Türkiye ve Çin arasındaki dış ticaret hacmi potansiyeli yansıtıyor mu?
2018 yılında dış ticaret hacmi 23.6 milyar dolar oldu. İki ülkenin ekonomik hacmi ve mallarının tamamlayıcılığı göz önünde bulundurulduğunda, ticaret hacmi için daha büyük potansiyel var. Çin’in ithalatı artırıyor. Kasım 2018’de Çin, ilk Uluslararası İthalat Fuarı’na ev sahipliği yaptı ve Türkiye dahil farklı ülkelerin kaliteli ürünlerinin Çin’e ihraç edilmesi için yeni bir platform sağladı. Örneğin, geçen yıl Suning adlı bir Çinli şirket tek başına Türk şirketlerle 500 milyon euroluk mal alım sözleşmesi imzaladı. Türk şirketleri bu yılın Kasım ayındaki ikinci ithalat fuarına katılım konusunda da ilgili. Çin tarafı ticaret fazlası peşinde koşmuyor ve Türkiye ile olumlu ve dengeli bir ekonomik ve ticari ilişki geliştirmek istiyor.
Türkiye’nin ihracatını artırabileceği alanlara yönelik somut bir örnek verebilir misiniz?
Türkiye’nin yüksek kaliteli tarım ve hayvancılık ürünlerinin Çin’e ihracatını artırma potansiyeli oldukça fazla. Bu yıl, Türk kirazlarının Çin’e büyük miktarda ihracatı gerçekleşti. Bu yılın ikinci yarısında Türk süt ürünlerinin Çin pazarına girmesi bekleniyor. İki taraf turunçgil, nar, kümes hayvanları ve su ürünlerinin Çin’e ihracatı konusunda değerlendirme ve görüşmeleri sürdürüyor.
Türk yatırımcılar için Çin’de ne gibi yatırım fırsatları var?
Geçtiğimiz yıl, Çin’in fiili olarak dış yatırım kullanımı 138.3 milyar dolara ulaştı. Dünya Bankası’nın geçen Kasım ayındaki raporuna göre, Çin iş ortamı sıralamasında 78. sıradan 46. sıraya yükseldi. Çin başlattığı reform uygulaması ile yatırım öncesi ulusal muamele ve negatif liste uygulamasından oluşan yabancı yatırım yönetim sistemine geçti. Yabancı yatırım için “negatif liste” 40 maddeye indirildi ve finans, tarım, imalat ve hizmet sektörlerinin açılma seviyesi durmaksızın artırılıyor.
Ekoloji ve çevre koruma, tüketim, perakende, sağlık ve tıbbi bakım, bilimsel ve teknolojik yenilik, finansal hizmetler gibi alanlar büyük potansiyeli olan yatırım endüstrileridir.
? Türkiye’de yatırım yapmak isteyen Çinli yatırımcıların çözülmesini istedikleri sorunlar var mı?
Çinli firmaların yansıttığı geliştirilmesi gereken konular var. Birinci, ekonomi politikalarının ve finansal piyasanın istikrarını geliştirmeye devam etmek ve ticaret ortamını geliştirmek; ikincisi, proje ihalelerinde döviz oranlarını artırmak; üçüncüsü, yabancı işletmelerin yöneticileri ve üst düzey teknik personeli için “çalışma izni” için harç bedelini azaltmak; dördüncü, halihazırda Türk personelinin yabancı personele oranı bazı endüstriler ve projeler için çok yüksektir.
TÜRKİYE BİR KUŞAK BİR YOL’UN ÖNEMLİ ORTAĞI
Çinlilerin doğrudan yatırımı artacak mı?
Toplam 82 milyon nüfusa sahip olan Türkiye, coğrafi avantajlarından ve geniş iç pazarından yararlanıyor ve her geçen gün daha fazla Çinli şirketi yatırım yapmak ve iş kurmak üzere Türkiye’ye çekiyor. Çinli şirketlerin Türkiye’nin demiryolu, enerji, liman, telekomünikasyon ve finans gibi alanlarında yaptığı yatırımlar dikkate değer sonuçlar verdi. Çin Ticaret Bakanlığı’nın verdiği istatistiklere göre, Çin’in Türkiye’ye doğrudan yatırımı 2018’de 360 milyon dolara, bunun içinde finans dışı doğrudan yatırımlar ise bir önceki yıla göre yüzde 214.9’luk artışla 140 milyon dolara ulaştı. 2018’in sonunda, Çin’in Türkiye’deki toplam doğrudan yatırım 1.66 milyar dolara ulaştı. Daha önce 2021 yılına yönelik olarak Çin’in Türkiye’deki yatırımlarını “iki katına çıkarmak” için çaba göstereceğimi söylemiştim, bu hedefin kısa sürede gerçekleştirileceğine inanıyorum.
