Osman Arıoğlu
24 Temmuz 2018
Veraseten intikal eden şirket paylarının satışında vergileme
Veraseten intikal eden şirket paylarının satışında vergileme
Vergi mevzuatımızda aynı işi yapsa dahi şirketlerin hukuki kişilikleri vergilendirme bakımından farklılık arz eder. Bunda, en başta gelir üzerinden alınan iki ayrı vergi kanunu olmasının etkisi vardır. Elbette gelir ve kurumlar vergisinin ayrı vergiler olarak uygulanması modern vergicilikte ağırlıklı bir yöntem olarak devam etmektedir. Son zamanlarda bazı ülkelerde sadeleştirme adımları olarak şahıs ve şirketlerin tek oranlı vergilendirildiği yapılar olduğu gibi artan oranlı vergi uygulanan yapılar da bulunmaktadır. Bu yöntemlerden hangisinin daha doğru olduğu tartışması bu yazıda değerlendirilmeyecektir. Bu yazıda ana konumuz anonim şirket hissesi ve limitet şirket paylarının satışının vergilenmesindeki farklılıktır.
Türkiye uygulamasında, kanun koyucunun sermaye piyasasını ve anonim şirket yapılarını daha destekleyici bir vergilendirme tercihinin olduğundan kısmen bahsedebiliriz. Esasen, eskiden anonim şirket kurmak için en az 5 kişi, limitet şirket kurmak için en az 2 kişi gerekli olması birçok işletmenin limitet şirket olarak kurulması ve devam etmesinde önemli bir etken olmuştur. Ancak yeni Ticaret Kanunu değişikliğinden sonra tek kişilik sermaye şirketi (anonim veya limitet şirket) kurulması mümkün hale gelmiş ve eskiden olan göstermelik veya sembolik ortaklık mecburiyetleri de ortadan kalkmıştır.
Uygulamada öteden beri gelen alışkanlıklar, biraz da bazı kanunlarla anonim şirketlere ilişkin sermayesi 250 bin ve daha fazla olan anonim şirketlerin avukat bulundurma zorunluluğu gibi ilave yükümlülükler nedeniyle limitet şirket şeklinde organize olan önemli ticari organizasyonlar mevcuttur. Bu nedenle hem tabi olunan toplam yükümlülükler ve hem de vergilenme rejimi bakımından anonim ve limitet şirketler arasında önemli farklılıklar söz konusudur. Bu farklılıklardan bir tanesi de anonim şirket hissesi hisse senedi ile temsil edilebildiği halde, limitet şirket hissesi pay olarak adlandırılmaktadır.
Anonim şirket hissesinin hisse senedi veya ilmühaber çıkarılması suretiyle temsili ile bunlar yapılmaksızın sadece pay defterine işlenmek suretiyle elde tutulan hisseler bakımından bile vergilendirmede farklılık söz konusudur. Hisse senetleri sermaye piyasasında işlem gören anonim şirket hisse senetleri ile sermaye piyasasına kaydı bulunmayan anonim şirket hisse senetlerinin vergilenmesinde dahi elde tutma süreleri bakımından farklılıklar söz konusudur. Bunun temel nedeni olarak kanun koyucunun sermaye piyasasını teşvik amacı gösterilebilir.
Konuyu yazının başlığında bahsettiğimiz noktaya getirirsek; veraseten intikal eden bir anonim şirket hisse senedinin satışı vergiye tabi değil iken, veraseten intikal eden bir limitet şirket hisse senedinin satışının elde tutma süresinden bağımsız olarak vergiye tabi olması söz konusudur. Zira; Gelir Vergisi Kanunu’nun değer artışı kazançlarını düzenleyen mükerrer 80 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının 1 inci bendinde “ivazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançların,” 4’üncü bendinde ise “ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların” değer artışı kazancı sayılacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm nedeniyle intikal eden anonim şirket hisse senedi veya ilmühaber söz konusu ise herhangi bir süreye bakılmaksızın satışında gelir vergisi söz konusu olmayacağı halde, veraseten intikal eden limitet şirket hissesi ne kadar süre elde tutulursa tutulsun, yine de satışında vergileme söz konusu olacaktır.
Veraseten intikal eden limitet şirket payının vergilemesinde ise intikal tarihindeki öz sermaye değerine göre bulunan pay değeri ile satış değeri arasındaki fark gelir vergisinin matrahını oluşturacaktır. Yani, burada ivazsız intikal ettiği için bütün değer üzerinden bir vergileme yapılması söz konusu olamaz. Mirasçı, zaten bu hisse nedeniyle öz sermaye değerine göre bulunan değer üzerinden veraset intikal vergisi ödemiş olduğundan, varis açısından payın maliyet değeri veraset intikal vergisine matrah olan değerdir.
Bu yazı 1,630 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
22 Nisan 2024
Yeme içme ürünlerinde katma değer vergisi oran değişikliği tartışması
-
1 Nisan 2024
Fed faiz indirimi ne zaman?
-
18 Mart 2024
Cari açık gidişatı
-
4 Mart 2024
Döviz nereye?
-
19 Şubat 2024
Bir Danıştay DDK kararı ve damga vergisi uygulaması
-
5 Şubat 2024
Anayasa Mahkemesinin enflasyon muhasebesine ilişkin kararı kimleri etkileyecek?
-
22 Ocak 2024
Anayasa Mahkemesinin enflasyon düzeltmesine ilişkin kararı
-
8 Ocak 2024
Bilmediğini bilmemek veya cehaletin dayanılmaz cazibesi
-
25 Aralık 2023
Ademi Tahsis İlkesi
-
11 Aralık 2023
Enflasyon muhasebesi uygulaması
-
27 Kasım 2023
Ekonomilerde stagflasyon ihtimali
-
13 Kasım 2023
Faiz artırımlarının sonuna geliniyor mu?
-
30 Ekim 2023
Nice 100 yıllara
-
16 Ekim 2023
İsrail-Filistin savaşı ve ekonomiye etkileri
-
2 Ekim 2023
Parite nereye?
-
18 Eylül 2023
OVP ne söylüyor?
-
4 Eylül 2023
Son Merkez Bankası kararları ve geleceğe bakış
-
11 Kasım 2022
Sermaye kaybı nedeniyle sermaye artırımında yeni düzenleme
-
19 Şubat 2021
Finansman gider kısıtlaması uygulaması başladı
-
9 Haziran 2020
Kambiyo muamele vergisi uzun süreli olmayabilir
Yorumlar
+ Yorum Ekle