En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
23 Ekim 2009

Vergide Anayasa Mahkemesi kararları



Vergide Anayasa Mahkemesi kararları
19.10.2009 | Bumin Doğrusöz

 Anayasa Mahkemesi 15 Ekim'de yaptığı toplantısında vergi mevzuatında yer alan ve pek çok kişiyi ilgilendiren bazı hükümleri iptal etti. Değerlendirmeye geçmeden önce, iptal edilen hükümlere bir bakalım.
Anayasa Mahkemesi ilk olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 103. maddesinde yer alan ve 5479 sayılı kanunla değişik (halen uygulanmakta olan) vergi tarifesinin son dilimini ücretliler için iptal etti. Bu iptal kararına göre ücretliler hiçbir zaman, ister bordro ile ister yıllık beyanname ile vergilendirilsin, yüzde 35 oranında vergilendirilemeyecek. Bilindiği gibi 5479 sayılı kanunun bu maddesinin anayasaya aykırılığı CHP milletvekilleri tarafından açılan iptal davasında ileri sürülmüş, dilekçede, 5479 sayılı kanuna kadar ücretlilerin ayrı tarifeye göre vergilendirildiği, bu kanunla ayrımın kaldırıldığı, ücret dışı gelirlerin ilk diliminde ücretlilerle eşitlik sağlamak amacı ile yüzde 5 indirim yapılmasına karşılık, ücretlilerin tabi olduğu son dilimde eşit indirim yapılmadığı, böylece ücretlilerin vergi yükünün artırıldığı ve maddenin anayasanın 73/2. maddesine aykırı düştüğü ileri sürülmüştü. Bu iptal kararı, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesi ikinci olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 69. maddesinde yer alan "sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait" ibaresini iptal ederek kazanılmış yatırım indiriminden yararlanma hakkını yok eden, hukuk güvenliği ilkesine aykırı düzenlemeyi iptal etmiştir. İstisnaya konu iktisadi kıymete ilişkin harcamaların yapıldığı yılda başlanması ve indirilecek tutara ulaşılıncaya kadar devam olunması biçimindeki yatırım indirimi istisnası, bu istisnadan yararlanmaya zamanında yürürlükteki mevzuata göre hak kazananlar, bu haklarına böylece kavuşmuşlardır. Bu iptal kararı, kararın yayınlanması ile birlikte yürürlüğe girecektir. Bu aykırılık ilk olarak CHP milletvekilleri tarafından açılan iptal davasında ileri sürülmüşse de daha sonra pek çok mükellefin açtığı dava dolayısıyla da Anayasa Mahkemesi'ne taşınmıştı.
Anayasa Mahkemesi bu kararı ile ayrıca 5479 sayılı kanununun yatırım indirimi düzenlemesini 1.1.2006 tarihinde yürürlükten kaldıran düzenlemesini de iptal etmiştir. Böylece yatırım indirimi istisnasının yürürlükten kalkma tarihi 5479 sayılı kanunun yürürlük tarihi olan 8.4.2006 tarihine taşınmıştır. Böylece mükelleflerin 8.4.2006 tarihine kadar yapmış oldukları ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 19. maddesi kapsamında bulunan yatırımları, 1.1.2006 tarihinden önce başlayan yatırımlarla bir bütünlük oluşturmasa dahi yatırım indiriminden yararlanır hale gelmiştir.
Anayasa Mahkemesi dördüncü olarak, Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 67. maddesine 5227 sayılı kanunla eklenen "dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar için bu oran yüzde 0 olarak uygulanır" hükmünü de iptal etmiştir. Eşitlik ve hukuk ilkelerine aykırı düşen, dar mükellef olmayı tam mükellef olmaktan daha avantajlı hale getiren (bir yazımızda bu düzenlemeyi, tam mükellefleri "enayi" konumuna düşürerek kişileri parayı yurtdışından dolaştırarak hülle yapmaya teşvik eden bir düzenleme olarak nitelendirmiştik) ve hatta Türkiye Hazinesi'ne girmesi gerek vergiyi diğer ülkelerin hazinesine nakleden düzenleme ayıklanmış oldu. Bu iptal kararı da kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesi beşinci olarak, Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesinde yer alan ve "vergi dairelerince matrah takdiri için takdir komisyonuna müracaat edilen hallerde takdir komisyonunda geçen sürede zamanaşımı sürelerinin duracağına" ilişkin düzenlemeyi iptal etmiştir. Bilindiği gibi takdir komisyonunda kararların çıkması bazen 4-5 yılı bulabilmekte, bu sürede zamanaşımı süresi çalımlamakla birlikte gecikme faizi mükellef aleyhine çalışmakta idi. Takdir komisyonlarının hizmet kusuru oluşturacak şekilde yetersiz oluşturulmasının sonucu olan bu duruma Maliye idaresi de bu düzenleme dolayısıyla eğilmemekteydi. Bu iptal kararından sonra, takdir komisyonlarına da artık bir çekidüzen verilmesi gerekecektir. Bu iptal kararı da kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesi kararlarında kararın yürürlüğe giriş tarihinin ileri bir tarih olarak belirlenmesi, bu kararların görülmekte olan davalarda hemen uygulanmasına engel değildir. Bu kararlar, özellikle yatırım indirimi konusunda, görülmekte olan davalarda hemen uygulanabilecektir. Zaten idari yargı anlayışı da "mahkemelerin anayasaya aykırılığı sabit olmuş hükümlerin kararlara esas olamayacağı" yönünde gelişmiştir.
Referans okurları için bu kararların sürpriz olmaması gerekir. Özellikle yatırım indirimi ve dar mükelleflerin menkul sermaye iratlarındaki avantajlarının anayasaya aykırılığını bu köşede defalarca yazdık. Hatta, mükellefleri ileride çıkabilecek Anayasa Mahkemesi kararlarından yararlanabilmek için dava açmaları konusunda da defalarca uyardık. Benim dışımda, Hocam Dr. Veysi SEVİĞ de köşesinde yazdı. Bu konulara bizim dışımızda ısrarla değinen köşe yazarı Hakan UZELTURK de oldu.
Önümüzdeki günlerde başka kararlar da çıkacak. Çünkü mahkemenin gündeminde daha pek çok vergi düzenlemesi var.
Buradan şu sonucu da çıkarıyorum: Düzenlemelere vergici gözü ile bakmak başka hukukçu gözü ile bakmak başka. Ah bir de tasarıları hazırlarken bu ayrımın farkına varabilsek.
Şimdi ne olacak? Bu kararların mükelleflere etkisi nasıl oluşacak? Bu da gelecek yazımızda.



Bu yazı 3,266 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Nisan 2024 Emisyon primleri istisnası ve sorunları
    • 16 Nisan 2024 Kurumlar vergisinin oranının saptanması
    • 4 Nisan 2024 Avans kar payları ne zaman beyan edilir?
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı
    • 1 Şubat 2024 Örtülü sermayenin hesabı




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,113 µs