Resul Kurt
12 Nisan 2012
12 Eylül’cüler SSK’yı soydu mu?
Dr. Resul KURT
info@resulkurt.com
www.resulkurt.com
12 Eylül’cüler SSK’yı soydu mu?
Geçen haftanın gündem konusuydu 12 Eylül. Darbecilerin ve darbelerin yargılanmasına başlanmasıyla birlikte 12 Eylül’ün yaktığı yürekler yeniden atmaya başladı. Acılar bir nebze olsun hafiflemiştir diye düşünüyorum. Ben 12 Eylül’de henüz 10 yaşında bir çocuk olmam nedeniyle yıkımları, işkenceleri hayal meyal hatırlıyorum.
12 Eylül’de her zamanki gibi yine sokakta oyun oynamaya giderken yolumuzun askerler tarafından çevrildiğini hatırlıyorum. Sabah kahvaltı sonrası sokağa çıkmamız engelleyen askere neden diye sorduk, darbe oldu, sokağa çıkma yasak dedi. Elbette terörü anarşiyi bitirmiş olmasından dolayı hiç kimse darbeyi kötü karşılamamıştı. Ancak 13 Eylül günü işkenceler olmaya başladığında ailelere ateş düştü. 12 Eylül zulmünden her yer gibi Adıyaman’da nasibini aldı.
Şimdi Doğum ve Çocuk Hastanesi olarak hizmet veren ve o dönemde halkın “Pirin Palas” olarak adlandırdığı işkencehane’de çok zulümler oldu, bir çok kişi hayatını, akıl sağlığını, vücut sağlığını kaybetti. Öyle ki, “Kara Bela” olarak bilinen Yüzbaşının ve Necmettein Ergenekon adlı albayın Adıyaman’da yaptığı işkenceyi, sosyal tahribatı aradan geçen 32 yıl unutturabilmiş değil.
Geçen bir gazetede Malatya Darendeli Şeyho Karakoç’un, 12 Eylül darbesinde gördüğü işkenceleri protesto için 32 yıldan beri giydiği siyah elbisesini Kenan Evren ve 12 Eylül darbesini yapanların yargılanmaya başlaması ile sonlandırdığını ve siyah gömlek yerine 32 yıl sonra mavi gömlek giydiğini okuyunca bunun devamı da gelmeli diye düşündüm.
Bana göre, sadece Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanması yetmez. Ayrıca bu dönemde bizzat işkence yapan ve yaptıran rütbelilerin de yargılanması gerekiyor. El konulan özel ve kamuya ait mallar araştırılmadan ve gerçek sahiplerine iade edilmeden darbecilerle tam olarak hesaplaşılamayacaktır.
20 milyar dolar buhar oldu
12 Eylül sadece halkını öldüren, işkence eden, sakat bırakan bir dönem değildi. Aynı zamanda kamu kurumlarının, vatandaşın malının yağmalandığı bir dönemdi.
Basına da yansıyan haberlerden 170 ton altının yağmalandığını ve buharlaştığını okuyoruz. Sadece 170 ton altın değil, hazineye ait gayrimenkullerin, değerli sanat eseri ve tabloların, kamu bankaları ve devlet kurumlarındaki paraların bir şekilde el konulmasını da dikkate almak gerekiyor.
O dönemde özerk bir kurum olan Sosyal Sigortalar Kurumu’nun bütün nakit parasına el konulmuş ve SSK’ya o dönemde el konulan paralar karşılığında çok düşük faizli tahviller verilmişti. Daha sonra ne bu tahvillerin ana parası ne de faizi ödenmişti. Yaklaşık 20 milyar doları bulan SSK’nın el konulan paraları da bir çok şey gibi buhar olup, bir yerlere uçtu. Sadece insanlar yara almadı, kurumlar ve devlet sistemi de çok zarar gördü.
12 Eylül mağduruna emeklilik
12 Eylülü ve yaşana sıkıntıları anlatıp, 12 Eylül mağdurlarına tanına emeklilik hakkını yazmazsak bu yazı eksik kalır. Sıkıyönetim döneminde hiç yere cezaevlerine, işkencehanelere tıkılan yüzbinlerce mağdur çalışamadığı için sosyal güvenlik hakkından da mahrum bırakılmıştı. Torba kanunla geçen yıl yapılan düzenleme ile 25/8/2011 tarihine kadar SGK’na talepte bulunulması halinde gözaltında veya tutuklulukta geçen süreleri borçlanma hakkı verilmiş ve 12 Eylül’de mağdur edilenlere torba kanunla emeklilik hakkından yararlanabilmelerine imkan sağlanmıştı. En azından 12 Eylül’de yaşanan mağduriyetler bir nebze de olsa giderilmiş oldu. Borçlanmada başvuru süresinin 6 ay olarak tutulmasından dolayı başvuru yapamayanlar var. 12 Eylül mağdurlarının borçlanma süresini uzatmakta yarar var. Buradan bunu da hatırlatmış olalım.
Bu yazı 3,477 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
23 Nisan 2024
İşe başlama eğitimi şart
-
19 Nisan 2024
Belediye başkanlarının sosyal güvenliği nasıl olacak?
-
19 Nisan 2024
Belirli süreli iş sözleşmesinin kurulma esasları
-
16 Nisan 2024
''Kötüniyetli işveren tazminat öder''
-
12 Nisan 2024
İşçilerin mazeret izinleri
-
9 Nisan 2024
Bayramda çalışana ilave ödeme var!
-
5 Nisan 2024
Telafi çalışması
-
5 Nisan 2024
İşçi sağlık nedeniyle iş sözleşmesini feshedebilir mi?
-
2 Nisan 2024
Part-Time Çalışanlar Mesai Yapabilir mi?
-
29 Mart 2024
Mazeretsiz devamsızlıkta İş Sözleşmesinin feshi
-
29 Mart 2024
İbranamede süreye dikkat!
-
26 Mart 2024
İşçiye Ramazan yardımı
-
22 Mart 2024
Boşta geçen sürenin kıdem tazminatına etkisi
-
19 Mart 2024
Kimler Gelir Vergisi Beyannamesi verecek?
-
15 Mart 2024
Performans düşüklüğünde feshin son çare olması
-
15 Mart 2024
Taşeron ilişkisinde muvazaa
-
12 Mart 2024
Kaçak yabancı işçinin cezası var
-
8 Mart 2024
Çalışanlar süt iznini toplu kullanabilir mi?
-
8 Mart 2024
"Ulusal Staj Programı"
-
5 Mart 2024
Sağlıkta neler değişti?
Yorumlar
+ Yorum Ekle