En Sıcak Konular

Cem Kılıç
Milliyet Gazetesi

Cem Kılıç
21 Nisan 2015

Aslında 4 milyon işsiz var



Aslında 4 milyon işsiz var

 

 

Milliyet

 

Çalışmak istediği halde iş bulamayan ve iş aramaktan ümidini kesenler, “işsiz” sayılmıyor! Bu kişilerin sayısı 630 bini aşıyor. İstatistiklerde 3.3 milyon olan işsizlere ümitsizler eklenince gerçek işsiz sayısı 4 milyona çıkıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi tanımlamasıyla “iş bulma ümidi olmayanlar”, çalışmak istediği halde iş bulamayan ve sonunda iş aramaktan vazgeçenler için kullanılıyor. Ümidi kırılan ve iş aramaktan vazgeçen bu kişiler, işgücü analizlerinde “işgücüne dahil olmayanlar” içinde ele alınıyorlar. Yani işsiz sayılmıyorlar, işsizlik rakamlarına eklenmiyorlar.

İşgücüne dahil edilmediklerinden işsizlik rakamlarının yüksek çıkmasına bir katkıları yok ancak bağımlılık oranının yükseldiğini ve mevcut emek potansiyelinden tam olarak yararlanılmaması sebebiyle ekonomik açıdan önemli bir kaybın sözkonusu olduğunu gösteriyor. Özellikle ekonomik kriz veya durgunluk dönemlerinde bu kişilerin sayılarının arttığı görülüyor.

Uzun dönemli işsizler!

TÜİK’in açıkladığı Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçları, son 5 yılın en yüksek işsizlik düzeyinin gerçekleştiğini gösterdi. İşsizlikten daha fazla etkilenen, işsizlik kabusunun daha büyük problem yarattığı gruplar sözkonusu. Bu gruplardan biri de uzun dönemli işsizler.

İş arayıp bulamayan uzun dönemli işsizler, bir süre sonra iş bulabileceklerine ilişkin ümitlerini kaybedip işgücü piyasasının dışına çıkmak zorunda kalabiliyor. Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre Ocak 2015 itibariyle bu durumdaki kişilerin sayısı yükselmeye devam ediyor. Sözü edilen dönem itibariyle Türkiye’de üretime katılarak bir değer yaratmak isteyen ve bunun için uzun süre iş arayan ancak bulamayan 630 bin kişi bulunuyor. Üstelik, bu kişilerin 83 bini yükseköğretim mezunu.

Gençler daha da çaresiz

15 yaş üzerindeki nüfusta iş bulma ümidi olmayanların 193 bini, yani yüzde 30’u gençlerden oluşuyor. Gençler arasındaki işsizlik oranını yüzde 22.4’e ulaşırken gençler, yetişkinlere oranla 2 kat daha fazla işsizlik riski ile karşı karşıya. Uzun süre iş arayan çok sayıda genç, bir süre sonra iş bulamayacağı düşüncesine kapılarak ya kayıtdışı, güvencesiz ve düzensiz işlere razı oluyor ya da iş aramaktan vazeçiyor. Son yıllarda, lisans üstü eğitime devam etme yönünde artan eğilimin arka planında da bu neden var. Çünkü böylece kendilerine “işsiz” denmemiş oluyor ve tekrar “öğrenciyim” diyebiliyorlar.

İş bulmaktan ümidini kesen 630 bin kişi var

Bir süre iş aramış, başka bir ifadeyle “işsizlik” sayısına dahil edilmiş bu kişiler, iş aramaktan vazgeçtiklerinde artık işsiz sayılmıyor. Dolayısıyla, işsizlik oranları gerçekte olması gerekenden daha az çıkmış oluyor. Ocak 2015 itibariyle, 630 bin olan iş bulma ümidi kalmamış kişi sayısı, 3 milyon 259 bin olan işsiz sayısına dahil edilmiş olsaydı, işsizlik rakamları daha anlamlı olabilirdi. Ne var ki işsizlik ölçümlerinde “iş arama” kriteri olduğu için artık iş aramayan bu kişiler işsiz olarak değerlendirilmiyor.

