En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
10 Haziran 2022

Haksız alınan verginin iadesi sorunları



Herkesin hata yapması mümkündür. İdarenin de hata yapması, fazla ve haksız vergi tahsil etmesi de mümkündür. Nasıl ki mükellef eksik vergi ödediğinde, bunu yapılacak tarhiyatlar üzerine faizi ile ödemek zorunda ise idare de haksız aldığı vergiyi faizi ile iade etmek zorundadır. Ancak bu iadenin yapılmasında veya faizi konusunda zaman zaman duraksamalar yaşanmaktadır. Bu duraksamalarla yakından ilgili elime geçen üç yargı kararını bu yazımda paylaşmak istiyorum. 

Faizin düzeltme yoluyla istenmesi

İdare tarafından haksız tahsil olunan vergilerin, Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 112/4 maddesi uyarınca tecil faizi ile birlikte iade olunması gerekmektedir. Haksız tahsil hallerinde haksızlığın VUK md. 117 ve 118 kapsamında bir hatadan kaynaklandığı hallerde, bu hatanın giderilmesi için önce idareye VUK’un hataların düzeltilmesi için öngördüğü usul içerisinde başvuru yapılması gerekmektedir (Hatanın idarece re’sen yapılan bir işlemden kaynaklandığı hallerde doğrudan dava açılması da mümkündür). İdarenin hatayı ve haksızlığı kabul ederek tecil faizi ile birlikte iade yapması halinde bir sorun yoktur. Ancak idarenin hatayı ve haksızlığı kabul ederek faizsiz ödeme yapması halinde, eğer idareye yapılan düzeltme müracaatında faiz istenilmemişse, faiz alacağı için de idareye hata ve düzeltme hükümleri çerçevesinde ayrıca ve yeni bir başvuru yapılıp yapılamayacağı konusu tartışmalıydı. Bu konuda nihayet Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu bir belirleme yaptı ve E. 2022/1 K.2022/4 sayı ve 2.3.2022 tarihli Kararı ile VUK’un 112. maddesinin 4. fıkrasından faizin de haksız ve fazla tahsil edilen verginin kapsamında olduğu sonucunun çıkartıldığına ve faiz hesaplanmadan ödeme yapılması halinde fazladan tahsil edilmiş verginin iade edilmiş sayılamayacağına, bu sebeplerle de iade talebinde söz edilmemiş olsa bile, iade talebinden ayrı ve bağımsız olarak -asıl alacağın iade talebine ilişkin zamanaşımı süresi içinde olmak kaydı ile- düzeltme ve şikâyet başvurusunda bulunulabileceğine hükmetti. Ancak yine kararda da belirtildiği gibi, ilk başvuruda faizde talep edilmesi ve idarenin vergi dışında faize ilişkin talebi reddettiği hallerde, faiz için tekrar başvuru olanağı bulunmamaktadır. Bu gibi durumlarda ret işlemi üzerine, iadenin eksik yapıldığı gerekçesi ile tekrar idareye başvuru yerine doğrudan yargı yoluna başvuru gerekmektedir.

Faizin hesaplanacağı süre

Davacının dava sırasında -karardan anlaşılamamakla birlikte sanırım gecikme faizini durdurmak amacıyla VUK md. 112 uyarınca- dava sırasında ödediği tutarın davanın lehine sonuçlanması üzerine kendisine iadesinde ödenecek faizin hesaplanacağı sürenin, idareye ödeme yapıldığı tarihten ödemenin iade edildiği tarihe kadar geçen süre için hesaplanması gerekmektedir. Bu konuda yerel mahkeme, İdari Yargılama Usulü Kanununun 28/6. maddesinden hareketle, ödeme yapılan alacağa ilişkin mahkeme kararının tebliğ tarihi ile ödemenin yapıldığı tarih arasında faiz hesaplanması gerektiğine hükmetmiştir. Bu arada, mükellef önce davayı kaybedip bozma kararı üzerine kazanması dolayısıyla, idareye ödeme ile mükellef lehine olan kararın tebliğ arasında geçen süre, yaklaşık 5,5 senedir. Danıştay 3. Dairesi, pek yerinde ve  haklı olarak yerel mahkeme kararını bozmuş ve “yargı kararı ile kaldırılan vergilendirmeler nedeniyle tahsil edilmiş tutarların ilgililerine iadesi sırasında, tahsil tarihi ile iade tarihi arasında geçen süre için söz konusu tutara tasarrufunun engellenmesi dolayısıyla faiz ödenmesi gerektiğine” hükmetmiştir (Danıştay 3. Daire E. 2016/15614 K.2020/3752 T.14.10.2020). 

Görevli mahkeme

Konusu belli bir paranın ödenmesini gerektiren davalar (örneğin iade talebinin reddi aleyhine açılan davalarda) ile vergi davalarında davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına bu bildirim tarihinden itibaren 30 gün içinde ödenmesi gerekmektedir. Bu süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde idare aleyhine adli yargı nezdinde icra takibi yapılabilir (İdari Yargılama Usulü Kanunu md. 28/2). Ancak yine de bir sonuç alınamazsa veya uğranılan zarar konusunda başkaca talepler söz konusu ise idare aleyhine maddi veya manevi tazminat davası açılabilir (İdari Yargılama Usulü Kanunu md. 28/3). Bu tazminat davasında mahkeme, yargı kararının yerine getirilip getirilmediğini veya ne ölçüde yerine getirildiğini incelemek suretiyle karar vereceğinden, görevli mahkeme yine vergi mahkemesi olmaktadır. Bu tip davaların idare mahkemesinde görülüp karara bağlanması mümkün değildir (Danıştay 10. Daire E.2018/2646 K.2022/967 T.22.2.2022).



Bu yazı 385 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı
    • 30 Ocak 2024 Her ilmuhaber menkul kıymet midir?
    • 25 Ocak 2024 2023de birden fazla işverenden ücret alanların beyan yükümlülüğü
    • 23 Ocak 2024 Herkesten bilgi istenebilir mi?




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,498 µs