En Sıcak Konular

Sezgin Özcan
Sözcü Gazetesi

Sezgin Özcan
1 Aralık 2011

Kaçakçılık suçunda gözden kaçan ayrıntı



Kaçakçılık suçunda gözden kaçan ayrıntı

 

Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesi mükelleflerin korkulu rüyası. Bu madde 'Kaçakçılık Suçları ve Cezaları' başlığını taşıyor. Maddede belirtilen fiilleri işleyenler, kaybına sebep oldukları vergiyi faiziyle birlikte ödüyorlar. Ayrıca kayba uğrayan verginin 3 katı 'vergi ziyaı cezası' ödemek zorundalar. Bunun dışında, yapılacak yargılama sonunda işlenen fiile göre değişmek üzere hapis cezasına mahkum olmaları söz konusu...


CEZA KANUNLARINA UYUM
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin ardından, diğer kanunlarda yer alan cezalarla ilgili bir uyum sorunu ortaya çıkmıştı. Bu sorunu gidermek için 5728 sayılı Kanunla pek çok kanun Ceza Kanunu ile uyumlu hale getirildi. Bu amaçla Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde de değişiklik yapıldı. Yapılan değişiklik 8 Şubat 2008 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu değişiklik sırasında öyle bir konu atlandı ki, akıllara zarar.


ANLAŞMA OLMADAN FATURA BASIMI
359. maddenin (c) fıkrasında şu hüküm yer alıyor: 'Bu kanun hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' Yani, anlaşma olmaksızın belge basanlar için oldukça ciddi bir yaptırım söz konusu. Ancak maddenin eski şekli ile yeni şekli arasında küçük bir fark var. Maddede düzenleme yapılırken maddenin eski şeklinde yer alan 'ile sahte olarak basanlar' ibaresi yeni şeklinde unutulmuş.


UNUTKANLIĞIN SONUCU
Bu unutkanlık sonucu anlaşmalı matbaaların sahte belge basması kaçakçılık suçu kapsamı dışında kalmış. Yani, anlaşması olmayanların sahte belge basması kaçakçılık suçu kapsamında yer alırken, anlaşmalı matbaanın sahte belge basımı kaçakçılık suçunu oluşturmuyor.
'Canım ne var bunda, sonuçta olay sahtecilik olayı. Ceza Kanunu'nda mutlaka bir yaptırımı vardır' diye düşünebilirsiniz. Haklısınız, biz de öyle düşündük ve araştırdık.
Ceza Kanunu'nda düzenlenen evrakta sahtecilik suçları, evrakların basılmasını değil, 'düzenlenmesini' kapsamına alıyor. Yani, evrakın boş olarak matbaalarda basılmasının bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değil. Anlaşmalı matbaada bastırılan fatura ve benzeri belgeler 'kıymetli evrak' niteliğinde değil. Bu nedenle 'kıymetli evrakta sahtecilik' suçunu da da oluşturmuyor. Fatura ve benzeri belgenin üzerinde yer alan özel işaret Kanun'da kıymetli damga olarak belirtilmemiş. Bakanlık bunun 'amblem' olduğunu söylüyor. Bu durumda 'kıymetli damgada sahtecilik' suçu da oluşmuyor.
Anlayacağınız, anlaşmalı matbaanın sahte belge basması fiiline 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre de ceza verilmesi mümkün değil.


YENİ TASLAK
Vergi kanunlarının yeniden yazımı konusunda uzun süredir çalışma yürütülüyor. Bu çalışmalarda gözden kaçan bu konunun düzeltilebileceğini düşünmüştük.
Kamu oyuna henüz açıklanmayan taslağı inceleme olanağı bulduk. Genel olarak olumlu bulduğumuz taslakta ele aldığımız konu 258. maddenin birini fıkrasının (c) bendi olarak şöyle düzenlemiş: 'Bu kanun hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar.'
Yani, halen yürürlükte olan düzenlemenin aynısı korunmuş. Böylesine ciddi bir ayrıntının gözden kaçmış olması önemli bir eksiklik. Umarız, bu eksiklik 'kendiliğinden' fark edilir ve düzeltilir...

