|Akşam Gazetesi| |01.04.2010|
Yatırımlar, bir ekonomi için yaşamsal önem taşır. Bu nedenle, ülkeler çeşitli araçlarla yatırımlara yönelik teşviklere başvuruyorlar. Ülkemizde de belirli şartlar altında; gelir ve kurumlar vergisi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz indirimi, gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası ve benzeri teşvikler uygulanıyor.
Söz konusu teşviklerden yararlanabilmek; makro ekonomik programlar, arz-talep dengesi, sektörel, mali ve teknik değerlendirmeler çerçevesinde yatırım projelerinin uygun görülmesini ve teşvik belgesine bağlanmış olmasını gerektiriyor.
BELGE NASIL ALINIR?
Yatırım Teşvik Belgesi, yatırımın karakteristik değerlerini ihtiva eden, yatırımın bu değerler ve tespit edilen şartlara uygun olarak gerçekleştirilmesi halinde üzerinde kayıtlı destek unsurlarından yararlanma imkanı sağlayan bir belge.
Yatırımcıların 2009/15199 sayılı BKK'nın ekinde yer alan Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ile belirlenmiş bölgeler ve sektörlerde yapacakları yatırımlar ile ilgili olarak teşvik unsurlarından yararlanabilmeleri için söz konusu yatırımın teşvik belgesine bağlanmış olması gerekiyor.
Yatırımların teşvik belgesine bağlanmasına ilişkin usul ve esaslar 28.07.2009 Tarih ve 27302 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2009/1 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ ile belirlenmiştir.
Teşvik belgesi düzenlenebilmesi için gerçek kişiler, adi ortaklıklar, sermaye şirketleri, kooperatifler, iş ortaklıkları, kamu kurum ve kuruluşları (genel ve özel bütçeli kurum ve kuruluşlar, il özel idareleri, belediyeler ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların sermaye bileşimindeki hisse oranları %50'yi geçen kurum ve kuruluşlar) ve kamu kuruluşu niteliğindeki meslek kuruluşları, dernekler ve vakıflar ile yurt dışındaki yabancı şirketlerin Türkiye'deki şubeleri müracaat edebilir. Ancak halihazırda kurulu bulunmayan ve yeni kurulacak olan şirketler adına yapılacak teşvik belgesi taleplerinin dikkate alınması mümkün değildir.
YATIRIM TUTARI VE KAPASİTESİ
2009/1 sayılı Tebliğin 5. maddesinde yatırımların teşvik belgesine bağlanabilmesi için yatırımın yapılacağı bölgeler itibariyle asgari yatırım tutarları ve kapasitelerine ilişkin olarak düzenleme yapılmış olup, söz konusu asgari yatırım tutarlarının altında gerçekleştirilecek yatırımlar ile ilgili olarak teşvik belgesi düzenlenmesi mümkün değildir. Başka bir deyişle yatırımın teşvik belgesine bağlanabilmesi için yatırım tutarının, söz konusu yatırımın yapılacağı bölgeler ve sektörler itibarıyla belirlenmiş bulunan asgari sabit yatırım tutarına ilişkin hadleri aşması gerekmektedir.
Asgari sabit yatırım tutarının, (I) ve (II). bölgeye dahil illerde yapılacak yatırımlarda 1 milyon Türk Lirası, (III) ve (IV). bölgeye dahil illerde yapılacak yatırımlarda ise 500 bin Türk Lirası olması gerekmektedir.
YATIRIMCININ YOL HARİTASI
Yatırımcıları ilgilendiren teşvikle ilgili konular oldukça karmaşık bir yapıya sahip. Bunun için uzman desteğinden yararlanılmasında yarar var. Ayrıca, konu hakkında yayınlanmış derli toplu yayınlara da başvurulması mümkün. Bu noktada yatırımcılara, meslek mensuplarına ve konu ile ilgili olan diğer kişilere bir kitap önermek istiyoruz.
