En Sıcak Konular

Uğur Tandoğan
Ekonomim.com

Uğur Tandoğan
16 Şubat 2016

Titanicin kaptan ve d politikamz



Titanic’in kaptanı ve dış politikamız

 

 

Dünya

 

“Özgürlük dediler ve bizi  öldürdüler”

Bir hastanenin “check-up” bölümünde idik. Eşime eşlik ediyordum. Öğlene doğru genç bir  karı-koca, çocukları ile geldiler. Çocuklardan birisi 4-5 yaşlarında bir erkek, diğeri ise 7-8 yaşında bir kız çocuğu idi. Eşim, yanına oturan erkek çocuğa takılmak istedi. Çocuk, hemen babasının yanına kaçtı. “İsmin nedir senin?” diye ilişkiyi tamir etmek istedim. Babası İngilizce “Anlamaz” dedi. Baba ile konuşmaya başladım. 

Suriye’den dört yıl önce kaçmışlardı. Genç adam anlatmaya başladı: “Biz Halep’in kırsal kesimindeniz. Bütün akrabalarımız öldü. Biz canımızı zor kurtardık” dedi. “Ne iş yapardınız?” diye sordum. “Halep’te hediyelik eşya satan bir dükkanım vardı” dedi.  “Burada ne iş yapıyorsunuz?” diye sordum. “Sultanahmet’te hediyelik eşya satan bir dükkanda çalışıyordum. Ama son bir yıldır işler orada da iyi değil. Gelen turistlerin kalitesi düştü” diye ekledi. Şimdi Kanada’ya göçüyorlardı. Sağlık raporu için gelmişlerdi; vize için son formaliteleri yerine getiriyorlardı. Kadın, bir Ortadoğu kadını idi. Konuşmalara girmedi. Belki de İngilizce bilmiyordu. Ama gözlerindeki yorgunluğu ve yeni bir maceraya atılmanın tedirginliğini görebiliyordum. 

Bizim işimiz bitmişti. Ayrılmadan Suriyeli babaya sordum. “Altı yıl öncesine dönmek ister misiniz?” Gözleri doldu. “Evet. Normal bir yaşamımız vardı. Ama daha özgürlük dediler ve bizi öldürdüler.”

Umut botları

Yukardaki olayı geçen hafta yaşadım. Aşağıdaki manzaralara da geçtiğimiz yaz, Ege sahillerinde tanık oldum.

Ancak savaş filmlerinde görebileceğiniz bir manzara. Gecenin karanlığında ya da sabahın ilk ışıkları ile otobüsler dolusu gelen kadın, erkek, çoluk, çocuk. Zeytin ağaçlarının arasında gizlenerek onları Avrupa topraklarına götürecek umut botlarını bekliyorlar. Derken siyah bir lastik bot yanaşıyor sahile. İnsan kaçakçısı şebekenin son halkası iş başında. Önce erkekleri diziyorlar botun kenarlarına; domates kasasına domates dizer gibi. Sonra kadınlar ve çocukları ortaya koyuyorlar. Botta bir karış boş yer yok. İnsanlar yanlarına fazla bir şey alamıyorlar. Sahilde terkedilmiş sırt çantaları, şahsi eşyalar. İnsanların bir kısmında can yelekleri var, bir kısmında o da yok. Ama görüldü ki can yeleklerinin bir kısmı da sahte. 

Kaçakçılar uzmanlaşmış. Erkekler arasından gözüne kestirdikleri birisini dümenci olarak seçiyorlar; onu dümenin başına oturtuyorlar. Umut botuna kaçakçılardan birisi de biniyor. Dümenciye 3 dakikada motoru nasıl kullanacağını anlatıyor. Umut botu ile Avrupa topraklarına doğru açılıyorlar. Seçilen dümenciye işbaşı eğitimi veriliyor. Sahilden 20-30 metre uzaklaşınca kaçakçı yüzerek geri dönüyor. 

Motor durmaz, dalgalar botu alabora etmez, Türk ya da Yunan sahil güvenlik yollarını kesmez ise, umut yolcuları adaya ulaşıyor.  Yoksa cesetler sahillere vuruyor, televizyonda ve basında çok küçük bir bölümünün resimlerini görüyoruz. Kıyılara ulaşamayanlar şehirlerimizde dileniyor.

Bir yorum

Nasıl geldik buraya? Görünen köy kılavuz istemez; yanlış dış politikalarla geldik. Anadolu’da bir laf vardır “Haline bakmadan, halı dokuyor” derler. Boyumuza pozumuza bakmadan, yabancı bir ülkenin rejimine ayar vermeye kalktık. Onların iç işlerine karıştık. Ortadoğu batağına bulaştık. İşte sonuç; şimdilik nur topu gibi bir göçmen sorunumuz oldu. 

Şimdilik göçmen sorunumuz var, diyoruz. Ama daha da tehlikeli sulara giriyoruz. Bir kısım medya şimdi de savaş tam tamları çalmaya başladı. Bu işaretleri ciddiye almak, kaygılanmak gerekir, diye düşünüyorum. Çünkü bu memlekette bir şey olmadan önce oralardan duman çıkıyor. Her aklı başında yurttaşın bizim olmayan bu savaşa hayır demesi gerekir.

Türkiye’nin dış politikası buz dağına çarpmış durumda. “Yurtta Sulh, cihanda sulh” ilkesini unutmuşuz. “Onurlu yalnızlık” diye bir züğürt tesellisi ile bu küresel dünyada yalnız kalmışız. Titanic’in kaptanı da yaşasaydı çok yalnız kalacaktı.  Ama “Onurlu bir yalnızlık” diyecek miydi, bilemiyorum...


Bu yazı 2,178 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Mart 2024 Nereden nereye
    • 19 Mart 2024 Çalışma saatleri azalırken
    • 12 Mart 2024 Başarılı üç güzel insan
    • 5 Mart 2024 Çalışma düzeninde esneklik: Hibrit çalışma
    • 27 Şubat 2024 Bir cesur yürek daha durdu
    • 20 Şubat 2024 Akıllı telefona akılsızca bağımlılık
    • 13 Şubat 2024 Bulutlara nasıl bakıyorsunuz?
    • 6 Şubat 2024 İşten çıkarmalar üzücüdür
    • 30 Ocak 2024 Etik ve meslekler
    • 30 Ocak 2024 Etik ve meslekler
    • 23 Ocak 2024 Bir motor yolculuğu
    • 16 Ocak 2024 Yeni bir yıla başlarken (2)
    • 9 Ocak 2024 Yeni bir yıla başlarken
    • 26 Aralık 2023 Toplam ücret paketinde seyahat
    • 19 Aralık 2023 Mangal partisi
    • 12 Aralık 2023 Toplu işten çıkarmalarda iletişim
    • 5 Aralık 2023 Faydalı bir meyve ve zararlı üretimi
    • 28 Kasım 2023 Selden geçip kumda boğulmak
    • 21 Kasım 2023 İnsan sesine hasretim
    • 14 Kasım 2023 Taylor Swift diye bir yıldız




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,668 µs