En Sıcak Konular

Resul Kurt



Resul Kurt
19 Nisan 2012

Özel hastanelerin sünnet korkusu



Özel hastanelerin sünnet korkusu

Dr. Resul KURT

info@resulkurt.com

www.resulkurt.com

Facebook.com/DrResulKurt

twitter.com/resulkurt34


Gün geçmiyor ki basında özel hastaneleri yerden yere vuran bir haber yayınlanmasın. Sağlık kuruluşlarının ne dolandırıcılığı kaldı, ne de ahlaksızlığı. Son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim ki duruşumuz net anlaşılsın. Her konuda özel sektörün önünün açılmasından yanayım, ancak bu sistemin açıklarından yararlanarak SGK’yı dolandıranları  da mazur göremeyiz.

SGK, maalesef etkin ve verimli bir sistem kuramadığından, dahası kurunun yanında yaş da yandığından kimi zaman kötü niyetli kişilerce dolandırılıyor. Çünkü en kârlı iş, maliyetsiz iştir. Bazı sağlık kurumlarının hiç bir teşhis, tedavi yapmadan, hastaneye dahi gelmeyen kişilerin kimlik numaralarını kullanarak büyük rant elde ettiğini duyuyoruz. Bu tür suistimaller her dönemde ve her kurumda yapılmaktadır.

10 yıl kadar önce bir süre Çalışma Bakanlığı yapan Yaşar Okuyan’ın SSK yolsuzluklarını, fahiş fiyatlı stentleri, ortez ve protezleri, hatta doğuran erkekleri, neşter operasyonlarını unutmadık.  Hatta bu yolsuzlukların dönemin SSK genel müdürü Kemal Kılıçdaroğlu’nun yöneticiliğinde de aynen yaşandığını belirtmeliyiz.  

Bugün sağlıkta ne durumda olduğumuzu anlayabilmek için, 10 yıl önce sağlıktan nasıl yararlandıklarını tekrar hatırlatmakta yarar var. SSK’lılar 120 günü, Bağ-Kur’lular ise 120-240 günü doldurunca sağlıktan yararlanabiliyordu.

Yine, SSK’lılar ve Bağ-Kur’lular özel hastanelerin kapısından dahi giremiyordu. SSK’lılar gerekli belgelerle işyerlerine en yakın SSK sağlık tesisine, diğer kimseler ise ikametgahlarına en yakın SSK sağlık tesisine başvurarak muayene ve tedavilerini yaptırabiliyorlardı. SSK hastanesi dışındaki sağlık tesislerine ani ve acil durum nedeniyle başvurulması halinde, SSK tarafından kabul olunması şartıyla resmi sağlık tesislerinde yapılan tedavi masrafları aynen, özel sağlık tesislerinde yapılan tedavi masrafları ise cüzi bir tarife üzerinden ödenmekteydi. Yani SSK’lılar bırakın ilave ücret ödeyerek özel hastaneye gitmeyi, acil durum yoksa devlet hastanelerine bile gidemiyordu.

Belki okurlarımız SSK’lıların sabahın 3’ünde girdiği hastane kuyruklarını hatırlar. Kılıçdaroğlu, kuyrukları azaltmak için o dönemde surtime adı verilen, doktorların mesai bitiminde SSK hastanesinde ilave ücret alarak  muayene olmalarını getirdiğinde, kuyruksuz muayeneye ne sevinmişti yurttaşlarımız. Şanslı olup tedavisini tamamlayanlar bu sefer SSK hastanelerindeki eczane kuyruklarında telef oluyordu. Nereden nereye gelmişiz. Gelelim bu konuyu nerden açtığımız. Vatandaşlarımız artık 30 günü doldurunca sağlıktan yararlanabiliyor. Hatta arzu ederse devlet hastanesine, isterse özel hastaneye gidebiliyor. İlacını eczaneden alabiliyor. Ancak yurttaş haklı olarak diyor ki, özel hastaneye gidelim, sağlıktan en iyi şekilde yararlanalım, devlet hastanesi kuyruklarında beklemeyelim, ilacı fark ödemeden alalım istiyor. Vatandaş en kaliteli hizmeti en düşük maliyetle istemekte haklıdır. SGK ise üzerinde büyük bir kambur olan sağlık harcamalarından tasarruf etmek istiyor. Özel hastanelere ödemeleri kısıyor.  5 yıldan bu yana özel hastane fiyatlarına zam yapılmamış. hatta indirime gidilmiş. Sağlık hizmetinin de bir maliyeti var, bu yükü kimse sırtlamak istemeyince yük özel hastane ve vatandaş arasında paylaştırılıyor. Hastaneler mecburen kavga gürültü fark alıyor. Bir özel hastanenin ortağı olan doktor arkadaşımla konuştuk geçen gün. Doktor diyor ki, SGK paket fiyat belirliyor ve pakette yer alan tetkik ve görüntülemelerden fark ücret alınamıyor. Muayene ücreti ortalama 25 TL civarında olup, buna tetkik, muayene, ultrason, röntgen, laboratuar tahlilleri gibi hizmetler dahil. SGK bunlar için ayrıca bir ödeme yapmıyor, sadece 25 TL ödüyor.

