veya yurtdışı borçlanması ile 1.800 gün prim ödeme şartını yerine getirebilirler. Örneğin 5 yıldır sigortalı olan fakat bu arada iki yıl doğum nedeniyle sigortası yatmayan bir kadın sigortalı 720 gün doğum borçlanması yaparak prim sayısını 1.800 güne tamamlayıp malullük için sevk işlemlerini başlatabilir. Bu durumda SGK kendisine borçlanma talebi yapıldığı anda kişilerin sevk işlemlerini gerçekleştirir.
Bakıma muhtaç haller
Malul sayılmak için 10 yıldır sigortalılık şartına tabi olmayan başkasının sürekli bakımına muhtaç olma halleri ilgili yönetmelikte tanımlanmış durumda. Buna göre;
- Merkezi sinir sistemi ozuklukları ile birlikte olan diğer hastalık ve arızalar.
- Süreli veya sürekli ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinde kalmayı gerektiren ve tedavi edilemeyen psikotik hastalıklar.
- İki gözde de yüzde yüz görme kaybı.
- İki elin kaybı.
- Bir kolun omuzdan ve bir bacağın kalçadan kaybı.
- Her iki bacağın alttan en az 1/3ünün kaybı.
- Tedavisi olanaksız bir hastalıktan ileri gelen ağır beslenme bozuklukları ve kaşeksiler.
- Tedavi edilemeyen, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olan ağır hastalık ve arızalar başkasının sürekli bakımına muhtaçlık durumlarıdır. Bu durumlardan herhangi birisine maruz kalmış kişiler için en az 10 yıldır sigortalı olma şartı aranmaz.
Rapora dikkat!
2013 yılında Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği yenilendi ve maluliyette dikkate alınacak oranlar değişti. Bu değişiklik ile birlikte maluliyete sebep olan birden fazla hastalığı bulunan kişilerin iki hastalığının birden çalışma gücü kaybında değerlendirilmesi mümkün hale geldi. Fakat buna rağmen raporlardaki çalışma gücü kaybı oranlarında değişiklik gözlenmiyor. Özellikle yüzde 55, yüzde 50 gibi oranlarda kalan kişiler ciddi mağduriyetler yaşıyor.
Diğer yandan bir kişi yetkili hastaneden çalışma gücünü yüzde 60 kaybettiğine dair sağlık raporu alsa bile SGK sağlık kurulu bu raporu dikkate almayıp yeniden sağlık kurulu raporu talep edebiliyor. Yani raporun geçerli olup olmadığına SGK sağlık kurulu karar veriyor.
Malul sayılmak istenen kişiler de bu gibi durumlarda mağduriyet yaşayabiliyorlar. Bu konuda gelen şikayetlerin pek çoğu yürümekte, konuşmakta, işe gidip gelmekte çok zorlanacak nitelikte hastalıkları bulunan kişilere bile çalışma gücünü yüzde 60 kaybetmiştir raporunun verilmemesi nedeniyle pek çok kişinin dünyasının karardığı yönünde.
Bu yazı 2,145 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
22 Nisan 2024
Geride kalanlara aylık bağlanması
-
15 Nisan 2024
Buluş yapan işçi bedelini nasıl alır?
-
12 Nisan 2024
Yıllık izinle ilgili her şey
-
9 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada yıllık izin hakkı
-
8 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada kıdem tazminatı
-
6 Nisan 2024
Bayram sonrası telafi çalışması
-
3 Nisan 2024
Yaşlılık yüküne yeni çözüm gerek
-
29 Mart 2024
Fazla çalışmanın ispatı
-
25 Mart 2024
Yoksulluk ve zorla çalıştırma
-
22 Mart 2024
Özel güvenlik ilgi bekliyor
-
18 Mart 2024
Yemek yardımı neden önemli?
-
15 Mart 2024
Ramazanda çalışma hayatı
-
11 Mart 2024
İş sözleşmesi ve işyeri devri farklı
-
8 Mart 2024
Çocuk hakları
-
2 Mart 2024
Dışarıdan primle memur emekliliği
-
26 Şubat 2024
Haftalık çalışma süresi kısalır mı?
-
23 Şubat 2024
Sosyal hareketlilik ve gelir eşitsizliği
-
19 Şubat 2024
Emeklilik için doğum borçlanması
-
16 Şubat 2024
Dövizle ücretin sınırları neler?
-
12 Şubat 2024
Kıdem tazminatı tavanı arttı
Yorumlar
+ Yorum Ekle