En Sıcak Konular

Uğur Tandoğan
Ekonomim.com

Uğur Tandoğan
15 Nisan 2014

Önce ekmekler bozuldu, sonra?



Önce ekmekler bozuldu, sonra?

 

Dünya

 

“Niye su katayım ki?”

Yerli bir televizyon kanalının yaptığı bir gezi programını seyrediyorum. İsviçre’nin bir dağ köyünde çekim yapılmış. İneklerin bulunduğu modern ahır geziliyor. Ahırdaki hoparlörlerden klasik müzik yayını yapılıyor. Bizim muhabir soruyor “Karda kışta sütünüzü aşağıdaki peynir fabrikasına nasıl ulaştırıyorsunuz?” İneklerin sahibi büyük bir heyecanla anlatıyor. “Evet, eskiden zordu. Ancak fabrika bir boru hattı döşetti. “ diyor ve boru hattını gösteriyor. “Sütü buradan boşaltıyoruz. Bu da sayaç; aşağıya yolladığımız sütü ölçüyor. Her ay sonunda su sayacını okur gibi okuyorlar. Bize paramızı ödüyorlar.” Bizim muhabir yaratıcı (!) sorusunu patlatıyor: “Peki, ya süte su da katsanız, bu sayaç ayırt edebilir mi?” O sırada kameraman, bu yaratıcı soruya verilecek cevabı kaydetmek üzere kamerasını İsviçreli köylünün suratına odaklamış. Köylünün suratında çok şaşırmış bir ifade var “Niye su katayım ki?” diyor. 

Almanya’daki sahtekârlarımız

Almanya’daki yurttaşlarımızın yaratıcılığına (!) ilişkin bir hikaye anlatılırdı. Efendim, rivayete göre bir fabrikada para atılıp sigara alınan bir makina varmış. Makina boşalınca içindeki paralar alınır, yeniden sigara ile doldurulurmuş. Birden makinaya bir şeyler olmuş.  Makinadaki sigaralar bir tamam bitiyormuş; ama paralar eksik çıkıyormuş. Makina kaçak açılmış mı diye bakmışlar; hiç bir zorlama izi yokmuş. Tek ip ucu, makinada toplanan paraların ıslak olması imiş. Sonunda fark etmişler ki, bizim yurttaşlar madeni paralar büyüklüğünde buzlar yapmışlar. Para yerine makinaya bu buzları atıyorlarmış ve sigaralarını alıyorlarmış. Onlar makinayı açıncaya kadar suç delili buzlar da eriyor, su haline geçiyormuş. Paraların ıslak olması da bundanmış. 

Bu sahtekarlık hikayesi, yurttaşlarımızın zekası ile övünülerek, gururla anlatırdı.
Otobandaki hırsızlarımız

Amerika’da ilk gözüme çarpan şeylerden birisi otoyollar olmuştu. Geniş geniş yollar; gidiş geliş ayrılmıştı; arabalar dizim dizim akıyordu. Türkiye’den mektuplaştığım bir arkadaşıma şöyle yazmıştım. “Hollywood filmlerinde gördüğümüz otoyollar gerçek.” Aradan yıllar geçti, bizim de otoyollarımız oldu. Bizim otoyollarımızda da arabalar dizim dizim akmaya başladı. Evet, akıyor. Ama akış bir tıkanmaya görsün. Bir kısım utanmazlar, eğer kamera, ya da görünürde polis yoksa hemen emniyet şeridine kayarak herkesin önüne geçmeye çalışıyor.  O yoldan geçecek  ambulans olurmuş, itfaiye aracı olurmuş diye düşünmeden, başkalarının yol hakkını, yaşama hakkını  çalmak için utanmadan emniyet şeridine dalıyorlar. 

Otoyoldaki bu hırsızlığa çoğu kişi aldırmıyor ve “bu utanmazlar bir gün benim de yaşama hakkımı böyle çalabilir” diye düşünmüyor.

Sonuç

Oktay Akbal’ın “Önce Ekmekler Bozuldu” bir eseri vardır. Demek ki, bugünlere birden gelmedik. Önce ekmekler bozuldu, sonra da başka şeyler.  Her an,  her yerde, her seviyede bir haksızlık, bir alavere-dalavere, bir kandırmaca, bir yutturmaca ve hırsızlıkla ile karşılaşabiliyoruz. Ve bu bozulma, bu çürüme, sanki ülkedeki güveni yemiş, tüketmiş; maya bozulmuş durumda. Yediğimiz gıdaya, içtiğimiz içeceğe şüpheyle bakıyoruz. Hiçbir kuruma, hiçbir makama eskisi kadar güvenemiyoruz. Şeffaflık kaybolmuş; her yerde sanki bir sis perdesi. Sanki her yere “Karagöz perdesi” kurulmuş; dizim dizim Hacivatlar bize masal okuyor. Aslında çok şaşırmamak gerekir. Çünkü kurumların başındaki kişiler ve çalışanlar da bu toplumdan çıkıyor.  

“Şu yaşananlar, bir Batı toplumunda olsa...” diye başlayan ifadelere şaşırıyorum.  Çünkü biz öyle bir toplum değiliz.  Peki ne zaman öyle bir toplum oluruz? Ne zaman birey düzgün olursa, toplum ve o toplumun kurumları düzgün olur.  Örneğin, ne zaman her tür sahtekarlığa ve hırsızlığa, ne kadar ufak olursa olsun,  hor gözle bakılırsa; örneğin, ne zaman otobandaki hırsızlığa herkes tavır koyarsa. Kısacası, ne zaman tüm bireyler yanlışlıklara, haksızlıklara, hırsızlıklara yukarda anlattığım İsviçre köylüsü gibi  tepki gösteren vicdana sahip olursa. 

Bozulan ekmeği düzeltmek için önce mayadan başlamak gerekir. Bireylerin mayasındaki kaybolan vicdanı da yerine koymak pek kolay değil.


Bu yazı 2,141 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 2 Nisan 2024 Yalan söylemenin yeni biçimleri
    • 26 Mart 2024 Nereden nereye
    • 19 Mart 2024 Çalışma saatleri azalırken
    • 12 Mart 2024 Başarılı üç güzel insan
    • 5 Mart 2024 Çalışma düzeninde esneklik: Hibrit çalışma
    • 27 Şubat 2024 Bir cesur yürek daha durdu
    • 20 Şubat 2024 Akıllı telefona akılsızca bağımlılık
    • 13 Şubat 2024 Bulutlara nasıl bakıyorsunuz?
    • 6 Şubat 2024 İşten çıkarmalar üzücüdür
    • 30 Ocak 2024 Etik ve meslekler
    • 30 Ocak 2024 Etik ve meslekler
    • 23 Ocak 2024 Bir motor yolculuğu
    • 16 Ocak 2024 Yeni bir yıla başlarken (2)
    • 9 Ocak 2024 Yeni bir yıla başlarken
    • 26 Aralık 2023 Toplam ücret paketinde seyahat
    • 19 Aralık 2023 Mangal partisi
    • 12 Aralık 2023 Toplu işten çıkarmalarda iletişim
    • 5 Aralık 2023 Faydalı bir meyve ve zararlı üretimi
    • 28 Kasım 2023 Selden geçip kumda boğulmak
    • 21 Kasım 2023 İnsan sesine hasretim




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,577 µs