İhracat 10,8 milyar dolar oldu
1 Ağustos 2015 12:26 tsi
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), temmuz ayı ihracat verilerini açıkladı.
İhracat 10,8 milyar dolar oldu
Dünya
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), temmuz ayı ihracat verilerini açıkladı. Buna göre temmuz ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 düşerek 10 milyar 857 milyon dolar oldu.
Yılın 7 aylık döneminde toplam ihracat yüzde 8,8 gerileme ile 84 milyar 369 milyon dolar olarak gerçekleşirken, son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 düşerek 148 milyar 567 milyon dolar oldu.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracattaki düşüşte emtia fiyatlarındaki gerileme ile oluşan fiyat baskısı ve dünya ithalatındaki düşüş ile Euro-Dolar paritesindeki yaşanan kayıpların etkili olduğunu vurguladı.
Büyükekşi Temmuz ayında sanayi ve tarım ihracatımız kilo bazında yüzde 4,1 arttı ve ABye ihracatımız Euro bazında yüzde 6,9 artış gösterdi. Bu veriler, ihracatçılarımızın dünyaya daha fazla mal sattıklarını ve dünyada pazar payı kazanmaya devam ettiklerini gösteriyor diye konuştu.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşinin tüm açıklaması şöyle:
Terörü kınıyoruz
Türkiye son günlerde zor bir dönemden geçiyor. Geçtiğimiz ay Şanlıurfanın Suruç ilçesinde tüm Türkiyeyi derinden etkileyen, elim bir terör saldırısı gerçekleşti. Bu olayların ardından polisimize, askerimize kurulan hain pusular yüzünden bir kere daha sarsıldık. Her türlü terör girişimini kınıyor; şiddeti lanetliyoruz. Suruç başta olmak üzere, bugüne kadar terör olaylarında hayatlarını kaybetmiş tüm vatandaşlarımıza ve güvenlik güçlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve halkımıza baş sağlığı diliyoruz.
Türkiyede huzur, hoşgörü, birlik ve beraberlik ortamına yakışacak şekilde yaşamak hepimizin ortak arzusudur. Ülkemizin ilerlemesine, başarısına ve dünyada önemli bir yer edinmesine katkıda bulunmak, her bir vatandaşımızın emeğidir ve gururudur. Buna ters düşecek yaklaşımlara karşı durmak ortak sorumluluğumuzdur.
Türkiyedeki istikrarın korunmasına, ekonomik büyümenin devamına ve demokrasimize kast eden tüm saldırıların karşısında olduğumuzu tekrar belirtmek istiyoruz. Her zaman olduğu gibi, bu kötü günlerin üstesinden de millet olarak hep birlikte geleceğimize inanıyoruz.
Türkiyenin önceliği istikrarın korunması
Türkiyenin daha önce olduğu gibi ekonomi gündemine odaklanması gerektiğini vurgulamak istiyoruz. Türkiyenin ihracat odaklı büyüme ve üretim politikasını sürdürerek yeni bir başarı öyküsüne ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Ülkemizin üretime ve reel sektöre daha fazla destek vererek, ihracatta yeni pazarlara odaklanarak yıllık büyüme hızını yüzde 3 seviyesinden son yıllarda olduğu gibi yüzde 5 ve üzerine çıkarması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun yolunun da inovasyon, Ar-Ge, tasarım, markalaşmayı ön plana çıkarmamız ve dijital dönüşüme hızla adapte olmamızdan geçtiğine inanıyoruz.
Dünya ekonomisi yavaş tempoda ilerliyor
Dünya ekonomisi 2015 yılını büyüme hızında bir miktar kayıpla sürdürüyor. Bu gelişmede özellikle, gelişmekte olan ekonomilerin tempo kaybı etkili oluyor. Gelişmiş ekonomilerdeki toparlanma da yavaş seyrini koruyor. Bu doğrultuda, IMF de Temmuz ayında yayınladığı World Economic Outlook raporunda, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ekonomilere dair 2015 beklentilerini aşağı yönlü revize etti. Bununla birlikte, her iki ülke grubunda da 2016 yılında ekonomik hızın güçleneceği beklentisi korunuyor.
