Ekonomim.com
Uğur Tandoğan
19 Temmuz 2016
Kaçan huzurumuz
Bir araştırma
Eh, buna da şükür. Türkiye olarak, aşağıdaki ülkeleri geride bırakmayı başarmışız: Lübnan, Filistin, Kolombiya, Nijerya, Kuzey Kore, Rusya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Pakistan, Libya, Sudan, Ukrayna, Merkezi Afrika Cumhuriyeti, Yemen, Somali, Afganistan, Irak, Güney Sudan, Suriye. Bu ülkeleri “Huzur” konusunda, geride bırakmışız. Uluslararası bir kuruluş (Institute for Economics and Peace) 10 yıldır, ülkelerin huzurunu ölçüyor. Bunun için bir endeks geliştirmişler. Buna “Küresel Huzur Endeksi” (Global Peace Index) diyorlar. İşte bu endekse göre bu ülkeleri, şimdilik, geride bırakmışız. Bu endekste üç boyut göz önüne alınıyor:
1- Asayiş ve güvenlik,
2- İçte ve dışta çatışma,
3- Militarizm.
Ülkeler, bu üç boyutta 23 göstergeye göre değerlendiriliyor:
1- Suç algısı-insanların birbirine güveni,
2- Güvenlik güçleri ve polis sayısı oranı,
3- Cinayet oranı,
4- Tutuklama oranı,
5- Ateşli silahlara erişim,
6- İçteki çatışmaların şiddeti,
7- Şiddete dayalı gösteriler,
8- Şiddet içeren suçlar,
9- Siyasal istikrarsızlık,
10- Siyasal terör,
11- Silah ithalatı,
12- Terörizm,
13- İç çatışmalardan doğan ölümler,
14- İç çatışmalardan doğan kavgalar,
15- Askeri harcamalar,
16- Silahlı kuvvetlerdeki personel sayısı oranı,
17- BM barış gücü fonlaması,
18- Nükleer ve ağır silah kapasitesi,
19- Silah ihracatı,
20- Sığınmacılar ve iç göçle yer değiştirenler,
21- Komşu ülkelerle ilişkiler,
22- Dış çatışmaların sayısı, süresi ve ülkenin rolü
23-Dıştaki çatışmalardan ölümler. (Araştırmanın derinliğini anlatabilmek için göstergelerin tümünü yazdım)
Türkiye’de ve dünyada huzur
Dünyanın 163 ülkesi için yapılan değerlendirmede en huzurlu 10 ülke şunlar:
1- İzlanda
2- Danimarka
3- Avusturya
4- Yeni Zelanda
5- Portekiz
6- Çek Cumhuriyeti,
7- İsviçre,
8- Kanada,
9- Japonya
10- Slovenya
Yukarda saydığım, bizi kıskanma hakları olan, 18 ülke ise en huzursuz ülkeler. Türkiye’nin yeri, 163 ülke arasında bu yıl 145. sırada. Bu araştırma 10 yıldır yapılıyor. Türkiye 2007 yılında 91. sırada imiş. Başka bir deyişle son 10 yılda huzurumuz gerilemiş. Son raporda şöyle bir karşılaştırma daha yapılmış. 2015 yılından 2016 yılına geçişte 81 ülkede huzur endeksi gelişmiş, yani 81 ülke daha huzurlu olmuş. Öte yandan 79 ülkede huzur geriye gitmiş. Ve ülkemiz bir yıl içinde huzuru en çok gerileyen 5 ülkeden birisi olmuş.
Huzurun değeri
Huzurun bir ekonomik değeri var, huzursuzluğun da ekonomik maliyeti. Söz konusu araştırmada 2015 yılındaki şiddet olaylarının ekonomiye maliyeti hesaplanmış: 13.6 trilyon dolar. Bir boyut vermek için şöyle bir oran da var. Bu rakam, o yılki dünya gayri safi milli hasılatının %13.3’ü. Bizim maliyetler de bu rakamın içinde. PKK terörünün getirdiği maliyetler ortada. Bir uçak düşürmenin turizm sektörümüze ne yaptığını gördük; turist duasına çıkmak yetmedi. Evet, huzurun bir ekonomik değeri var. Ama iç huzuruna paha biçilmez. Eğer vicdan sahibi iseniz, ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor. Gencecik fidanlar terör kurbanı olarak toprağa düşerken, “Askerlik çağında oğlumuz yok. Olsa da bedelini veririz, yaptırmayız. Artık çürük raporuna da gerek yok” diyerek yürek soğutmak mümkün değil. Bir İngiliz atasözü şöyle der: Cam kulübelerde oturanlar, başkalarının evine taş atmazlar. Senin ülkende daha dengeler tam oturmamışken, gidip başka ülkenin düzenine kahyalık etmeğe kalkarsan, çirkefe taş atmış olursun; sana da bulaşır; şehirlerinde bombalar patlar. Ve her trafik ışığında dilenen nur topu gibi mültecilerin olur. Yarın bu çocuklar büyüyünce, baş edemezsen; dilenmezler, kapına dayanırlar, istediklerini zorla alırlar. Vatandaş yapıp oyunu alsan da, onlar ülkenin huzurunu alırlar.
Sonuç
Bu yazıyı yazarken Münir Nurettin Selçuk’un bir şarkısı geliyor uzaklardan “Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan”. Ama “Rantsal Dönüşüm” sarmalına girmiş İstanbul. Caddeler, hafriyat kamyonlarının Formula-1 pistine dönmüş. Başka bir deyişle, artık Kalamış’ta da huzuru bulamayacağız.
Not: Yazımı bitirmiştim, gazeteye yollayacaktım; bir darbe girişimi oldu ülkemizde. Bir o eksikti; o da oldu.
Bu yazı 1,981 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
2 Nisan 2024
Yalan söylemenin yeni biçimleri
-
26 Mart 2024
Nereden nereye
-
19 Mart 2024
Çalışma saatleri azalırken
-
12 Mart 2024
Başarılı üç güzel insan
-
5 Mart 2024
Çalışma düzeninde esneklik: Hibrit çalışma
-
27 Şubat 2024
Bir cesur yürek daha durdu
-
20 Şubat 2024
Akıllı telefona akılsızca bağımlılık
-
13 Şubat 2024
Bulutlara nasıl bakıyorsunuz?
-
6 Şubat 2024
İşten çıkarmalar üzücüdür
-
30 Ocak 2024
Etik ve meslekler
-
30 Ocak 2024
Etik ve meslekler
-
23 Ocak 2024
Bir motor yolculuğu
-
16 Ocak 2024
Yeni bir yıla başlarken (2)
-
9 Ocak 2024
Yeni bir yıla başlarken
-
26 Aralık 2023
Toplam ücret paketinde seyahat
-
19 Aralık 2023
Mangal partisi
-
12 Aralık 2023
Toplu işten çıkarmalarda iletişim
-
5 Aralık 2023
Faydalı bir meyve ve zararlı üretimi
-
28 Kasım 2023
Selden geçip kumda boğulmak
-
21 Kasım 2023
İnsan sesine hasretim
Yorumlar
+ Yorum Ekle