Türkiye, “Bir Kuşak ve Bir Yol”un ortak inşasında önemli bir ortak. Çin ve Türkiye, 2015 yılında “Bir Kuşak Bir Yol” girişiminin Türkiye’nin “Orta Koridor” stratejisiyle uyumlaştırılmasına ilişkin bir mutabakat zaptı imzaladı. İki taraf, yüksek hızlı demiryolu, şehir içi hafif raylı sistem gibi altyapı tesisleri için yatırım ve işbirliği konusunda yakın temasları sürdürüyor; nükleer enerji ve 5G gibi alanlarda da işbirliğini güçlendirecektir.
1 MİLYON ÇİNLİ TÜRKİYE’YE GELECEK
Turizm işbirliği, iki ülke arasında önemli bir yer tutuyor. 2018 yılında 400 bin Çinli turist Türkiye’yi ziyaret etti, bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 60 arttı. Bu yılın ilk altı ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9.12’lik bir artışla 200 binden fazla Çinli turist Türkiye’yi ziyaret etti. Yaz ve sonbahar, Çinli turistler için en yoğun mevsimlerdir, bu yılın ikinci yarısındaki rakamın daha da sevindirici olacağına inanıyorum. Türkiye’ye gelen Çinli turistlerin sayısında ortalama yıllık artış oranı yüzde 30 olarak belirlenirse, bu rakam iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 50. yıldönümü olan 2021 yılına kadar 1 milyona ulaşacak. Ancak bu, Çin ve Türkiye’nin ortak çabalarını gerektiriyor. Havaalanlarında ve ünlü turistik bölgelerde Çince işaret ve açıklamalarını görmek istiyorum. Ayrıca, işbirliğini daha da derinleştirmek için iki ülkenin turizm makamları veya acentelerinin karşı tarafın ülkesinde yapılan turizm fuarlarına veya tanıtım toplantılarına katılacağını umuyorum.
ÇİN VE ABD TİCARETİ HER ABD’Lİ AİLEYE 850 $ TASARRUF SAĞLADI
ABD, Çin’e karşı ticaret savaşı ilan edip gümrük vergilerini artırarak ilk ateşi eden taraf oldu. 2018 yılının başlarından itibaren Çin büyük bir samimiyetle ABD ile birkaç tur ticaret müzakeresi yaparak işbirliği yoluyla fi kir ayrılığını çözmek, karşılıklı yarar ve ortak kazanca dayalı bir anlaşmaya varmak için çaba gösterdi. Müzakereler sürecinde ABD ise aşırı baskı yoluyla tek yanlı olarak ABD lehinde bir anlaşmaya varmaya çalışarak haklı bir gerekçe olmadan Çinli şirketlere tek taraflı yaptırımlar uyguladı, Çin’in ABD’ye ihraç ettiği 50 milyar dolarlık mallar için %25’lik ek gümrük vergisi, 200 milyar dolarlık mallar için %10’luk ek gümrük vergisi koydu ve bundan kısa süre önce de bu oranı %10’dan %25’e çıkardı. ABD tarafının defalarca verdiği sözleri tutmaması, Çin ve ABD arasındaki ticaret müzakerelerine ağır darbe vurdu.