Yunanistan ile AB, IMF ve kreditörler arasında yeni bir yardım ve borç programı uygulanması konusunda uzlaşma sağlanmasını bölge dinamikleri ve ticaretimiz açısından güzel bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Yunanistan sorununun bir iflas veya Eurodan çıkış ile sonuçlanmaması Avrupa Birliğindeki iyileşmeyi destekliyor. Avrupa Birliğindeki büyüme ve iyileşme özellikle ihracatımız için büyük önem taşıyor. Dolayısıyla bu beklentiler, geleceğe yönelik ümitlerimizi yeşertiyor. Keza Avrupa ekonomisindeki toparlanma ile birlikte, yılın ilk 5 ayında ABnin Euro bazında ithalatı %2 artarken, ABye ihracatımız Euro bazında %12 artış gösterdi.
İran anlaşması türkiye için önemli fırsatlar barındırıyor
İran ile nükleer silah konusunun barışçıl bir çözüme kavuşturulması, tüm dünyanın güvenliği için önemli bir gelişme oldu. İran ile P5+1 ülkeleri arasındaki müzakerelerin kalıcı bir anlaşmayla sonuçlanması, sadece İranın değil tüm bölgenin dış ticaretini güçlendirecek tarihi bir adımdır.
İranın dünya ile bütünleşmesi, bölgede siyasal risklerin azalmasının yolunu açacak, böylece tüm bölgeye yatırımlar artarken, bölgenin dış ticareti de gelişecektir. Bu bağlamda İran ekonomisinde, bilhassa turizm, enerji, bankacılık, petrokimya, telekomünikasyon, ulaştırma ve otomotiv sektörlerinde büyük çaplı yatırımlar ve dönüşümler yaşanmasını ve dolayısıyla İranın altyapısının yenilenmesinde ve geliştirilmesinde, özellikle havaalanı, karayolu, otel ve konaklama tesislerinin inşası, modernizasyonu ve işletilmesi konusunda büyük fırsatların doğmasını bekliyoruz.
Bu anlaşma ile birlikte İrana yaptırımların kademeli olarak kalkmasını, İran Riyalinin istikrara kavuşmasını ve İranın uluslararası bankacılık sistemine entegrasyonunun kolaylaşmasını bekliyoruz. Bu durumundan en fazla yarar sağlayacak olan ülke ise bu fırsatı iyi değerlendirdiği takdirde Türkiye olacak. Bunun en büyük sebebi olarak da İranın refah düzeyinin yükselmesi ve buna bağlı olarak tüketiminin artmasının 2016 yılının ortalarından itibaren ihracatımıza olumlu katkı vereceğini tahmin ediyoruz. Sayın Ekonomi Bakanımızın da açıkladığı gibi İran ile ticaret hacmimizin yılsonunda 16 milyar dolar, 2016 itibarıyla ise 35 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz.
Diğer taraftan, ABD ve AB başta olmak üzere diğer uluslararası firmaların da İrana ciddi bir ilgi duyduğu gerçeğinden yola çıkarak gerek ticaret gerekse yatırımlar hususunda, üçüncü taraflardan önemli bir rekabet ortamı ile karşılaşılabileceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla söz konusu fırsatlar ile birlikte oluşacak rekabet ortamında ihracatçılarımızın ve yatırımcılarımızın cesur adımlar atmasının oldukça önemli olduğuna inanıyoruz. Bu amaçla da bir an önce İran ile ilişkilerimizin geliştirilmesi için çalışmalarımızı hızlandırmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Çin ile yerel parayla dış ticaretin geliştirilmesine sıcak bakıyoruz
Hassas dış dengelerin ve sanayileşme stratejilerinin kritik önem kazandığı bu dönemde, krizler kadar fırsatlar ve yeni politikalar tüm dünya ekonomileri tarafından değerlendiriliyor. Bizim de bu noktada pro-aktif davranarak para birimimiz Türk Lirasının global ölçekte daha etkin bir rol oynaması için Çin ile yapılacak Yuan-TL anlaşmasının iki ülke arasında karşılıklı altyapının kurulmasıyla birlikte önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Bu bağlamda İran ve Rusya örneklerinde olduğu gibi Çinle de yerel parayla dış ticaretin geliştirilmesine sıcak bakıyoruz.