Ameliyat da paket fiyatla olup, 250 TL ile 2000 TL arasında değişiyor. Örneğin sünnet için SGK’nın ödediği 50 TL ve hastanelerin alacağı fark 45 TL olabiliyor. Görüşmeden öğrendiğime göre, yazın gelmesiyle sadece çocuklarda değil, hastanelerin de sünnet korkusu başlıyormuş.

Sözleşmeyle günde 60 hasta sınırı geldiğinden dolayı, hastaneler sabit maliyetleri düşürmek için daha fazla hasta kabul etmek isteseler de bu mümkün olmuyor. Hastanelerde norm kadro uygulamasından dolayı doktor bulma şansı da olmuyor. Doktorlar için özel hastanelere kadro verilmiyor. Hastane açmak mümkün olmadığı gibi, açılmış hastaneler de istediği kadar doktor çalıştıramıyor. Hemşire ve diğer yardımcı sağlık personeli bulmak da ciddi bir sorun. Hastaneler arasında kadro satışı var ve bu da ciddi tutarlara varıyor. SGK’nın ödediği ücretlerden yüzde 20 kurumlar vergisi, yüzde 15-35 gelir vergisi, binde 6,6 damga vergisi, yüksek rakamlara ulaşan personel ücreti, yüzde 37 SGK primi de kesilince özel hastaneler isyan noktasına geliyor. Vatandaş ve SGK gibi özel hastanelerde diken üstünde. Kurunun yanında yaş’ta yanmasın, sağlıkta daha fazla sorun yaşanmasın.


Bu yazı 8,483 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Nisan 2024 ''Kötüniyetli işveren tazminat öder''
    • 12 Nisan 2024 İşçilerin mazeret izinleri
    • 9 Nisan 2024 Bayramda çalışana ilave ödeme var!
    • 5 Nisan 2024 Telafi çalışması
    • 5 Nisan 2024 İşçi sağlık nedeniyle iş sözleşmesini feshedebilir mi?
    • 2 Nisan 2024 Part-Time Çalışanlar Mesai Yapabilir mi?
    • 29 Mart 2024 Mazeretsiz devamsızlıkta İş Sözleşmesinin feshi
    • 29 Mart 2024 İbranamede süreye dikkat!
    • 26 Mart 2024 İşçiye Ramazan yardımı
    • 22 Mart 2024 Boşta geçen sürenin kıdem tazminatına etkisi
    • 19 Mart 2024 Kimler Gelir Vergisi Beyannamesi verecek?
    • 15 Mart 2024 Performans düşüklüğünde feshin son çare olması
    • 15 Mart 2024 Taşeron ilişkisinde muvazaa
    • 12 Mart 2024 Kaçak yabancı işçinin cezası var
    • 8 Mart 2024 Çalışanlar süt iznini toplu kullanabilir mi?
    • 8 Mart 2024 "Ulusal Staj Programı"
    • 5 Mart 2024 Sağlıkta neler değişti?
    • 1 Mart 2024 "Çalışma Belgesi Düzenleme Yükümlülüğü"
    • 1 Mart 2024 Çocuk ve genç işçileri koruyucu düzenlemeler
    • 27 Şubat 2024 Maaş bordroları dijital ortamda düzenlenebilir mi?




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,732 µs