En Sıcak Konular

Resul Kurt



Resul Kurt
13 Eylül 2022

Sahipsiz köpekler sokakta mı yaşasın?



Bir süredir sokak hayvanları konusunda adeta akıl tutulması yaşıyoruz.

Enteresan bir şekilde sokakta yaşayan sahipsiz hayvanlar gündemde başköşeye yerleşti. Toplumda sokakta yaşasın diyenlerle, hayvan barınaklarında yaşasın diyenler olduğu gibi uyutulsun diyenler de olunca gerilim arttı.

Esasen bu konuda toplumsal hassasiyetin fitilini ateşleyen Ramazan Bingöl "Bir çocuğumuzun daha zarar görmesine tahammülümüz kalmadı!" diyerek konuya bakışını dile getirdi.

Ramazan Bingöl diyor ki; "Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı Anayasa'mızın 56'ıncı maddesinde yer alıyor ve devam ediyor:

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.

Türkiye'de sahipsiz başıboş köpek popülasyonu önlenemez bir şekilde katlanarak artıyor.

Köpekler, ısırma ve saldırma nedeniyle doğrudan veya dolaylı yollarla insanların ve diğer hayvanların ölmelerine, yaralanmalarına, trafik kazalarına, kuduz, kist hidatik gibi ölümcül bulaşıcı hastalıklara, güvenlik problemlerine sebep oluyor.

Çocuklar ölüyor, yaralanıyor; ailelerin canı yanıyor. Yaşanılan travmalar da cabası.

Mart 2022'den beri çoğu çocuk 18 insanımızın sahipsiz köpekler nedeniyle öldü, yüzlercesi yaralandı, sayısı bilinemeyen hayvan telef oldu.

Kuduz vakaları hastalığı hızla artıyor. Çocuk parklarını mesken tutan sahipsiz köpekler bulaşıcı hastalık yayıyor.

Çocuklar kendi parklarının içinde sahipli, sahipsiz köpeklerin dışkılarıyla muhatap. Yine parklarda ağızlıksız, tasmasız köpekler, kimi zaman yasaklı tehlikeli tür köpekler herhangi bir ehliyete, eğitime, yaptırıma tabii olmaksızın serbestçe dolaştırılıyor. Bir başıboşluk ve kuralsızlık hakim. Sadece İstanbul'un 25 ilçesinde, yaklaşık 15 ayda belediyelerin ilgili birimlerine sahipsiz köpeklere ilişkin 18 bin 791 ihbarın 881'i "ısırma vakası" olarak kayıtlara geçti.

Konuyu hayvanların hakları açısından ele aldığımızda da durum hiç iç açıcı değil. Bu köpekler bir yandan ağır sokak koşullarında hayatta kalma mücadelesi verirken, diğer yandan birbirlerine ve diğer hayvanlara zarar veriyor, toplu halde dolaşıp sokaktaki savunmasız diğer canlıları telef ediyorlar. Köpek sürülerinin sırf güdüsü gereği bir kediyi aralarına alıp ikiye ayırıp öldürdükten sonra hiçbir şey olmamış gibi bir sonraki avlarının peşine gitmesi hayvanseverleri rahatsız etmeli. Ve sırf bu nedenden dolayı bile bir çözüm aranmalı. Tek taraflı hayvan hakkı olmaz. Bir hak savunulacaksa bu hak bütün hayvanları kapsamalıdır."

Esasen son derece doğru tespitlerle doğru yazının tüm belediye ve kurumları alarma geçirmesi gerekiyorken, maalesef çoğu troll ve bot hesaplar olmak üzere konuyu gündeme alan herkese sistemli bir saldırı ve itibarsızlaştırma yaşanıyor.

Hiç kimse hayvanların modern hayvan barınaklarında yaşatılmasına itiraz etmiyor. Hayvan hakları konusunda çalışan STK'ların modern hayvan barınakları ve sahiplenme/sahiplendirme ile sorunun çözümüne katkı sunması gerekirken karşı çıkmalarını anlamak da mümkün değil.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve diğer yasal düzenlemeler, hayvanların kısırlaştırılarak modern barınaklarında korunmasını sağlayamıyor, hayvanları sokaktan kurtarmıyor.

