Milliyet Gazetesi
Cem Kılıç
8 Aralık 2015
Gençler için tamamlayıcı emeklilik öne çıkarılsın
Gençler için tamamlayıcı emeklilik öne çıkarılsın
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından yayımlanan ve emeklilik sistemini konu alan son rapora göre, emeklilik sistemleri ne yazık ki, gelecek kuşaklar için bugünkü kadar cömert olmayacak. Bu sebeple, gelecekte emekliliğe hak kazanmış çok sayıda kişi yoksulluk riskiyle karşı karşıya gelebilir. Türkiye açısından tamamlayıcı emeklilik sistemlerinin hükümet programına girmesi bir tesadüf değil.
Bir Bakışta Emeklilik 2015 Raporundan görülüyor ki, OECD üyesi ülkelerin yaklaşık yarısı, mevcut emeklilik sistemlerinin uzun vadede sürdürülebilir olması amacıyla özellikle son 2 yılda çeşitli tedbirler almış durumda. Bununla birlikte, üye ülkelerin üçte birinde sosyal güvenlik ağını güçlendirmek ve emekliler içindeki kırılgan gruplara yardım etmek için önemli adımlar atılmış.
Raporda pek çok ülkede 65 olan emeklilik yaşının 67ye yükseltildiği ifade ediliyor. Dahası, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, İrlanda, İtalya ve İngiltere gibi ülkelerde emeklilik yaşının 70e yükseltilmesinin planlandığı da belirtilmiş. Ortalama yaşam sürelerinin uzaması, sağlık alanında yaşanan gelişmeler ve sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekliliği nedeniyle emeklilik yaşlarının yükselmesi söz konusu oluyor.
Kadında yaş artıyor!
2000li yılların başından bu yana, emeklilik yaşı özellikle kadınlar için istikrarlı bir şekilde yükselmeye devam ediyor. Bununla birlikte, 55-64 yaş grubundaki kişilerin istihdam oranları birçok ülkede önemli ölçüde artmış durumda. Bu anlamda, söz konusu yaş grubundaki istihdam oranı, örneğin Almanyada yüzde 45ten yüzde 66ya; İtalyada yüzde 31den yüzde 46ya ve OECD genelinde ortalama olarak yüzde 52den yüzde 57ye yükselmiş. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiyede 2014 yılı itibarıyla 15 64 yaş arasındaki çalışma çağı nüfusu içinde 55 yaş üzerindeki kişilerin istihdam oranı yüzde 31.4.
Nüfus yaşlandı eğilimler değişti
OECD raporunda, pek çok ülkede yaşlanan nüfusun işgücü piyasası eğilimlerini değiştirdiğinin altı çizilmiş. Rapora göre, halihazırda emekli olanların büyük bölümü, çalışma hayatları boyunca genellikle istikrarlı işlerde çalışmışken; işgücü piyasasına bugün katılan kişiler için çalışma hayatları boyunca istikrarlı bir istihdam veya kesintisiz bir kariyer imkanından söz etmek mümkün olmayabilir. İşgücü piyasalarında geçici ve güvencesiz işlerin sayısındaki artışa karşılık tam zamanlı ve istikrarlı sözleşmelerin sayısının azalması, emeklilik maaşları için birikmesi gereken primlerin sürekliliği üzerinde negatif yönlü etki yapıyor.
Gençler emeklilikte yoksul olabilir
Raporda, pek çok ülkede özellikle gençler arasında işsizlik oranlarının yüksek düzeyde seyrettiği; buna karşılık, yaşlı işçiler arasında da uzun dönemli işsizlik oranlarının görece yüksek olduğu belirtiliyor. Genç nesil açısından, işsiz geçirilen, yani işgücü piyasasının dışında kalınan süreler, aynı zamanda emeklilik sisteminin de dışında kalmak anlamına geliyor. OECDye göre, bu nedenle çok sayıda kişi gelecekte emekli olduğunda daha düşük emeklilik aylığı ile yaşamını sürdürmek zorunda kalacak.
OECD, söz konusu muhtemel senaryo ışığında, bazı ülkelerde yaşamını sürdürebileceği asgari düzeyde bir emeklilik gelirine sahip olamayacak kişiler için şimdiden tedbir alınması gerektiği görüşünde. Bu anlamda, örneğin Şili, Türkiye, Kore, Meksika ve Amerika gibi OECD ülkelerinde emeklilerin göreli olarak daha yüksek yoksulluk riski ile karşı karşıya olacakları ifade ediliyor. Bu nedenle, bireysel emeklilik sistemi gibi tasarruf araçlarının çalışanlar tarafından mutlaka uygulamaya konulması gerekiyor.
Türkiye portresi neyi gösteriyor?
OECD raporundaki özel Türkiye analizine göre;
-Türkiyede çalışanların yıllık ortalama gelirleri 12 bin 164 dolar. Bu rakam, OECD ortalaması olan 40 bin doların üçte birinden daha az.
-Kamunun emeklilik harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı itibarıyla OECD ortalaması yüzde 7.9 iken Türkiyede yüzde 7.5.
-Türkiyede doğuşta beklenen yaşam süresi ortalama 75 yıl iken, OECDde ortalama 80 yıl.
-65 yaş üzerindeki nüfusun toplam nüfus içindeki payı Türkiyede yüzde 7.7 iken; yaşlanan nüfus yapısı nedeniyle OECDde ortalama yüzde 16.2.
-Sosyal eşitlik göstergelerinden biri olarak kabul edilen 65 yaş üzeri nüfusta yoksulluk oranı, 2014 yılı itibarıyla Türkiye için yüzde 18 iken; OECDde ortalama yüzde 13 düzeyinde.
Bu yazı 2,104 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Nisan 2024
Buluş yapan işçi bedelini nasıl alır?
-
12 Nisan 2024
Yıllık izinle ilgili her şey
-
9 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada yıllık izin hakkı
-
8 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada kıdem tazminatı
-
6 Nisan 2024
Bayram sonrası telafi çalışması
-
3 Nisan 2024
Yaşlılık yüküne yeni çözüm gerek
-
29 Mart 2024
Fazla çalışmanın ispatı
-
25 Mart 2024
Yoksulluk ve zorla çalıştırma
-
22 Mart 2024
Özel güvenlik ilgi bekliyor
-
18 Mart 2024
Yemek yardımı neden önemli?
-
15 Mart 2024
Ramazanda çalışma hayatı
-
11 Mart 2024
İş sözleşmesi ve işyeri devri farklı
-
8 Mart 2024
Çocuk hakları
-
2 Mart 2024
Dışarıdan primle memur emekliliği
-
26 Şubat 2024
Haftalık çalışma süresi kısalır mı?
-
23 Şubat 2024
Sosyal hareketlilik ve gelir eşitsizliği
-
19 Şubat 2024
Emeklilik için doğum borçlanması
-
16 Şubat 2024
Dövizle ücretin sınırları neler?
-
12 Şubat 2024
Kıdem tazminatı tavanı arttı
-
9 Şubat 2024
Yemek yardımı için sınır var mı? (1)
Yorumlar
+ Yorum Ekle