Köşesine çekilen ümitsizler ordusu

İş bulma ümidini kaybedenlerin sayısında, bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında 170 bin kişilik bir azalışın sözkonusu olduğu görülüyor. Ancak Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçları, sayının kasım ayından itibaren yeniden yükselişe geçtiğini gösteriyor. İş bulma ümidini kaybettiği için işgücüne dahil edilmeyenlerin sayısında son üç aylık artış 77 bin. Önümüzdeki dönemde, gerek iç talepteki daralma ve seçim ekonomisi koşulları, gerek ihracat kapasitesindeki düşüş sebebiyle Türkiye işgücü piyasasının şimdikinin çok üzerinde bir performans gösteremeyeceği açık. Dolayısıyla, önümüzdeki aylarda işsizlik oranındaki yatay seyrin yanısıra iş bulma ümidini kaybettiği için işsizlik istatistiklerinin dışına çıkan kişilerin sayısındaki artış da devam edebilir.

Akdenizli işsizler ilk sırada yer alıyor

2014 yılı bölgesel işgücü istatistiklerine bakıldığında iş bulma ümidini yitirenler açısından en yüksek sayının Akdeniz Bölgesi’nde olduğu görülüyor. Akdeniz Bölgesi’ni (136 bin) Güneydoğu Anadolu (94 bin) ve Ortadoğu Anadolu (81 bin) bölgeleri takip ediyor. Sözkonusu eğilimin en düşük olduğu bölgeler ise Orta (16 bin) ve Batı Anadolu (22 bin).
 
 
 

Ümitsizler sosyal yardımlara sığınıyor

Ümidi kırılmış işgücü iş bulamayınca sosyal yardımlara muhtaç hale geliyor. Sosyal yardım almaya başlayan kişiler de ne yazık ki, sosyal yardımlara alışarak yeniden çalışmak istemeyebiliyor.

Yani, bu kişiler başlangıçta ümitleri kırıldığı için iş aramıyor, sosyal yardım almaya başlayınca ise sosyal yardımlara bağımlı hale gelmeye başlayarak işgücü piyasasının dışında kalmayı tercih ediyor. Çünkü herhangi bir işe girdiklerinde sosyal yardımları kesiliyor.

Oysa sosyal güvenlik sistemi içinde esas olan kişilerin çalışması karşılığında sistemden yararlanması.

Sosyal yardım aslında çalışamayacak ve muhtaç durumda olanların yararlanması için var ancak Türkiye’de sosyal koruma ve istihdam arasındaki ilişki zayıf. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerine göre; 2014 yılı itibariyle yaklaşık 3 milyon haneye sosyal yardım yapılmış. Üstelik, sosyal yardım alan her 4 hanenin yaklaşık 3’üne bu yardımlar düzenli olarak giriyor. Bu oran, sosyal yardımın çalışmanın alternatifi haline geldiği şüphesini doğruluyor.


Bu yazı 2,077 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Nisan 2024 Buluş yapan işçi bedelini nasıl alır?
    • 12 Nisan 2024 Yıllık izinle ilgili her şey
    • 9 Nisan 2024 Aralıklı çalışmada yıllık izin hakkı
    • 8 Nisan 2024 Aralıklı çalışmada kıdem tazminatı
    • 6 Nisan 2024 Bayram sonrası telafi çalışması
    • 3 Nisan 2024 Yaşlılık yüküne yeni çözüm gerek
    • 29 Mart 2024 Fazla çalışmanın ispatı
    • 25 Mart 2024 Yoksulluk ve zorla çalıştırma
    • 22 Mart 2024 Özel güvenlik ilgi bekliyor
    • 18 Mart 2024 Yemek yardımı neden önemli?
    • 15 Mart 2024 Ramazanda çalışma hayatı
    • 11 Mart 2024 İş sözleşmesi ve işyeri devri farklı
    • 8 Mart 2024 Çocuk hakları
    • 2 Mart 2024 Dışarıdan primle memur emekliliği
    • 26 Şubat 2024 Haftalık çalışma süresi kısalır mı?
    • 23 Şubat 2024 Sosyal hareketlilik ve gelir eşitsizliği
    • 19 Şubat 2024 Emeklilik için doğum borçlanması
    • 16 Şubat 2024 Dövizle ücretin sınırları neler?
    • 12 Şubat 2024 Kıdem tazminatı tavanı arttı
    • 9 Şubat 2024 Yemek yardımı için sınır var mı? (1)




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,686 µs