Sözcü Gazetesi
Sezgin Özcan
24 Eylül 2019
Birden fazla işverenden ücret alanlar Maliye kıskacında
Birden fazla işverenden ücret alanlar Maliye kıskacında
“Müflis tüccar, eski defterleri karıştırırmış.”
Vergi gelirleri bütçe öngörülerinin gerisinde kalınca, Maliye de eski defterleri karıştırmaya başladı.
Ücret gelirlerini mercek altına alan Maliye, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında birden fazla işverenden ücret geliri elde edip yasal sınırı aşmasına rağmen beyanname vermeyenleri, uyumlu mükellef projesi kapsamında beyana davet ediyor.
İŞİN ESASI
Gelir Vergisi Kanununun 86. maddesine göre, tek işverenden alınmış ve kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücretlerin tutarı ne olursa olsun beyan edilmesi gerekmiyor. Zira aynı işverenden alınan ücretler yıl içerisinde yüzde 15’den başlayan gelir vergisi tarifesine göre, artan oranlı olarak vergilendiriliyor.
Yıl içinde aynı anda ya da iş değiştirme nedeniyle birden fazla işverenden ücret alınması halinde ise birden sonraki işverenden alınan ücret toplamı, gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmıyorsa yine beyan edilmesi gerekmiyor. Bu tutarlar, 2016 ve 2017 yılları için 30 bin, 2018 yılı için 34 bin lira.
Birden sonraki işverenden alınan ücret toplamının bu tutarları aşması halinde ise birinci işverenden alınan ücret de dahil olmak üzere tamamının beyan edilmesi gerekiyor. Birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı, ücretli tarafından serbestçe belirlenebiliyor.
Ancak bu konuda gerekli kamuoyu bilgilendirmesi yapılıp, farkındalık yaratılmadığından birçok kişi beyanname vermesi gerektiğinin farkında değil.
Bazılarının da Maliye’nin, “yeni işe başlayan ücretlinin çalışacağı süre içerisinde elde edeceği ücret gelirinin vergilendirilmesi aşamasında daha önce çalışmış olduğu işverenden elde ettiği kümülatif ücret matrahının yeni işyerinde çalışacağı süre içerisinde elde edeceği ücret matrahı ile ilişkilendirilmemesi, diğer bir deyişle yeni işyerinde elde edilecek ücretlerin tevkif suretiyle vergilendirilmesine esas olarak başlangıçta "0" matrahın dikkate alınması gerektiğine” ilişkin özelgesini yanlış yorumladığı, gelen sorulardan anlaşılıyor.
Sonuç itibarıyla yasa gereği, birden sonraki işverenden alınan ücret toplamının yasada belirtilen tutarları aşması halinde, birinci işverenden alınan ücret de dahil olmak üzere tamamının beyan edilmesi gerekiyordu.
NEDEN BUGÜN?
Bunun bir nedeni başlangıçta da belirttiğim gibi, bütçe hedeflerinin tutmaması. İkincisiyle ilgili kesin bir bilgi yok, ancak bir tahminim var.
Bilindiği üzere ücretlerden kesilen vergiler işveren tarafından muhtasar beyanname ile beyan ediliyor. Ödenen ücret ve kesilen verginin hangi ücretliye ait olduğu verilen beyannameden tespit edilemediğinden, Maliye’nin beyannamelere göre bir tespit yapabilmesi mümkün değil.
Çalışanların sigorta primine esas kazanç tutarları ve çalışma süreleri ile çalıştıkları işyeri bilgileri ise aylık prim ve hizmet belgesi ile SGK’ya bildiriliyor. Bu bilgiler aynı zamanda çalışanın hizmet cetveline yansıtıldığından, çalışanın yıl içinde iş değiştirip değiştirmediği, birden fazla işverenden ücret geliri elde edip etmediği tespit edilebiliyor.
Yine bilindiği üzere bazı pilot illerde uygulanan muhtasar beyanname ile aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilmesi projesi ülke genelinde 1 Temmuz 2019 tarihinde başlayacaktı, 1 Ocak 2020 tarihine ertelendi. Belli ki Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi’ne geçiş kapsamında yapılan çalışmalar, yıl içinde birden fazla işverenden ücret alanların tespitini sağlamış. Maliye de elde ettiği bu bilgileri değerlendirerek, yıl içinde birden fazla işverenden ücret alanlardan beyan sınırını aşanları davet edip, beyanname vermelerini istiyor.
Yasa gereği, birden sonraki işverenden alınan ücret toplamının yasada belirtilen tutarı aşması halinde, birinci işverenden alınan ücret de dahil olmak üzere tamamının beyan edilmesi gerekiyordu. Burada tartışılacak bir durum yok.
Ancak birçoğu şu anda emekli ya da işsiz olan bu kişiler için hemen düğmeye basmak yerine önce bir farkındalık yaratıp, bundan sonrası için beyan etmeyenlerin takibe alınması daha doğru olmaz mıydı? Tahsil edilemeyen bunca vergi alacağı varken, tek geliri ücreti olup, onu da harcamış olanların ücret geliri üzerinden geriye dönük vergi alınması, “Her şey bitti, sıra sineğin yağına mı geldi?” dedirtiyor.
Bu yazı 1,024 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
27 Mayıs 2022
Emlak vergisi muafiyetinde brüt alan hesabı
-
19 Nisan 2022
Primlerimi geri alabilir miyim?
-
4 Mart 2022
Vergi kaydına bağlı geriye dönük Bağ-Kur tescili
-
6 Kasım 2021
Emekliliğe yılbaşından önce mi sonra mı başvurmak avantajlı?
-
26 Ekim 2021
Geçmişe dönük Bağ-Kur tescili ve ihya yapılabilir mi?
-
3 Mayıs 2021
Emeklilik sonrası çalışma, emekli aylığına katkı sağlar mı?
-
17 Mart 2021
İsviçreden isteğe bağlı prim ödenebilir mi?
-
14 Mart 2021
Staj sigortası doğum borçlanmasında başlangıç sayılır
-
23 Şubat 2021
Banka çalışanı kıdem tazminatı alarak işten ayrılabilir mi?
-
12 Şubat 2021
Kısa çalışma emeklilik tarihini öteler mi?
-
15 Aralık 2020
Bağ-Kur prim borçları sildirilebiliyor mu?
-
21 Ağustos 2020
Yaş beklerken baba üzerinden sağlık yardımı alınabilir mi?
-
11 Ağustos 2020
Yurtdışı borçlanması emeklilik statüsünü etkiler mi?
-
5 Ağustos 2020
Şirket ortağı SSK statüsünden emekli olabilir mi?
-
10 Temmuz 2020
Kısa çalışma ödeneğiniz temmuz ayında da devam eder
-
5 Temmuz 2020
Kısa çalışma kimler için uzadı?
-
30 Haziran 2020
Eksik prim yatırılması fesih sebebi sayılır mı?
-
26 Haziran 2020
Ücretsiz izin emekli çalışana fesih hakkı verir mi?
-
23 Haziran 2020
Çalışan, esnek çalışmayla haklarını kaybedecek
-
16 Haziran 2020
Kıdem tazminatında kazanılmış haklar
Yorumlar
+ Yorum Ekle