Maalesef özellikle çocuklarımızı tehdit eden sürü köpekler belediyeler tarafından toplanamıyor, kısırlaştırılıp modern barınaklarda bakılmıyor. Ramazan Bingöl'ün tespitiyle şu an hâlihazırdaki 'kısırlaştır/yerine bırak' uygulamasının yoğun köpek popülasyonun azaltılmasına çözüm sağlayabilmesi imkânsız. Çünkü köpekler bir yandan kısırlaştırılırken diğer yandan hızlıca artmaya devam ediyor. Türkiye'de 10 milyonun üzerinde sahipsiz köpek olduğu tahmin ediliyor ve bu sayının 10 yıl içerisinde 60 milyona ulaşacağı öngörülüyor.

Sorunun çözümü için ABD ve AB üyesi ülkelerde, İngiltere, Japonya, İsviçre, Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde uygulanan mevzuat ve uygulamalar esas alınarak yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Sahiplenilen hayvanların terkedilemeyeceği yasal olarak düzenlenmelidir. Modern hayvan barınaklarının belediye ve STK öncülüğünde kurularak hayvanların refah içinde yaşayabilecekleri şekilde inşa edilmesi ve/veya düzenlenmesi sorunun çözümü için atılması gereken en önemli adım olacaktır. Barınakların kurulması, işletilmesi ve giderlerinin karşılanması konusunda belediyelerle birlikte STK'lar da rol almalıdır. Özellikle restoran gibi işletmelerde atık yemeklerin çöpe gitmesi yerine hayvanlar tarafından yenilebilecek şekilde toplanarak bakılması, kısırlaştırılmamış sokak köpeği kalmaması ve hatta belediyelere mali haklara ulaşmada sokak hayvanları konusundaki proje ve gelişmeleri performans hedefi olarak verilmelidir.

Bundan birkaç hafta önce küçük evladımın köpek saldırısı sonucu yaralanması ile benim de bizzat mağduru olduğum bir konu olması hasebiyle ve tartışmanın absürt bir yere doğru gittiğine yönelik endişelerim nedeniyle bu hassas konuya farklı bakış açısıyla dikkatleri çekmek istedim.

Henüz geç değilken STK, belediye ve kamu kurumları ile üniversitelerin veterinerlik fakültelerinin kısırlaştırma ve modern barınaklarda bu canlara yaşam hakkı verilmesi acilen yasalaştırılmalı ve mevzuat acilen değiştirilmelidir. Sokakta yaşayan hayvanların da bir "can" olduğunun unutmayarak, vicdanlı ve yaşam haklarına saygılı davranılması gerekir.

Hayvanların yeri sokaklar değil, sıcak yuvalar ve modern barınaklardır.



Bu yazı 401 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Mart 2024 İşçiye Ramazan yardımı
    • 22 Mart 2024 Boşta geçen sürenin kıdem tazminatına etkisi
    • 19 Mart 2024 Kimler Gelir Vergisi Beyannamesi verecek?
    • 15 Mart 2024 Performans düşüklüğünde feshin son çare olması
    • 15 Mart 2024 Taşeron ilişkisinde muvazaa
    • 12 Mart 2024 Kaçak yabancı işçinin cezası var
    • 8 Mart 2024 Çalışanlar süt iznini toplu kullanabilir mi?
    • 8 Mart 2024 "Ulusal Staj Programı"
    • 5 Mart 2024 Sağlıkta neler değişti?
    • 1 Mart 2024 "Çalışma Belgesi Düzenleme Yükümlülüğü"
    • 1 Mart 2024 Çocuk ve genç işçileri koruyucu düzenlemeler
    • 27 Şubat 2024 Maaş bordroları dijital ortamda düzenlenebilir mi?
    • 23 Şubat 2024 "İşsizlik Ödeneğinden Yararlanma Şartları"
    • 23 Şubat 2024 "İş ekipmanlarının periyodik kontrollerinde yeni dönem"
    • 20 Şubat 2024 İş güvencesinden yararlanma şartları
    • 16 Şubat 2024 Madenlerde iş güvenliği
    • 16 Şubat 2024 Şubat ayı SGK prim gün sayısı bildiriminde dikkat edilmesi gerekenler
    • 13 Şubat 2024 Yabancı ev çalışanlarına çalışma izni almak şart!
    • 9 Şubat 2024 İşçiler resmi tatil günlerinde çalışmak zorunda mı?
    • 6 Şubat 2024 Aile ve Gençlik Fonu başlıyor




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,754 µs