Milliyet Gazetesi
Cem Kılıç
1 Temmuz 2014
Ekonomik büyüme sosyal harcamalara yansımıyor
Ekonomik büyüme sosyal harcamalara yansımıyor
Küresel ölçekte günümüzün en önemli sorunlarının başında yetersiz sosyal koruma harcamaları geliyor. Bugün için dünya nüfusunun yarıdan fazlası hiçbir sosyal korumaya tabi değil. Sosyal koruma, genel olarak yaşlılara, işsizlere, engellilere, toplumda yer alan dezavantajlı gruplara yapılan harcamaları ifade ediyor. Sosyal devlet anlayışının gereklerinden biri olan sosyal koruma mekanizması sadece yaşamın sürdürülmesi için değil aynı zamanda sosyal katılımın sağlanması, bireylerdeki toplumsal aidiyet duygusunu tetiklemesi ve belki de hepsinden önemlisi insan onurunun korunması için oldukça gerekli.
Sosyal korumadan yararlanabilmek kadar yeterli ölçüde yararlanamamak da önemli bir sorun. Uluslararası Çalışma Teşkilatının (ILO) geçen hafta yayınladığı Dünya Sosyal Koruma Raporu, işte tam da bu sorunu gözler önüne seriyor.
Sağlık harcamaları, yaşlı nüfusa yönelik harcamalar, işsizlere yönelik harcamalar, hastalık, analık, iş kazası ve malullük hallerinde yapılan harcamalar ile çocuklara yönelik yapılan harcamalar şeklinde başlıklara ayrılan raporda, ülkelerin kamu sosyal koruma harcamalarının GSYİH içindeki payları yer alıyor. Rapora göre, Türkiyede sağlık ve sosyal yardım harcamaları gelişmiş ülke ortalamalarının altında kalırken, gelişmekte olan benzer ülkeler ortalamalarının üzerinde yer alıyor.
Çocuklara ayrılan pay
Rapora göre; çocuklara yönelik kamu sosyal koruma harcamalarının GSYİH içindeki paylarının en yüksek olduğu ülkeler; Danimarka yüzde 3.29, Belçika yüzde 2.62, Avusturya yüzde 2.76, Fransa yüzde 2.89, İsveç yüzde 2.99, Norveç yüzde 2.56, Almanya yüzde 1.82, İtalya yüzde 1.38 ve İngiltere yüzde 3.47 olarak gözüküyor. Türkiyede ise bu oran; TÜİK Sosyal Koruma İstatistikleri 2013 yılı verilerine göre yüzde 0.41 düzeyinde. Bu oranla Türkiye, bütün Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında son sıralarda yer alıyor.
Türkiyede GSYİHda artış günden güne artmakla beraber, büyümenin çocuklara yönelik harcamalara aynı düzeyde yansımadığını görüyoruz. Ancak son birkaç yılda, özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının eğitimde yer alan çocuklara yapmış olduğu sosyal yardım ve transfer harcamalarının artması bu tablonun önümüzdeki yıl değişmesine neden olabilir. En azından ILO güncellediği tablolarda bu gelişmeye işaret etmiş olacak.
SGKnın geliri artıyor
Raporda bizdeki kısa vadeli sigorta kolları içerisinde yer alan hastalık, analık ve iş kazası ile uzun vadeli sigorta kollarından malullük aynı başlık altında değerlendiriliyor. Bilindiği gibi Türkiyede bu risk grupları için kısa ve uzun vadeli sigorta kollarından çeşitli ödemeler yapılıyor. Yapılan ödemelerin tamamı ise bu başlıktaki sosyal koruma harcamalarını oluşturuyor.
Raporda ilgili harcamaların Türkiyedeki GSYİHya oranı yüzde 0.17 olarak belirtiliyor. Bu oranla Türkiye, ABye üye ülkeler arasında son sıralarda yer alırken gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerine çıkıyor. Son yıllarda SGKnın gelir gider dengesini düzeltmeye başladığını görüyoruz. 2000 yılında SGKnın toplam gelirlerinin toplam giderlerini karşılama oranı yüsde 78 iken, bu oran 2014 yılı başında yüzde 90 seviyesine yükseldi. Bu durumda ilgili sigorta kollarından yapılan ödemelerin gelecekte daha da artabileceği gündeme gelebilir.