Vergileme işlemlerinin hatalı tebliği
Vergilemeyle ilgili olan ve hüküm ifade eden hususların hukuki sonuç doğurabilmesi için mükellef veya sorumlulara yazı ile bildirilmesi, yani tebliğ edilmesi gerekiyor. Tebliğ usulüne uygun yapılsa bile bazı hallerde hüküm ifade etmez.
Vergi Usul Kanunu'nun 108. maddesine göre; tebliğ edilen belgeler esası etkilemeyen şekil hatalarından dolayı hukuki değerlerini kaybetmiyor. Ancak vergi ihbarı ile ilgili evraklarda; mükellefin adının, verginin türü veya miktarının, vergi mahkemesinde dava açma süresinin hiç yazılmamış olması veya bu belgelerin görevli bir makam tarafından düzenlenmemiş olması evrakı hükümsüz kılıyor.

Soru ve Cevaplar

Staj başlangıcı sigortalılık başlangıcı sayılır mı?
01.02.1989 tarihinde meslek lisesinde staj yaparken sigorta numaramı aldım. 01.03.1991 tarihinde sigortam başladı. Staj yaptığım tarih sigorta başlangıcı olarak sayılıyor mu? S. Kesici
Staj döneminde kısa vadeli sigorta kolları olarak adlandırılan iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık sigortası primi ödeniyor. Emeklilikte esas alınan ve uzun vadeli sigorta kolları olarak adlandırılan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiyor. Bu nedenle de staj başlangıcı sigortalılık başlangıcı, staj süresi de sigortalılık süresi olarak kabul edilmiyor. Sigortalılık süresinin başlangıcı, ilk defa uzun vadeli sigorta kollarına prim ödenmeye başlandığı tarih kabul ediliyor. Ancak staj döneminde verilen sigorta numarası, tüm çalışma süresinde kullanılıyor.



Bu yazı 2,188 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Mayıs 2022 Emlak vergisi muafiyetinde brüt alan hesabı
    • 19 Nisan 2022 Primlerimi geri alabilir miyim?
    • 4 Mart 2022 Vergi kaydına bağlı geriye dönük Bağ-Kur tescili
    • 6 Kasım 2021 Emekliliğe yılbaşından önce mi sonra mı başvurmak avantajlı?
    • 26 Ekim 2021 Geçmişe dönük Bağ-Kur tescili ve ihya yapılabilir mi?
    • 3 Mayıs 2021 Emeklilik sonrası çalışma, emekli aylığına katkı sağlar mı?
    • 17 Mart 2021 İsviçreden isteğe bağlı prim ödenebilir mi?
    • 14 Mart 2021 Staj sigortası doğum borçlanmasında başlangıç sayılır
    • 23 Şubat 2021 Banka çalışanı kıdem tazminatı alarak işten ayrılabilir mi?
    • 12 Şubat 2021 Kısa çalışma emeklilik tarihini öteler mi?
    • 15 Aralık 2020 Bağ-Kur prim borçları sildirilebiliyor mu?
    • 21 Ağustos 2020 Yaş beklerken baba üzerinden sağlık yardımı alınabilir mi?
    • 11 Ağustos 2020 Yurtdışı borçlanması emeklilik statüsünü etkiler mi?
    • 5 Ağustos 2020 Şirket ortağı SSK statüsünden emekli olabilir mi?
    • 10 Temmuz 2020 Kısa çalışma ödeneğiniz temmuz ayında da devam eder
    • 5 Temmuz 2020 Kısa çalışma kimler için uzadı?
    • 30 Haziran 2020 Eksik prim yatırılması fesih sebebi sayılır mı?
    • 26 Haziran 2020 Ücretsiz izin emekli çalışana fesih hakkı verir mi?
    • 23 Haziran 2020 Çalışan, esnek çalışmayla haklarını kaybedecek
    • 16 Haziran 2020 Kıdem tazminatında kazanılmış haklar




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,582 µs