Milliyet Gazetesi
Cem Kılıç
5 Haziran 2013
Zengin vergisinde piyango sanatçı ve yazarlara çıktı
Zengin vergisinde piyango sanatçı ve yazarlara çıktı
Bakan Şimşekin açıkladığı Gelir Vergisi Kanunu tasarısı ressam, bestekâr, heykeltıraş, mucit ve yazarlara önemli yükümlülükler getiriyor. Tasarı yasalaşırsa bu kişilerin vergi yükü artacak. Bu durumda zaten sanatçı yetiştirme sıkıntı yaşayan Türkiye, bu alandaki rakiplerinin daha da gerisinde kalacak
Zengin vergisiyle ilgili ayrıntılar netleşmeye başladı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yeni Gelir Vergisi Kanun tasarısını genel hatlarıyla açıklarken örnekler de verdi. Açıklamada önemli hususlardan biri de ressam, bestekâr, heykeltıraş, mucit ve yazarlarla ilgiliydi.
Gelir Vergisi Kanununun 18. maddesine göre: Ressam, bestekar, heykeltıraş, mucit ve yazarlara yapılan ödemeler yüzde 17 oranında yani gelir vergisi kesintisine tabi.
Ödeme yapan kişi veya kuruluş, ayrıca yüzde 18 oranında KDV hesaplıyor. Bunu da, vergi dairesine ressam, heykeltıraş, yazar ve mucitler adına vergi sorumlusu olarak yatırıyor.
Olaya toplam vergiler açısından baktığımızda, maliyenin kasasına, yüzde 17 stopaj + yüzde 18 KDV olmak üzere, toplam yüzde 35 vergi girmiş oluyor. Bankalar da dahil, şirketlerin, kazançları üzerinden yüzde 20 kurumlar vergisi ödediğini göz önüne aldığımızda; şirketler ve tüccarlar, net gelirleri üzerinden vergi öderken, ressam, bestekâr, mucit, heykeltıraş ve yazarların brüt gelirleri yani masraflar düşülmeden önceki gelirleri üzerinden vergi ödedikleri ve diğer vergi gelir vergisi mükelleflerine oranla ciddi vergi yükü altında oldukları gerçeği ortaya çıkıyordu.
DİĞER GELİRLER DE EKLENİYOR
Gelirin beyan edilmesine gelince; bu kişiler, yüzde 17 oranında vergilendirilen söz konusu gelirlerini, tutarı ne olursa olsun, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edemiyorlardı. Beyana tabi başka gelirleri, örneğin kira gelirleri olsa bile, bu gelirlerini beyannamelerine dahil edemiyorlardı.
Ne vergiden kaçılabilir ne ölümden...
Bilindiği gibi Amerika, yüksek vergi oranlarına sahip bir ülke. Ülkede en büyük suçlardan biri vergi kaçırmak. Öyle ki Amerikalılar iki şeyden kaçamaz; ölümden ve vergiden şeklinde bir deyişleri bile var. Hemen her türlü suçu işlemiş meşhur mafya lideri Al Capone da, vergi kaçırmaktan yakalanmıştı. Vergilendirme ve vergilerin toplanması konusunda bu kadar hassas olan Amerikaya bile baktığımızda, yazarların vergilendirmesinde çeşitli muafiyetlerin ve farklı yöntemlerin geliştirildiğini görüyoruz.
Bu vergiyle üretim olur mu?
Dünyada telif hakkı doğurucu faaliyetlerdeki yetersizliğimizin üstüne bir de yüksek vergilendirme eklendiğinde, nitelikli bir Türk filmi izleme ihtimalimiz, Türkiyede yaşayan iyi bir Türk yazara sahip olma şansımız zor görünüyor. Her bir ülkede, basılan yıllık kitap sayısına bakıldığında, niçin bu yönde bir gelişme kaydedemediğimiz de açıkça görülüyor. Amerikada 2010 yılında 328.259 kitap basılmış. Yani neredeyse bin kişi başına bir kitap üretilmiş. Türkiyede ise 2012 yılında basılan kitap sayısı 39.367. UNESCOnun film üretim verilerine baktığımızda Türkiyede yapılan film sayısı, 2005 2009 arasında sadece 45. Bu rakam da ne yazık ki Taylanddan düşük, Yunanistandan biraz yüksek...
