En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
27 Şubat 2009

Yine haklı çıktık: Özel uzlaşmanın kapsamı genişliyor



Yine haklı çıktık: Özel uzlaşmanın kapsamı genişliyor
26.02.2009 | Bumin Doğrusöz
www.bumindogrusoz.com

 27.2.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü İle Tahsili Hakkında Kanun ile haklarında yapılan tarhiyatlar henüz kesinleşmemiş veya ihtilaflı durumda bulunanlara, bir uzlaşma olanağı daha sağlanmış ve uzlaşmalarını teşvik amacıyla da uzlaşılan tutarları on sekiz taksitte ödeme kolaylığı getirilmişti.
5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü İle Tahsili Hakkında Kanunun kapsamına, Devlete ait olup Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergi, resim, harçlar, fon payı ve bunlara bağlı vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları alınmıştı. Ayrıca söz konusu tarhiyatın, Kanunun 1. maddesinin yürürlüğe girdiği 27 Şubat 2008 tarihinden önceki dönemlere (beyana dayanan vergilerde bu tarihten önce verilmesi gereken beyannamelere) ilişkin olması da gerekmekteydi.
Ancak kanun, Vergi Usul Kanunun 344. ve geçici 27. maddeleri uyarınca vergi ziyaı cezasının üç kat olarak uygulandığı, daha açık anlatımla fiilin Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinin hürriyeti bağlayıcı ceza ile yaptırımlanmasını öngördüğü hallerden olması dolayısıyla cezanın üç kat olarak uygulandığı tarhiyatları, kapsam dışında bırakmıştı.
Maliye Bakanlığı ise bu konuda daha da ileri giderek, 5736 sayılı Kanuna ilişkin 1 sayılı Genel Tebliğ'de, Vergi Usul Kanunu'nun 344. ve geçici 27. maddeleri uyarınca üç kat kesilen vergi ziyaı cezasının daha sonra yargı kararı ile bir kat olarak değiştirilmek suretiyle onanmış olması halinde de, bu tarhiyata konu vergi ve cezalar ile bunlara bağlı usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yine 5736 sayılı Kanun kapsamına girmeyeceğini açıklamıştı.
Bizde bunun üzerine 3 Mart 2008 tarihli Referans gazetesinde yayımlanan köşe yazımızda bu açıklamanın yanlış ve hukuka aykırı olduğunu yazmıştık.
Görüşümüzün gerekçesini de yazımızda şöyle açıklamıştık : "Yanlıştır çünkü, idari yargıda iptal veya bahsettiğimiz şekilde çevirmeye ilişkin mahkeme kararları, karar veya tebliğ tarihinden itibaren değil, davaya konu idari işlemin oluşum anından itibaren hüküm doğurur. İdari yargı kararları bu yüzden Anayasa Mahkemesi Kararlarından farklıdır. Anayasa Mahkemesi Kararları yayımından sonrası için hüküm doğururken, idari yargı kararları davaya konu işlemin oluşum anından itibaren hüküm doğurur. Örneğin mükellef dava konusu cezayı dava sırasında ödese dahi, ceza sonradan bir kata dönüşürse, idare fazla aldığı kısmı iade etmek zorundadır. İdare burada, tahsilat esnasında mahkeme kararının olmadığı ve üç kat cezanın yürürlükte bulunduğu iddiasında bulunamaz. İşlem ilk andan itibaren bir kata dönüştürüldü ise ve dönüştüren mahkeme kararı temyiz aşamasında ise, cezalı tarhiyatın bu Kanundan yararlandırılması gerektiği düşüncesindeyiz. Zaten Kanunun amacı ihtilaflı dosyaları ortadan kaldırmak, ihtilafları azaltarak yargının iş yükünü hafifletmek olduğuna göre, bu dosyalarda böylece ortadan kaldırılmış olur."
Nitekim Kocaeli'nde bir mükellef tebliğin bu kısmı için iptal davası açmış ve Danıştay 4. Dairesi 2008/2836 sayılı dosya kapsamında verdiği 23.10.2008 günlü ara kararı ile 1 sayılı Genel Tebliğ'in kanunun kapsamı ile ilgili I/A maddesinin son paragrafının yürütmesini durdurmuştur. Galiba, yine haklı çıktık.
Bu yürütmeyi durdurma kararı gazetemizde dün Neşe Karanfil arkadaşımızın haberi ile de yer almıştı.
Öğrendiğimiz kadarı ile Maliye Bakanlığı Yürütmeyi durdurma kararına itiraz etmiş ve konu Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun gündemine girmiştir. Kanaatimce itirazın reddedilme olasılığı çok yüksektir.
Bu durumda hak kayıplarına sebebiyet verilmemesi ve hatta kusurlu işlem tesisi sebebiyle idarenin tazmin borcunun ortaya çıkmaması için Maliye Bakanlığının yeni bir Genel Tebliğ'le bu durumda olanlara 5736 sayılı Kanun kapsamında uzlaşmaya müracaat için ek süre tanıması gerekmektedir. Çünkü Bakanlık burada, kişilerin yasa ile tanınmış haklarını hukuka aykırı işlemle engellemiş konumunda olmaktadır. İşlemin hukuka aykırılığı yargı kararı ile tespit edilirse, bu işlemin engellediği hakların yeniden tesisi gerekmektedir.



Bu yazı 3,321 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Nisan 2024 Emisyon primleri istisnası ve sorunları
    • 16 Nisan 2024 Kurumlar vergisinin oranının saptanması
    • 4 Nisan 2024 Avans kar payları ne zaman beyan edilir?
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,472 µs