Dünya mal ticaretinde gerileme yaşanıyor
Tüm küresel konjonktüre baktığımızda aşağı yönlü risklerin hala geçerliliğini koruduğunu görüyoruz. Bu risklerin başında özellikle dünya mal ticaretindeki gerileme, düşük emtia fiyatları ve Euro-dolar paritesindeki düşüş gelirken, ihracatımız da bu gelişmelerden son derece olumsuz etkileniyor.
Dünya ithalatında yılın ilk yarısında ortalama yüzde 13,8lik gerileme yaşandı. En fazla ihracat yaptığımız Almanyanın yılın ilk 5 ayındaki ithalatı dolar bazında yüzde 17 gerilerken, İtalyanın ithalatının yüzde 16, Fransanın ithalatının yüzde 19, İspanyanın ithalatının yüzde 16, Rusyanın ithalatının yüzde 39, Çinin ithalatının yüzde 17, Hollandanın ithalatının yüzde 20 ve Fasın ithalatının yüzde 23 gerilediğini görüyoruz.
FED faiz artışı beklentisi emtia fiyatlarını geriletiyor
Diğer taraftan, ABD Merkez Bankası FEDin faiz artışı beklentisi ile doların güçlenmesi emtia fiyatlarında gerilemeye yol açıyor. Özellikle metal fiyatları ile altın başta olmak üzere kıymetli maden fiyatlarında gerileme daha çok hissediliyor. Örneğin, Brent Petrolun fiyatı son 12 ayda %50, çeliğin %67, nikelin %40, altının fiyatı ise %16 geriledi. Düşen emtia fiyatları, birim fiyatları da aşağıya çekiyor. İşte bu yüzden ihracatçılarımız aynı ürünü daha düşük fiyata satmak zorunda kalıyor. Ürün sayısı ya da sattığımız ürünün kilogramı artmış bile olsa düşük fiyatlar, ihracatımıza değer bazında kayıp olarak yansıyor.
İhracatçılarımız ise bu konjonktürde kilogram bazında ihracatını artırıyor. Temmuz ayında tarım ve sanayi sektörlerimizin kilogram bazlı ihracatı yüzde 4,1, ilk 7 ayda ise yüzde 2,5 artış gösterdi. Bu da birim fiyatlarının düştüğü, dünya ithalatının gerilediği bir ortamda Türkiyenin daha fazla ihracat yaptığını ve dünyada pazar payı kazandığını gösteriyor.
Diğer taraftan uzun bir süredir Euro-Dolar paritesi üzerinde ABD Merkez Bankası FEDin faiz artırım süreci etkili oluyor. Bu sebep nedeniyle ortalama parite değeri Temmuz ayında yüzde 18,8, yılın ilk 7 ayında ise yüzde 18,6 geriledi. Paritenin ihracatımıza olumsuz etkisi temmuz ayında 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşirken ilk 7 ayda bu rakam 8 milyar doları geçti.
8 milyar dolar parite kaybı
Biz sene başında paritenin ihracatımıza olumsuz etkisinin tüm yıl için 8 milyar dolar olabileceğini tahmin etmiştik. Yılbaşında tahmin ettiğimiz rakama 7 ayda ulaştık. Dolayısıyla ilk 7 ayda tüm ihracatımızdaki rakamsal gerilemenin 8 milyar dolar olduğunu düşünürsek, bu kaybın tamamının pariteden kaynaklandığını görüyoruz. Bu şu anlama geliyor, eğer parite geçen yıl ile aynı kalsaydı, ilk 7 ayda ihracatımız geçen sene ile aynı seviyede kalacaktı.
Halbuki Euro bazında bakıldığında ABye ihracatımız Temmuz ayında yüzde 6,9, ilk 7 ayda ise yüzde 7,2 artış gösterdi. Kilogram bazında baktığımızda ise ABye kilo bazlı ihracatımızın Temmuz ayında yüzde 7,4, ilk 7 ayda ise yüzde 1,4 artış gösterdiğini görüyoruz. Dolayısıyla ihracatımız, doların tüm dünyada değerlenmesine paralel olarak değer kaybetmiş görünse de, kilogram bazlı ve Euro bazında değerlere baktığımızda ihracatımızın görünenden daha iyi bir konumda olduğunu görüyoruz. Buradan yola çıkarak Eylül ayından itibaren değer bazında da ihracatın toparlanacağını tahmin ediyoruz.