Ne yapılması gerekiyor?
ABDde yazarlar iki türlü vergi veriyor: Yazarların ürettiği ürünlerden elde edilen gelir basit usulde vergilendiriliyor. Üretilen ürünlerin dışında diğer kaynaklardan elde ettikleri gelirler ise gelir vergisi esaslarına tabi.
Basit usulde vergilendirmede oran yüzde 35.
Diğer kazançlar üzerinden elde edilen vergilendirmedeyse oran yüzde 15. ABDdeki uygulamaya göre de, telif hakkı vergiden muaf. Yani yazar, herhangi bir metinden elde ettiği telif ücreti için vergi ödemiyor. Ancak bu metnin satışından elde edilen ve kendisine yayınevi tarafından ödenen miktar vergilendiriliyor. Bunun da yüzde 35. Ülkemizle karşılaştırıldığında niçin ABDde bu kadar çok kitap yazıldığını anlamak mümkün.
Tasarı ne değiştiriyor?
Yeni gelir vergisi kanunu tasarısı ile;
Belli sınırın üzerinde gelir elde eden ressam, bestekâr, heykeltıraş ve yazarların, yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeleri,
Ücret geliri, kira geliri gibi başka gelirleri varsa, toplam gelirlerinin belli sınırı aşması halinde bu gelir tutarını beyan etmeleri zorunlu hale gelecek.
Beyana tabi olmayan gelirler
Borsa kazançları: Tutarı ne olursa olsun vergilendirilmiyor.
Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili Faiz Geliri: Tutarı ne olursa olsun, sadece yüzde 10 oranında vergi kesintisine tabi tutuluyor.
Banka Mevduat Faizi, Repo Gelirleri: Bu gelirler, vade yapısına göre yüzde 10-15 oranında vergi kesintisine tabi tutuluyor.
Odun, kömür, tencere, tava, bardak, tabak, çanak, dolmuş, otobüs bileti gibi çok daha zaruri ihtiyaçlar için yüzde 18 KDV alınırken; pırlanta, elmas, yakut, inci yüzde sıfır KDVye tabi.
Bu yazı 2,658 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
25 Mart 2024
Yoksulluk ve zorla çalıştırma
-
22 Mart 2024
Özel güvenlik ilgi bekliyor
-
18 Mart 2024
Yemek yardımı neden önemli?
-
15 Mart 2024
Ramazanda çalışma hayatı
-
11 Mart 2024
İş sözleşmesi ve işyeri devri farklı
-
8 Mart 2024
Çocuk hakları
-
2 Mart 2024
Dışarıdan primle memur emekliliği
-
26 Şubat 2024
Haftalık çalışma süresi kısalır mı?
-
23 Şubat 2024
Sosyal hareketlilik ve gelir eşitsizliği
-
19 Şubat 2024
Emeklilik için doğum borçlanması
-
16 Şubat 2024
Dövizle ücretin sınırları neler?
-
12 Şubat 2024
Kıdem tazminatı tavanı arttı
-
9 Şubat 2024
Yemek yardımı için sınır var mı? (1)
-
5 Şubat 2024
Sözleşmeye göre haklar
-
29 Ocak 2024
Küresel istihdamda 3 endişe kaynağı var
-
26 Ocak 2024
Sözleşme feshinde ölçülü olmak şart
-
22 Ocak 2024
Torba yasa yolda neler değişecek?
-
19 Ocak 2024
İlave tediyeler bu ay ödenecek
-
15 Ocak 2024
Değişikliğe zorlama haklı fesih nedeni
-
8 Ocak 2024
Çalışma hayatında her şey birlikte
Yorumlar
+ Yorum Ekle