En Sıcak Konular

Uğur Tandoğan
Ekonomim.com

Uğur Tandoğan
5 Mayıs 2018

Öldüren işyerleri



Öldüren işyerleri

“Maaş çeki için ölmek”

“Zehirli, sağlığınızı tehdit eden bir işyeri olması için, bir kömür madeninde, bir petrol platformunda ya da kimyasal üretim yapan bir fabrikada çalışmanıza gerek yok. Bugünün dünyasında beyaz yakalı çalışanlar, beden işçileri veya mavi yakalı işçiler kadar, hatta daha fazlasıyla, stresli ve sağlıksız ortamdalar” diyor Jeff rey Pfeff er. Profesör Pfeff er, Stanford Üniversitesi’nden; Harper Collins yayınlarından çıkan “Maaş Çeki İçin Ölmek” (Dying for a Paycheck) kitabının girişini böyle yapmış. Kitabında ilginç istatistiklere yer veriyor. Örneğin, bir araştırmaya göre, çalışanların yüzde 61’i işyerindeki stresin onları hasta ettiğini ve yüzde 7’si de doğrudan hastanelik olduklarını söylemiş. Amerika Birleşik Devletleri’nde yılda 120 bin kişinin işyeri stresine bağlı olarak hayatını kaybettiği kaydediliyor. Gerçekten de bazı işyerleri, zehirli bir kömür ocağı gibi ya da pasif sigara içiciliği gibi; öldürüyor. Peki stresin kaynağı ne?

Neler stres yaratıyor?

Stres Farkındalığı Haftası’nda (Stress Awareness Week) yine USA’deki bir araştırmanın sonuçları yayınlanmış. Bu araştırmaya göre; işyerindeki strese neden olanlar arasında ilk sırada çıkan faktör, “Hedefl erin açık-net olmaması” imiş. Çalışanlara, “Çalışın” diyorsunuz. Ama hangi hedef, nasıl hedef bilmiyorlar. Bu da insanları strese sokuyor. Stres yaratan faktörler arasında ikinci sırada ise “Kötü yöneticiler” varmış. Bir yönetici, yönetim tarzı ile işyerini cehenneme çevirebilir. Orhan Veli Kanık, “Kitabe-i Seng-i Mezar” şiirinde şöyle der: “Hiçbir şeyden çekmedi dünyada / Nasırdan çektiği kadar/ (…) Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.” Gerçekten de kötü bir yönetici, Süleyman Efendi’nin nasırından da kötü olabilir. Üçüncü sıradaki faktör, “İşyerine gidiş-geliş yolculuğu” imiş. Unutmayınız ki bu araştırma ABD’de yapılmış. Eğer benzer bir çalışma İstanbul’da yapılsa, trafik daha üst sıralarda çıkardı. Kişi, ister metrobüste preslenerek gitsin, ister özel arabasında sıkışık trafikte; trafiğe çıkınca strese giriyor. Sağından solundan hoyratça geçen çakarlı lüks araçların giderlerini vatandaş olarak kendisinin ödediğini düşününce stres katsayısı daha da artıyor. Araştırmada ortaya çıkan, stres yaratan bir diğer faktör de “İş arkadaşları” olmuş. Kişinin bir işgününde 8 saatini işte, 8 saatini uykuda ve kalan 8 saatin de ortalama 3 saatini işe gidiş gelişte trafikte geçirdiğini düşünelim. Bu durumda kişi, en uzun zaman dilimini işyerinde geçirmektedir. Düşünün: İşini yapmayan, beceriksiz, bir de geveze, sürekli cep telefonu ile laklak eden bir iş arkadaşı sizi ne kadar strese sokardı.

Stres nerelerde daha fazla?

Yukarıda sözünü ettiğim araştırmaya göre, stresin dağılımı da işyerlerindeki fonksiyonlara göre değişiyor. En fazla stresin ve tükenmişliğin hissedildiği yer “üst yönetim” katları imiş. Çünkü büyük başın derdi de büyük oluyor. İş stresinin en çok hissedildiği ikinci sırada “İnsan Kaynakları Bölümleri” var. Gerçekten de, çalışan ve patron kıskacı arasında baskı yüksek oluyor. Stres ile tükenmişliğin dağılımı şehirden şehire de değişiyor. Tükenmişliğin en çok yaşandığı ABD şehri ise siyaset sahnesi Washington DC imiş. Ülkemizde ise stres, yaşamın her aşamasında, her yerde. Ama en çok hangi işte diye düşündüm. Sanırım Yüksek Seçim Kurulu’ndadır. Stres kaynakları türlü çeşitli. Burası, hastanelerin acil servisi gibi çalışan bir yer. Çünkü ülkemiz, yangından mal kaçırır gibi erken seçimlerin yapıldığı bir ülke. Daha bir seçimin yorgunluğunu atmadan, bir bakıyorsunuz erken seçim çağrısı yapılmış ve ülke seçime girmiş. Bir de maçın ortasında kuralların değiştiği bir oyuna hakemlik etmek de çok zor; örneğin, “Damgalı-damgasız” gibi. Böyle bir işyerinde tabii ki stres tavan yapar.

Sonuç

Evet, stresli iş ortamı insanı öldürüyor. Böyle yerlerde çalışanlar için tehlike büyük. Bunun işverene de zararı yok mu? Tabii ki var. Örneğin, ABD’deki işverenlere maliyeti yıllık 300 milyar dolarmış. Beşeri sermayeyi dikkatli, tüketmeden kullanmak gerek.



Bu yazı 1,107 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Mart 2024 Nereden nereye
    • 19 Mart 2024 Çalışma saatleri azalırken
    • 12 Mart 2024 Başarılı üç güzel insan
    • 5 Mart 2024 Çalışma düzeninde esneklik: Hibrit çalışma
    • 27 Şubat 2024 Bir cesur yürek daha durdu
    • 20 Şubat 2024 Akıllı telefona akılsızca bağımlılık
    • 13 Şubat 2024 Bulutlara nasıl bakıyorsunuz?
    • 6 Şubat 2024 İşten çıkarmalar üzücüdür
    • 30 Ocak 2024 Etik ve meslekler
    • 30 Ocak 2024 Etik ve meslekler
    • 23 Ocak 2024 Bir motor yolculuğu
    • 16 Ocak 2024 Yeni bir yıla başlarken (2)
    • 9 Ocak 2024 Yeni bir yıla başlarken
    • 26 Aralık 2023 Toplam ücret paketinde seyahat
    • 19 Aralık 2023 Mangal partisi
    • 12 Aralık 2023 Toplu işten çıkarmalarda iletişim
    • 5 Aralık 2023 Faydalı bir meyve ve zararlı üretimi
    • 28 Kasım 2023 Selden geçip kumda boğulmak
    • 21 Kasım 2023 İnsan sesine hasretim
    • 14 Kasım 2023 Taylor Swift diye bir yıldız




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    10,096 µs