Yaşlılar için yapılan harcamalar ve sağlık harcamalarının GSYİHya oranları diğer harcamalara göre kısmen daha iyi olsa da yine AB ülkelerinin altında kalıyor. Rapora göre Türkiyede yaşlı bireyler için yapılan sosyal koruma harcamalarının oranı yüzde 6.98. Bu oranın diğer sosyal koruma harcamaları içerinde en yüksek oran olduğu söylenebilir. Bu oranla Türkiye gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerinde kalırken, gelişmiş ülkelerden Hollanda, Birleşik Krallık ve ABDyi de geride bırakıyor.
İşsizlere ne zaman yansıyacak?
Rapora göre Türkiyedeki sosyal koruma kapsamında yapılan sağlık harcamalarının GSYİHya oranı yüzde 5.9. Aslında bu oran bakımından bir takım şüphelerimiz var. Nitekim Türkiye son yıllarda en fazla harcama ve yatırım ataklarını sağlık alanında yaptı. Nitekim sağlıkta memnuniyet anketleri de ülkemiz açısından bu durumu doğruluyor. AB ülkelerinin bugüne kadar uzun bir döneme yaydıkları sağlık yatırımları ülkemiz koşullarında sadece son yıllarda artışa geçmiş durumda. Bu nedenle önümüzdeki yıl yayınlanacak rapora bakıp, oranların ne kadar gerçeği gösterdiğini görmekte yarar var.
Son olarak raporda işsizlere yönelik yapılan sosyal koruma harcamaları dikkat çekiyor. Bilindiği üzere Türkiyede işsizlere yönelik yapılan temel sosyal koruma harcamaları işsizlik sigortasından sağlanan ödeme ve yardımlardan oluşuyor.
Rapora göre Türkiyede işsizlere yönelik yapılan harcamaların GSYİH içindeki payı yüzde 0.06 olarak gözüyor. Bu oranla, AB ülkelerinin oldukça gerisinde yer alan Türkiyede, akıllara gelen ilk soru işsizlik sigortasından yararlanma şartları oluyor.
OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiyedeki işsizlik sigortası uygulamasından yararlanma kriterlerinin oldukça ağır olduğunu söylemek mümkün. OECDnin 2012 yılında hazırladığı İşsizlik Ödeneği Uygunluk raporunda da bu yorumu destekleyici veriler bulunmakta. Rapora göre işsizlik ödeneğine erişimde en katı ülkeler İtalya, Portekiz ve Türkiye olarak gösteriliyor. Buna karşılık Portekizde işsizlik sigortasından azami yararlanma süresinin 24 ay olması, İtalyada ise hak kazanma koşullarının Türkiye ile kıyasla daha kolay olması bu ülkelerin harcama oranlarını artırıyor.
Bu yazı 2,435 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Nisan 2024
Buluş yapan işçi bedelini nasıl alır?
-
12 Nisan 2024
Yıllık izinle ilgili her şey
-
9 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada yıllık izin hakkı
-
8 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada kıdem tazminatı
-
6 Nisan 2024
Bayram sonrası telafi çalışması
-
3 Nisan 2024
Yaşlılık yüküne yeni çözüm gerek
-
29 Mart 2024
Fazla çalışmanın ispatı
-
25 Mart 2024
Yoksulluk ve zorla çalıştırma
-
22 Mart 2024
Özel güvenlik ilgi bekliyor
-
18 Mart 2024
Yemek yardımı neden önemli?
-
15 Mart 2024
Ramazanda çalışma hayatı
-
11 Mart 2024
İş sözleşmesi ve işyeri devri farklı
-
8 Mart 2024
Çocuk hakları
-
2 Mart 2024
Dışarıdan primle memur emekliliği
-
26 Şubat 2024
Haftalık çalışma süresi kısalır mı?
-
23 Şubat 2024
Sosyal hareketlilik ve gelir eşitsizliği
-
19 Şubat 2024
Emeklilik için doğum borçlanması
-
16 Şubat 2024
Dövizle ücretin sınırları neler?
-
12 Şubat 2024
Kıdem tazminatı tavanı arttı
-
9 Şubat 2024
Yemek yardımı için sınır var mı? (1)
Yorumlar
+ Yorum Ekle