Cem Tekin tarafından kaleme alınan 'Yeni Teşvik Sistemi ve Uygulama Rehberi' isimli çalışma konu hakkındaki beklentilere cevap verebilecek nitelikte. Yaklaşım Yayınları tarafından 2010 Mart ayında basılan kitap, ilgililer için 'yol haritası' özelliğini taşıyor. Sade ve akıcı bir tarzda kaleme alınmış olan bu değerli çalışma hakkında www.yaklasim.com adresinden ayrıntılı bilgi edinmek mümkün. (tıklayınız)
Soru ve Cevaplar:
Vergi borçlusunun eşine yaptığı gayrimenkul satışı
Öncelikle çalışmalarınızda başarılar dilerim. 2000 yılında eşime satış yapmış olduğum bir gayrimenkulüm var. Şirketimin 2005 dönemine ait kayıtlarının incelenmesinden dolayı vergi cezası yazılması gündeme geldi. Yıllar önce yapmış olduğum bu satışın iptali söz konusu olur mu? Bir kaç arkadaşım bağışlama yapmış olsaydın 2 yıl geriye gidebilirler demişti. Fakat 5 yıl öncesi satış söz konusu, bu konuda açıklık bulmadım, yardımcı olursanız çok teşekkürler. Hüsnü
Sözü edilen düzenleme 6183 sayılı Kanun’un 27-30. maddeleri arasında yer alıyor. Kanun’a göre, amme alacağının ödeme süresinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde yapılan bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar geçersiz sayılıyor. Üçüncü şahıs açısından ivazsız tasarruflar (bağışlar) ile eşinize yapmış olduğunuz satış arasında bir fark yok. Yani, gerçekten satış bile yapmış olsanız, bağışlama kabul ediliyor. İki yıllık süre eşinize yapmış olduğun satış için de geçerli.
Ancak 2005 yılına ilişkin vergi incelemesinde ortaya çıkacak vergi ve cezaların ödeme vadesi 2005 ve sonrasında olacaktır. Bu durumda, eşinize 2000 yılında yapmış olduğunuz gayrimenkul satışı üzerinden 2 yıldan fazla süre geçmiş olacağından, satış işleminin geçersiz sayılması söz konusu olmaz.
Derneklerin tahsildarlığını yapan SGK emeklisine sahip çıkmıyor
Annemin, haberi ve isteği dışında bir derneğe üyeliğinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bu dernek veya dernekler için şimdiye kadar hesabından hangi tarihten itibaren ne kadar kesinti yapıldığına ilişkin sorusuna, SGK’nın Bilgi Edinme Biriminden gelen yanıtta, annemin aylığından Türkiye İşçi Emeklileri Derneğine 18 TL kesinti yapılmış olduğu ve derneğe müracaatı gerektiği belirtilmektedir. Bu aşamadan sonra ben hangi yolla bu işin devamını getirip, annem adına izinsiz yapılan kesintinin geri alınmasını ve bundan sonrada kesinti yapılmamasını sağlayabilirim? Tarkan Pastırma
Emeklilerin isteği ve bilgisi dışında aylıklarından SGK tarafından kesinti yapılarak emekli derneklerine aktarılması konusu maalesef kanayan bir yara ve ne SGK ne de emekli dernekleri konuya sahip çıkmıyor. Emekliyi birbirlerine paslıyorlar.
Bundan sonra kesinti yapılmamasını teminen, annenizin SGK’ya bir dilekçe vererek, herhangi bir emekli derneğine üye olmadığını, emekli aylığından herhangi bir dernek adına kesinti yapılmamasını, aksi halde aylığından kesilip derneğe aktarılan tutardan SGK’nın sorumlu olacağını belirtmesi gerekiyor.
Kesilen paraların iadesi konusunda maalesef ne SGK ne de emekli dernekleri muhatap olmuyorlar. Bu durumda ancak dava yoluyla paranın geri alınması söz konusu olabilir. Onun için de hem SGK’nın hem de yapılan kesintinin aktarıldığı dernek aleyhine dava açılması gerekiyor.
AKLINIZDA BULUNSUN
|
GÜNÜN SÖZÜ
Anita Roddick |
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle