Milliyet Gazetesi
Cem Kılıç
24 Haziran 2014
Gelir dağılımında uçurum büyüyor... Türkiye ilk 3te!
Gelir dağılımında uçurum büyüyor... Türkiye ilk 3te!
Günümüzde küresel refaha yönelik en büyük tehditlerden biri, eşitsizlik. Dünya ekonomisinde son yıllarda ekonomik büyüme açısından önemli bir yol kat edilirken ne yazık ki gelir dağılımı giderek daha adaletsiz hale geldi.
Bu yüzden, ülkelerin ekonomi politikalarının büyüme ve istikrar kadar gelir dağılımı adaletine de odaklanması gerekiyor. Gelir dağılımının adaletli olması, sadece kişi başına düşen ortalama gelirin artması anlamına gelmiyor. Asıl önemli olan, toplam gelirin ülke nüfusunun küçük bir kesiminin elinde yoğunlaşması yerine tüm kesimlere adil olarak dağılması.
Gelir dağılımı eşitsizliği eğitim imkânlarına erişimden sağlık ve refahın dağılımına kadar pek çok konuda toplumu etkiliyor. OECD verileri itibariyle ülkeler arasında belirgin farklılıklar olmakla birlikte, eşitsizliğin yükseldiği görülüyor.
Gini katsayısı nedir?
Gelir dağılımı adaletini ölçmek için kullanılan yöntemlerden biri, Gini katsayısını hesaplamaktır. Bir ülkede yaratılan gelirin dağılımının eşit olup olmadığını ölçmek için kullanılan Gini katsayısı, 0 ile 1 değerleri arasında değişiyor. Bir toplumda gelir adaletli olarak paylaşılmışsa, Gini katsayısı azalıyor ve 0a yaklaşıyor. Aksine gelir adaletsiz şekilde paylaşılmışsa, Gini katsayısı yükseliyor ve 1e yaklaşıyor. Örneğin toplumdaki tüm geliri sadece bir kişi almışsa, Gini katsayısı 1e eşit oluyor.
OECD istatistikleri
Geçtiğimiz günlerde, gelir dağılımı ve yoksulluk istatistiklerine göre OECD ülkeleri için Gini katsayıları hesaplanarak, söz konusu ülkeler Gini endeksine göre sıralandı. OECDnin yayınlanan son gelir dağılımı ve yoksulluk istatistiklerinin yer aldığı aşağıdaki tablodan da görüldüğü üzere, gelir dağılımı adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülkeler Şili, Meksika, Türkiye, ABD ve İsrail.
Buna karşılık, pek çok sosyo-ekonomik göstergede olduğu gibi, Danimarka, İsveç ve Norveç gibi İskandinav ülkeleri gelir dağılımı adaleti açısından da parmakla gösteriliyor. Başka bir ifadeyle, İskandinav ülkeleri Gini katsayısının sıfıra en yakın olduğu, dolayısıyla adaletsizliğin en az yaşandığı ülkeler.
Türkiyede dağılım eşitsiz
OECD ülkeleri arasında gelir dağılımı adaletsizliğinde 3üncü sırada yer alan Türkiyenin Gini katsayısı (0.411), OECD ortalamasının (0.316) üzerinde.
Bununla birlikte, Türkiye maalesef küresel ekonomik krizden ciddi şekilde etkilenmiş olan İtalya, İspanya, Yunanistan ve Portekiz gibi Avrupa ülkelerinden daha yüksek bir gelir dağılımı eşitsizliğine sahip. Diğer taraftan, Türkiyeye ilişkin karşılaştırmalı göstergeler bununla da sınırlı değil. Türkiyede göreli yoksulluk oranı yüzde 19.3 iken OECD ortalaması % 11.1. Ayrıca, Türkiye nüfusunun en zengin yüzde 10luk kesiminin sahip olduğu gelir, en yoksul yüzde 10luk kesimin elde ettiği gelirin 15 katına denk geliyor. Bu oranın OECDde ortalama 9.8 olduğu görülüyor.
Gelir dağılımı adaleti için yol haritası belli
2012 yılı itibariyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, MEB, SGK, Vakıflar Genel Müdürlüğü, YURTKUR ve belediyeler gibi kuruluşlar tarafından yapılan kamu sosyal yardım harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 1.40. Sosyal yardımlardan yararlanan 6.4 milyon kişi, 2.1 milyon hane var.
Kalkınma Bakanlığınca açıklanan 2014 yılı programında, yoksulluğun azaltılmasında ve gelir dağılımının iyileştirilmesinde düşük gelir gruplarına yönelik sosyal koruma harcamalarının önemi vurgulanmış ve aşağıdaki temel amaçlar ortaya konulmuştu:
- Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında bulunan kesimlerin fırsatlara erişimlerinin kolaylaştırılması yoluyla ekonomik ve sosyal hayata katılımlarının artırılması ve yaşam kalitelerinin yükseltilmesi,
- Gelir dağılımının iyileştirilmesi,
- Yoksulluğun azaltılması.
Program hedefleri doğrultusunda, yoksulluğun bir kuşaktan diğerine aktarılmasının önüne geçilebilmesi için alt gelir gruplarına yönelik eğitim alanındaki sosyal yardımların GSYH içindeki payının artırılması, önemli sonuçlar yaratabilir. Umarım tüm dünyada eşitsizlik tablosu bir an önce değişir ve çocuklarımız zenginle yoksul arasındaki uçurumun kapandığı daha iyi bir dünyada yaşama şansına sahip olurlar.
Bu yazı 2,674 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Nisan 2024
Buluş yapan işçi bedelini nasıl alır?
-
12 Nisan 2024
Yıllık izinle ilgili her şey
-
9 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada yıllık izin hakkı
-
8 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada kıdem tazminatı
-
6 Nisan 2024
Bayram sonrası telafi çalışması
-
3 Nisan 2024
Yaşlılık yüküne yeni çözüm gerek
-
29 Mart 2024
Fazla çalışmanın ispatı
-
25 Mart 2024
Yoksulluk ve zorla çalıştırma
-
22 Mart 2024
Özel güvenlik ilgi bekliyor
-
18 Mart 2024
Yemek yardımı neden önemli?
-
15 Mart 2024
Ramazanda çalışma hayatı
-
11 Mart 2024
İş sözleşmesi ve işyeri devri farklı
-
8 Mart 2024
Çocuk hakları
-
2 Mart 2024
Dışarıdan primle memur emekliliği
-
26 Şubat 2024
Haftalık çalışma süresi kısalır mı?
-
23 Şubat 2024
Sosyal hareketlilik ve gelir eşitsizliği
-
19 Şubat 2024
Emeklilik için doğum borçlanması
-
16 Şubat 2024
Dövizle ücretin sınırları neler?
-
12 Şubat 2024
Kıdem tazminatı tavanı arttı
-
9 Şubat 2024
Yemek yardımı için sınır var mı? (1)
Yorumlar
+ Yorum Ekle