Ekonomim.com
Bumin Doğrusöz
27 Şubat 2019
KDVde indirim hakkının izleyen yıl kullanılması
KDV’de indirim hakkının izleyen yıl kullanılması
Bilindiği gibi Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/3 maddesinde indirim hakkının, “vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde” kullanılabileceği hükme bağlanmıştı. Bu düzenlemeye göre, 2018 yılına ilişkin bir harcama faturasının KDV’si, bu faturanın 2018 yılında defterlere yazılması kaydıyla indirim konusu yapılabilmekteydi. Katma Değer Vergisi Kanunu’nda 7104 sayılı Kanun’la (1.1.2019 tarihinden geçerli olmak üzere) yapılan bir değişiklik ile bu kural yerinde olarak esnetildi.
7104 sayılı Kanun’la söz konusu düzenlemeye, bulduğu kelimesinden sonra “takvim yılını takip eden” ibaresi eklenerek, harcama belgelerinde yazılı KDV’nin, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı veya izleyen yıl kanuni defterlerine kaydedilmesi durumunda da indirilmesi olanağı sağlanmıştır. Bu düzenleme 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu düzenlemeye göre, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde kaydedilen belgeler, gelir veya kurumlar vergisi açısından söz konusu belgelerin defterlere kaydedildiği vergilendirme dönemleri için dönemsellik ilkesi gereği kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınsa dahi bu belgelerde gösterilen KDV indirim konusu yapılabilecektir. Örneğin, 2018 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2018 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2019 yılında ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları yine indirim konusu yapılabilecektir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu konuda (22 seri no’lu KDV Genel Tebliğ Taslağı’nda), bu düzenlemenin 1.1.2019’da yürürlüğe girecek olması dolayısıyla, vergiyi doğuran olayı 2018’de gerçekleşen belgeler için bu olanaktan yararlanılamayacağını, bu yeni düzenlemenin ancak 1.1.2019 tarihinden sonra düzenlemiş belgeler için uygulanabileceğini açıklamış ve dolayısıyla düzenlemenin geçerliliğini 1.1.2020 sonrasına taşımıştı.
Bende bunun üzerine 27.12.2018 günlü DÜNYA gazetesinde yayınlanan köşe yazımda, bu görüşün yanlış olduğunu, ihtilaflara yol açacağını gerekçeleri ile yazmıştım. Nihayet bakanlık bu hatalı görüşünden dönmüş ve 23 no’lu KDV Uygulama Genel Tebliği’nde 2018 yılının tarihini taşıyıp da 2019 yılında deftere kaydedilen belgelerdeki KDV’nin de, deftere kaydın yapıldığı dönemde indirim konusu yapılacağını kabul etmiştir.
Faturanın geç olarak izleyen yılda gelmesi dolayısıyla gelir veya kurumlar vergisi açısından fatura bedeli kanunen kabul edilmeyen gider kabul dahi, bu yeni düzenleme dolayısıyla, KDV Kanunu’nun 30/d maddesi devreye girmeyecek, bu faturanın deftere kaydedildiği dönemde indirim konusu yapılabilecektir.
Aslında faturanın geç ulaştığı veya geç tanzim edildiği hallerde KDV’nin yine de indirim konusu yapılabileceği, 7104 sayılı Kanun öncesinde de bazı hallerde kabul edilmekteydi. Bu haller, 11 no’lu KDV Uygulama Genel Tebliği’nde şu şekilde sayılmıştır.
“- Düzenlenen faturanın alıcı tarafından dava konusu yapılması nedeniyle ilgili takvim yılında indirim konusu yapılamayan KDV, davanın sonuçlandığı yıl içinde alıcı tarafından kanuni defterlere kaydedilmesi şartıyla indirim konusu yapılabilir.
- Sorumlu sıfatıyla KDV beyanının hiç yapılmadığının veya eksik yapıldığının tespiti üzerine veya mükellefin kanuni süresinden sonra sorumlu sıfatıyla verdiği beyanname üzerine bu vergilerin tarh edilmesi halinde, tarh edilen KDV'nin vergi dairesine ödenmesi ve ödemenin gerçekleştiği takvim yılı aşılmaması şartıyla, ödenen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkündür.
- KDV'ye tabi işlemi yapan satıcı tarafından zamanında düzenlenmeyip, alıcı tarafından en geç fatura düzenleme süresinin son gününü takip eden vergilendirme dönemi içinde noterden ihtarname gönderilmesi üzerine satıcı tarafından düzenlenen faturada gösterilen KDV, alıcı tarafından faturanın düzenlendiği takvim yılı içinde kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirim konusu yapılabilir."
Bu düzenlemeler vergi adaleti açısından mükellef mağduriyetini gidermeye yönelik olarak olumlu karşılanması gereken düzenlemelerdir.
Bu yazı 1,601 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
28 Mart 2024
2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
-
26 Mart 2024
Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
-
21 Mart 2024
Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
-
19 Mart 2024
Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
-
14 Mart 2024
Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
-
12 Mart 2024
Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
-
7 Mart 2024
Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
-
5 Mart 2024
Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
-
29 Şubat 2024
Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
-
27 Şubat 2024
Özelgeler ve yanıl(t)ma
-
22 Şubat 2024
Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
-
20 Şubat 2024
İşletmelerde gider özgürlüğü
-
15 Şubat 2024
Konut kira gelirlerinde istisna
-
13 Şubat 2024
Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
-
8 Şubat 2024
Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
-
7 Şubat 2024
Afet hukukunun dağınıklığı
-
1 Şubat 2024
Örtülü sermayenin hesabı
-
30 Ocak 2024
Her ilmuhaber menkul kıymet midir?
-
25 Ocak 2024
2023de birden fazla işverenden ücret alanların beyan yükümlülüğü
-
23 Ocak 2024
Herkesten bilgi istenebilir mi?
Yorumlar
+ Yorum Ekle