TİM Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu 2015i açıkladı
TİM, ay içerisinde Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu 2015i açıkladı. TİMin web sitesinden (http://www.tim.org.tr/tr/ihracat-arastirma-raporlari-ekonomi-ve-dis-ticaret-raporu-1.html) erişilebilen rapora göre Türkiye 2014 yılında gerçekleştirdiği 157,6 milyar dolar ihracat ile dünya ihracat sıralamasında bir basamak yükseldi ve 31. sıraya çıktı. Türkiye, 2014 yılında Norveçi geride bıraktı.
İhracat artışı ile sağlandı. İlk 70 ekonominin ortalamada yüzde 2,5 seviyesinde seyreden ihracat performansına oranla, Türkiye yüzde 3,8 ile daha iyi bir artış düzeyi yakaladı. 2014 yılında ilk 10 ana pazardan 7sinde ihracat artışı yakalandı.
2014 yılı itibariyle dış ticareti en yüksek yapılan 28 dış ticaret faslı içinden 10 tanesinde Türkiye net ihracatçı konumunda. 2014 yılında en çok dış ticaret gerçekleştirilen 25 ülke içinde Türkiye, yedisinde net ihracatçı oldu.
2014 yılında Irak, İngiltere, Azerbaycan, Mısır, BAE, Suudi Arabistan ve İsrail, net ihracatçı olduğumuz ülkeler olarak öne çıktı.
Temmuz Ayı İhracat Gelişmeleri
Temmuz ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13 düşere 10 milyar 857 milyon dolar oldu. Yılın ilk 7 ayında toplam ihracat yüzde 8,8 gerileme ile 84 milyar 369 milyon dolar olarak gerçekleşti. Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 düşerek 148 milyar 567 milyon dolar oldu.
Temmuz ayının ihracat birincisi otomotiv
Sektörel bazda Temmuz ayında en fazla ihracatı 1 milyar 644 milyon dolarla otomotiv sektörü yaparken, bu sektörü 1 milyar 497 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ile 1 milyar 322 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü takip etti.
Temmuz ayında en fazla ihracat artışını yüzde 44,9 ile fındık ve mamulleri sektörü yakalarken, bu sektörü, yüzde 23,1 ile mücevher ile yüzde 21,9 ile gemi ve yat sektörü takip etti.
Iraka ihracat 13 aylık düşüşten sonra ilk kez artış gösterdi
Temmuz ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, İngiltere, Irak, ABD ve İtalya oldu. Iraka ihracat 13 aylık düşüşten sonra ilk kez artış gösterdi ve Temmuz ayında yüzde 5,4 arttı. Almanyaya ihracat yüzde 17,9, İngiltereye ihracat yüzde 10,2, İtalyaya ihracat yüzde 2 geriledi. Diğer taraftan ABDye ihracat yüzde 15,8 artış gösterdi.
İlk 30 ülke arasında en yüksek ihracat artışı Suriyeye
Temmuz ayında en fazla ihracat yapılan 30 ülke arasında, en yüksek artış yüzde 28,6 ile Suriyeye gerçekleşirken, Mısıra ihracat yüzde 18,4, Birleşik Arap Emirliklerine yüzde 16,4 artış gösterdi.
Temmuz ayında ihracat artışında önce çıkan ülkeler ise şöyle oldu; Kongoya ihracat yüzde 61,5, Bangladeşe yüzde 47,3, Katara yüzde 39,6, Pakistana yüzde 34,3, Litvanyaya yüzde 29,4 arttı. Temmuz ayında Kuzey Amerikaya ihracat yüzde 5,2, Ortadoğuya ihracat yüzde 0,2 artarken, ABye ihracat yüzde 13,2, Afrikaya ihracat yüzde 6,5, BDTye ihracat yüzde 35,7 geriledi.
En fazla ihracat yapan ilk 10 il
En fazla ihracat yapan ilk 10 ile bakıldığında ise Temmuz ayında en fazla ihracat düşüşü yüzde 47 ile Sakaryada yaşandı. Ankaranın ihracatı yüzde 17 düşerken, İstanbul ve Kocaelinin ihracatı yüzde 15, Bursanın ihracatı yüzde 13, İzmirin ihracatı yüzde 10, Denizlinin ihracatı yüzde 8, Manisanın ihracatı yüzde 7, Adananın ihracatı yüzde 4, Gaziantepin ihracatı ise yüzde 0,6 geriledi.
Bu haber 1,289 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle