Milliyet Gazetesi
Cem Kılıç
22 Mayıs 2016
Kıdem tazminatında fona doğru
Kıdem tazminatında fona doğru
Milliyet
Kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi konusunda; işçi sendikaları hak kaybı oluşturacak bir fon sistemine izin vermeyeceklerini, işveren sendikaları ise zorunlu prim yükünün istihdamı daha da azaltacağını savunuyor. Fonunun kurulacağı neredeyse kesin olmakla birlikte, nasıl bir sistem kurulacağına ilişkin net bir sonuca ulaşılmış değil. Ağırlık kazanan söylem bireysel hesap sisteminin kurulacağı yönünde.
Fon ne getirir?
Kıdem tazminatına ancak İş Kanunu’na tabi olarak çalışan sınırlı bir işçi kesimi hak kazanabiliyor. Bugün iş sözleşmesi sona eren her 10 çalışandan ancak bir tanesi kıdem tazminatı alabilirken, fon sistemi kurulduğunda bütün çalışanlar kıdem tazminatı alabilecek. Herkese kıdem tazminatı hakkı sağlanırken, hakkın içeriğinin bozulmasının, çalışanların daha düşük kıdem tazminatı oranlarıyla karşılaşmasının önüne geçilmesi gerekiyor. Aksi takdirde fon, hakkın yok olmasından başka bir işe yaramayacak.
İşletmeler açısından
Kıdem tazminatında fon sistemine geçilmesi halinde işverenlerin en önemli kazancı, kıdem tazminatı maliyetinin planlanabilir hale gelmesi sonucu, yabancılarla yapacakları pazarlıklarda veya kendi mali gelecekleri hakkında daha güçlü bir yapıya kavuşmak olacaktır. İş ilişkisinin sona ermesi çoğu zaman bilinemeyen bir zamana denk geliyor. Özellikle işçinin inisiyatif kullanabileceği, evlenme halinde kadın çalışanda ya da emeklilik halinde tüm çalışanlarda olduğu gibi işveren ani mali yüklerle karşılaşabiliyor. Fon sistemi hayata geçerse her ay bütün çalışanlar için belirli bir miktar prim ödeneceği için maliyet zamana yayılmış olacak.
Çalışanların hali?
Kıdem tazminatı işten ayrılmalarda ödenen bir tutar olduğundan, çalışanın belirli aralıklarla yüklü bir para kazanmasını sağlıyor. Kişiler bu para ile yapacakları yatırımların temelini hazırlıyor. Kıdem tazminatı fona dönüşürse büyük olasılıkla sadece emekliliğe hak kazanılması halinde kişilere tazminat ödenecek. Toplam parada işçinin hiç kaybı olmasa da işçi kıdem tazminatını ancak emekli olduğunda veya emekli olma ihtimali ortadan kalktığında alabilecek. İşveren tarafından işten çıkarılma, askerlik, emeklilik için yaş dışındaki diğer şartların sağlanması, evlilik sonrası kadın işçinin bir yıl içinde istifa etmesi gibi durumlarda kıdem tazminatı hakkı doğmayacak. Kıdem tazminatı ertelenen bir alacak haline gelecek. Diğer yandan, şimdi kıdem tazminatına hak kazandırmayan bir şekilde sözleşmeleri sona ermiş bile olsa, yine de paraları birikmiş olacak.
İşveren ne kaybeder?
Çalıştırdığı her bir işçi için fona prim ödemek zorunda kalacak işverenler açısından işgücü maliyetleri bir anda artmış olacak. Ek maliyet olarak görünen bu artış, uzun vadede işverenin lehine olsa da ani bir ödeme yükü getireceğinden çoğu işveren zor durumda kalacak. İşten ayrılmada kıdem tazminatını kaybetme riski olmayan çalışan artık kolay kolay işte tutulamayacak. Özellikle işçi devrinin yüksek olduğu sektörlerde iş ve şirket değiştirmeleri artacak. Devrin çok olduğu belirli sektörlerde, işçilere daha fazla ücret ödenmesine sebep olabilecek.
Mahkemelerde görülen iş davalarının birçoğunu kıdem tazminatı davaları oluşturuyor. İşverenlerin bir kısmı işçi kıdem tazminatını hak etse bile ödemediğinden ve iş mahkemelerinin yükü artmış durumda. Fona geçilmesiyle birlikte iş davalarında önemli bir azalma olması bekleniyor.
Primde hassas denge
İşçi kesimi için en hassas husus 1 yıl çalışmaya karşılık 1 aylık, yani 30 günlük brüt ücret tutarındaki tazminat miktarının fonla birlikte azalmaması. Bu miktarın korunması için işverenin ödeyeceği prim miktarının doğru ayarlanması gerekiyor. Hesaplamalara göre, yüzde 5 oranında prim ödenerek reel faiz ve ücret artışı ile 25 yıllık çalışma sonunda bir yılın karşılığında 23.5 günlük ücret tutarında kıdem tazminatı alınabilmesi mümkün olabilecek. Oluşturulacak fona devlet desteği eklenerek 30 günlük tutarın altına düşülmemesi sağlanabilecek.
Güvenceli sistem
Fonun yönetimine sosyal tarafların dahil olması ve onlar tarafından denetlenebilir bir sistem kurulması gerekiyor. Fon konusundaki geçmiş pratiğimiz dikkate alındığında, çalışanlar daha da hassaslaşıyor. Fonun yönetimi mümkün olan en az riskle ve en yüksek getiriyle sağlanmalı. Kıdem tazminatının miktarının işçinin fon yönetimi performansından bağımsız şekilde korunmasının gerekiyor. Çalışanların fon yönetimi performansına dayalı bir yapı kurulursa çalışanın eline geçecek rakam kendisinin tahmin edecek rakamın çok altında kalabilecek.
Bu yazı 2,088 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Nisan 2024
Buluş yapan işçi bedelini nasıl alır?
-
12 Nisan 2024
Yıllık izinle ilgili her şey
-
9 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada yıllık izin hakkı
-
8 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada kıdem tazminatı
-
6 Nisan 2024
Bayram sonrası telafi çalışması
-
3 Nisan 2024
Yaşlılık yüküne yeni çözüm gerek
-
29 Mart 2024
Fazla çalışmanın ispatı
-
25 Mart 2024
Yoksulluk ve zorla çalıştırma
-
22 Mart 2024
Özel güvenlik ilgi bekliyor
-
18 Mart 2024
Yemek yardımı neden önemli?
-
15 Mart 2024
Ramazanda çalışma hayatı
-
11 Mart 2024
İş sözleşmesi ve işyeri devri farklı
-
8 Mart 2024
Çocuk hakları
-
2 Mart 2024
Dışarıdan primle memur emekliliği
-
26 Şubat 2024
Haftalık çalışma süresi kısalır mı?
-
23 Şubat 2024
Sosyal hareketlilik ve gelir eşitsizliği
-
19 Şubat 2024
Emeklilik için doğum borçlanması
-
16 Şubat 2024
Dövizle ücretin sınırları neler?
-
12 Şubat 2024
Kıdem tazminatı tavanı arttı
-
9 Şubat 2024
Yemek yardımı için sınır var mı? (1)
Yorumlar
+ Yorum Ekle