Ekonomim.com
Bumin Doğrusöz
12 Mayıs 2016
Gayrimenkul ve hisse senedi satışlarında yeni vergi
Gayrimenkul ve hisse senedi satışlarında yeni vergi
Bilindiği gibi, halen yürürlükte olan Gelir Vergisi Kanunu'na göre iktisap tarihinden itibaren iki yıl geçmiş kapalı (aile tipi) anonim şirketlerin menkul kıymete (hisse senedi veya ilmuhabere) bağlanmış hisselerinin devrinden elde edilen kazançlar, gelir vergisinin konusuna girmemektedir. Anonim şirketlerin menkul kıymete bağlanmamış payları ile limited şirket paylarının devrinden elde edilen kazançlar ise elde tutma süresi ne olursa olsun gelir vergisine tabidir.
Halen yürürlükte bulunan Gelir Vergisi Kanunu'na göre kişilerin şahsi gayrimenkullerini iktisap tarihinden itibaren beş yıl geçtikten sonra elden çıkartmaları halinde ise elde edilen kazançlar da gelir vergisinin konusuna girmemektedir.
Şimdi bu kurallar, halen Plân ve Bütçe Alt Komisyonu'nda görüşülmekte olan “yeni” Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı ile değiştirilmektedir. Elde tutma süresi ne olursa olsun gayrimenkul veya sermaye şirketi hisselerinin elden çıkartılmasından sağlanan kazançlar, aşağıda aktaracağımız istisnalarla vergiye tabi kılınmaktadır. Yeni düzenleme hisseler yönünden, menkul kıymete bağlanmış olma durumunun ayrıcalığını ortadan kaldırmakta, böylece anonim ve limited şirket hisselerinin elden çıkartılması kazançlarının vergilendirme rejimi eşitlenmektedir. Böylece söz konusu kazançlarda yeni bir vergileme rejimi ortaya çıkmaktadır.
Gayrimenkul veya sermaye şirketi hisselerinin elden çıkartılmasından sağlanan kazançlarda, elde tutma süresine bağlı bir istisna sistemi kurulmaktadır. Yeni düzenlemeye göre;
- İki tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin %40’ı,
- Üç tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin %50’si,
- Dört tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin %60’ı,
- Beş tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin %75’i,
vergiden istisna olacaktır. Yani 25 yıldır sahip olduğunuz gayrimenkulünüzü veya aile şirketinin hisselerini elden çıkartırsanız, yeni kanundan sonra, kazancınızın %25’i üzerinden vergi ödeyeceksiniz. Vergileme rejimindeki bu değişikliğin gerekçesi, madde gerekçesinde de yazılı değildir. Çünkü bütün maddelerin gerekçesi, maddelerin genişletilmiş tekrarı biçimindedir. Bu da “gerekçe” değildir. Gerekçe başka bir şeydir. Yeni vergileme rejiminin bu günküne nazaran yerinde olup olmadığı veya adil olup olmadığı tartışılabilir. Ancak bizim bu yazımızda tartışmak istediğimiz, bir geçiş hükmünün, bir geçici madde olarak kanunda yer almayışıdır. Bu da hukuk güvenliğinin ihlali sonucunu doğurmaktadır.
Aile şirketi hisse senetlerine veya ilmuhaberlerine iki yıldan fazla süreyle veya gayrimenkule beş yıldan fazla süreyle sahip olanların, şu anda bu varlıklarını satmaları halinde kazançları gelir vergisinin konusuna girmemekte iken, şimdi birden bire kısmen de olsa vergiye tabi kılınmaktadır. Bu durumdaki kişiler, söz konusu varlıkları belli sürelerde elde tutma amacı ile edinmişler ve bu süreler geçtikten sonra satış kazançlarının vergiye tabi olmayacağı konusunda mevcut kanuna göre güvenceye kavuşmuş durumdadırlar.
Hukuk devleti ilkeleri, bu mükelleflerin şu andaki yasal güvencelerinin korunmasını gerektirmektedir. Bu korumanın yolu ise tasarıya, bu yeni kuralların kanunun yürürlük tarihinden sonra edinilecek söz konusu kıymetler için uygulanacağı, Kanunun yürürlük tarihinden önce edinilmiş anonim şirketlerin menkul kıymete bağlanmış hisselerinin ve gayrimenkullerin elden çıkartılmasından sağlanacak kazançların ise yürürlükten kaldırılacak olan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na göre vergilendirileceğine ilişkin bir geçici madde eklenmesidir.
Bu yapılmazsa mükellefler mecburen kanunu dolanmaya zorlanmış olacaklardır. Yeni Kanunun yürürlüğe gireceği anlaşıldığında, örneğin Meclis Genel Kurulu'na geldiğinde, söz konusu kazançları vergi dışı olanlar, bu kıymetlerini hemen elden çıkartacaklardır. Çünkü mükellefler, hukuk devletinde gol yemeği pek sevmezler. Bu hisseleri veya gayrimenkulleri devredecekleri kişilerin ise üçüncü şahıs mı, yoksa bir süre sonra geriye satış yapacak bir emanetçi mi olacağı konusu ise yazımızdan ziyade onları ilgilendirmektedir.
Bu yazı 2,044 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
28 Mart 2024
2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
-
26 Mart 2024
Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
-
21 Mart 2024
Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
-
19 Mart 2024
Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
-
14 Mart 2024
Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
-
12 Mart 2024
Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
-
7 Mart 2024
Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
-
5 Mart 2024
Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
-
29 Şubat 2024
Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
-
27 Şubat 2024
Özelgeler ve yanıl(t)ma
-
22 Şubat 2024
Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
-
20 Şubat 2024
İşletmelerde gider özgürlüğü
-
15 Şubat 2024
Konut kira gelirlerinde istisna
-
13 Şubat 2024
Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
-
8 Şubat 2024
Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
-
7 Şubat 2024
Afet hukukunun dağınıklığı
-
1 Şubat 2024
Örtülü sermayenin hesabı
-
30 Ocak 2024
Her ilmuhaber menkul kıymet midir?
-
25 Ocak 2024
2023de birden fazla işverenden ücret alanların beyan yükümlülüğü
-
23 Ocak 2024
Herkesten bilgi istenebilir mi?
Yorumlar
+ Yorum Ekle