Son olarak ABD tarafı, Çin’in ABD’ye ihraç ettiği 300 milyar dolarlık mallar için yüzde 10’luk ek gümrük vergisi koyacağını ilan etti. ABD tarafının bu davranışı iki ülke liderlerinin Osaka görüşmesinde vardıkları mutabakata ciddi aykırılık oluşturuyor, doğru yörüngeden uzaklaşıyor ve sorunun çözülmesine hiç katkı sağlamıyor. Çin tarafı öteden beri işbirliğinin Çin ve ABD’nin tek doğru seçeceği olduğunu düşünüyor. ABD tarafının ticaret sürtüşmesini büyütmesi ve ek gümrük vergileri koyması ne Çin ve ABD halklarının ortak çıkarlarına, ne de dünya halklarının çıkarlarına uyuyor. Dünya ekonomisi için gerileme riskine neden olacaktır. Ticaret savaşlarının kazananı olmaz. Çin tarafı savaş istemiyor, savaştan korkmuyor ama gerekirse mecburen savaşa giriyor. Diyalog ve müzakere kapısı her zaman açık olacaktır, yeter ki ABD tarafı eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde sorunları çözmek istesin. ABD tarafının zamanında hatalarını düzelterek doğru yola döneceğini ümit ediyoruz.Çin ve ABD, birbirlerinin önemli mal ticareti ve hizmet ticareti ortağıdır. 2018 yılında iki ülke arasındaki mal ticaret hacmi 633.5 milyar dolar oldu. 2018 yılında iki taraf arasındaki hizmet ticareti hacmi 125.3 milyar dolara ulaştı. ABD tarafı, Çin ile mal ticaretinde açık verirken hizmet ticaretinde büyük fazla veriyor. Çin’in ürettiği mallar, ABD’nin orta sınıf ve düşük gelir grubundaki ailelerinin giderlerinde büyük tasarruf sağlıyor. ABD-Çin Ticaret Konseyi verilerine göre 2015 yılında Çin ve ABD arasındaki ticaret ortalama olarak her ABD’li aile için 850 dolar tasarruf sağladı. Eğer ABD Çin’in ABD’ye ihraç ettiği bütün mallara yüzde 25’lik ek gümrük vergisi koyarsa, bu dört kişilik bir ABD’li ailenin yıllık giderinde 2 bin 294 dolarlık bir artış ortaya çıkaracaktır. Ayrıca, Çin’in ABD’ye yaptığı mal ihracatının yüzde 60’ında Çin’deki yabancı sermayeli şirketlerin veya yabancı yatırımların katkıları bulunuyor ve bunlar içinde ABD’li şirketler çok büyük bir pay alıyor. Dolayısıyla, Çin’in Çin ve ABD arasındaki ticarette ABD aleyhinde faydalandığı yönündeki iddiaların hiçbir dayanağı yoktur.
ÇİN’DE İLK 5 AYDA 2. 8 MİLYON ŞİRKET KURULDU
Çin ekonomisi hep olumlu bir eğilim sergileyerek istikrarlı bir biçimde büyümeye devam ediyor. 2018 yılında Çin’in GSYH’si bir önceki yıla oranla yüzde 6.6 oranında büyüyerek 13.6 trilyon dolara ulaştı.
Bu yılın ilk yarısında Çin ekonomisi genel olarak istikrarlı bir biçimde iyiye gitmeyi sürdürdü. Çin’in GSYH’si bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6.3 oranında, vatandaşların kişi başı kullanılabilir geliri yüzde 6.5 oranında arttı. Ülke genelinde değeri sabit yatırım 30 triyon RMB oldu. İç talep Çin ekonomisinin büyümesinin ana motoru haline geldi. Bu yılın ilk yarısında tüketici ürünlerinin toplam satışlarında yüzde 8.4’lük bir artış gösterildi. Ocak ile Mayıs ayları arasında yeni kaydolan şirketlerin sayısı 2.86 milyon oldu. Bu da Çin toplumunda iş kurmak ve inovasyon yapmak konusunda büyük canlılığın olduğunu ve piyasada büyük güvenin olduğunu gösterdi.
Uzun vadeye bakarsak Çin’in 1.4 milyara yakın nüfusu, 900 milyon çalışma gücü, 170 milyon yüksek eğitim görmüş ve becerilere sahip olan insan gücü vardır. Çin’in tamamlanmış bir endüstriyel sistemi var. 2018 yılında Çin’in çektiği doğrudan yabancı yatırımlar 138.3 milyar dolara ulaştı. 2019 yılında Küresel İnovasyon Endeksi’nin (GII) raporuna göre Çin’in sıralaması üst üste dört yıldır yükseliyor ve bu sene 14. sırada yer alarak inovasyonda öncü ekonomiler arasına girdi. Çin, 450 milyona ulaşan dünyadaki en büyük orta gelir grubuna sahiptir. Bunlar devasa yurt içi tüketici pazarını oluşturuyor.
1.4 milyar KİŞİ
Çin’in nüfusu
900 MİLYON KİŞİ
Çalışma gücü
170 MİLYON KİŞİ
Yüksek eğitim görmüş ve becerilere sahip olanlar
450 MİLYON KİŞİ
Çin dünyadaki en büyük orta gelir grubuna sahip ülke
138.3 MİLYAR $
Çin’in çektiği doğrudan yabancı yatırımlar
Yorumlar
+ Yorum Ekle