En Sıcak Konular

Bünyamin Esen
İnternet Haber Çalışma Yaşamı
Bünyamin Esen
22 Mayıs 2015

Türkiye Genç Nüfusunu Korumak Zorunda



Türkiye Genç Nüfusunu Korumak Zorunda

 

 

İnternethaber.com

 

Avrupa yaşlanıyor...
Gelişmiş ve endüstrileşmiş ülkelerin hemen hepsi yaşlı bir nüfus ile boğuşmaya başladı bile.
Eurostat’a göre AB ülkelerinde doğumda beklenen ortalama yaşam süresi 2002 yılında 74,5 iken bu rakam 2012’de 77,5’e yükselmiş.
Japonya, Singapur, Hong Kong gibi Uzak Asya ülkelerinde ise durum daha da vahim… Bu ülkelerde ortalama yaşam süresi 85, hatta kadınlarda 90’larda. Dahası bu ülkelerdeki doğurganlık oranları tarihi olarak en düşük seviyelerinde…
Bu durumun oluşmasında düşük doğurganlık oranları yanında aile kurumlarının yapısının değişmesi ile bakım ve sağlık hizmetlerinin artması etkili oluyor. Daha az bebek doğuyor, daha çok insan daha uzun yaşıyor…

İnsanların Uzun Yaşaması Neden Kötü Olsun ki?
Uzun yaşamanın neresi kötü diye düşünebilirsiniz. Neden insanlar uzun yaşamasın ki?
Elbette ki insanın yaşaması, tüm sosyal ve insani faaliyetlerin temel amacı… Bir insanı bile kurtaran tüm insanlığı kurtarmış sayılıyor…
Ancak, daha yakından baktığımızda uzun yaşam nüfus yapılarının kronik olarak değişmesine neden oluyor. Zira bu işin politik ekonomi boyutu var.
Yaşlanan bir nüfus daha az çalışan, daha az girişimci, daha az inovasyon, daha çok emekli, daha yüksek bağımlılık oranı, daha fazla sağlık ve tedavi ihtiyacı, daha fazla bakım hizmeti gerekliliği, kişi başına daha az üretkenlik, daha düşük aktif-pasif oranı…
Yaşlanan bir nüfus zincirleme trafik kazası gibi… Bir kez başladı mı ne sürdürülebilir bir emeklilik sistemi bırakıyor, ne de işler bir sosyal devlet...
Devletin iflasına neden oluyor sözün kısası...
Bu da işin sosyo-ekonomik boyutu.

Türkiye’nin Önündeki En Büyük Tehlike
Türkiye nüfusu genç bir nüfus olarak tanımlanıyor, zira ortalama yaşımız Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük. Ancak, yaşlanma krizi Türkiye için de hızla yaklaşıyor…
Türkiye nüfusu her ne kadar genç bir nüfus olarak tanımlansa da gerek düşen doğurganlık oranları gerekse de uzayan yaşam süreleri ile hızla yaşlanan bir toplum olmaya doğru gidiyoruz.
Ortalama yaşımız 2012 yılında tarihi bir rekor kırarak ilk kez 30 yaşını geçti.
Keza, sağlıkta yaşanan iyileşmenin doğrudan sonucu olarak, temel bir sağlık istatistiği olan doğumda beklenen yaşam süresi Türkiye genelinde 2002 yılında 65’in epey altında iken bu rakam 2013 yılı itibariyle 76.3’e yükseldi.
SGK’nın sağlık yardımlarının artması, yılda ortalama sekiz kez muayene olabilmek, ilacımızı istediğimiz eczaneden alabilmek sonucu daha uzun yaşıyoruz…
Yani artık ülkemizde daha az bebek doğuyor, yaşlılarsa daha uzun yaşıyor…

Genç Nüfus Hızla Azalıyor, Yaşlılar Artıyor
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen hafta 2014 yılına ilişkin gençlik istatistiklerini açıkladı. Bu son istatistikler ülke nüfusunun yaşlanmasına dair alarm niteliğinde ciddi uyarılar taşıyor.
Son yayınlanan TÜİK verilerine göre geçen yıl Türkiye nüfusunun yüzde 16,5'i gençlerden oluştu. Buna göre, 2014 yılında 77 milyon 695 bin 904 kişi olarak belirlenen Türkiye nüfusunun 12 milyon 782 bin 381 kişisi "15-24" yaş grubundaki gençlerden oluşmakta.
Ancak bu yüzde 16,5 genç oranı, TÜİK tahminlerine göre, 2023'te yüzde 15,1'e, 2050'de yüzde 11,7'ye, 2075 yılında ise yüzde 10,1'e düşecek.
Yani hızla ve hızla genç nüfusumuz azalacak, bu olurken yaşlı nüfus ise katlanarak artacak… 2030’lar bu noktada kritik bir değişim noktası, projeksiyona göre bu noktadan sonra artık yaşlı bir nüfus olarak adlandırılacağız.
Bu gidişatta en büyük pay ise, kadın başına doğum sayısını ifade eden doğurganlık hızımızın cumhuriyet tarihinin en düşük rakamı olan 2.07’ye düşmesinde.

Sosyal Politika ve Emeklilik İçin Tehlike Çanları
Türkiye’nin Ak Parti döneminde gelişen sosyal politika ve emeklilik sisteminin sürdürülebilirliğinin önündeki en önemli tehlike yaklaşan yaşlanma krizi…
Yaşlanan bir nüfus bizimki gibi gelişmekte olan refah devletlerinin en önemli risklerinden birini oluşturuyor. Zira yaşlanan nüfus hem yaşlı bakımı ve yoğun bakım gibi masrafların artmasını hem uzun süre emekli maaşı alan nesillerin ortaya çıkmasını hem de aktif (üreten) nüfusun azalmasını ifade ediyor.
Avrupa’da şuan görüldüğü üzere, bir yandan finansal dengesi bozulan sosyal refah rejimi öte yandan sunulan hizmetin kalitesinde de düşüş eğilimi gösteriyor.
Üretmeyen pasif nüfus artarken, üreten ve yaratıcı genç nüfus ortadan kalkıyor…

En Az Üç Çocuk Politikası Doğru Bir Politika
Türkiye’nin önündeki otuz yılın özeti işte bu tablo.
Bu verdiğimiz tablo tümüyle bilimsel, demografik çalışmaların sonucunda ortaya çıkan çıplak gerçeklik…
Bu nedenledir ki Ak Parti’nin doğurganlığı arttırmaya ve nüfusun genç ve dinamik yapısını korumaya yönelik politikalarını sosyal refah rejimi noktasında attığı adımlardan ayrı düşünmemek gerek.
Sezeryan yerine normal doğumun teşvik edilmesi, kreş ve gündüz bakım evlerinin arttırılması, tüm bebeklere ücretsiz sağlık hizmeti, en az üç çocuk politikası gibi uygulamalar bu doğrultuda dizayn edilmiş sosyal politika uygulamaları…
Geçtiğimiz hafta yürürlüğe giren “doğum yardımı” uygulaması ile her yeni doğan bebeğe ilk altını devletin takması da doğru bir uygulama… Artık devlet her yeni doğan ilk bebek için 300 TL, ikinci çocuk için 400 TL, üçüncü ve sonraki her çocuk içinse 600 TL ödüyor...

Genç Nüfusu Eğitmek ve Ona İş Bulmak
Genç nüfusu kalkınması yönünde Türkiye’nin en büyük avantajı…
Bu avantajı korumak ve Avrupa’nın şuan karşı karşıya kaldığı dengesizlik ile karşı karşıya kalmamak için genç nüfusun güçlendirilmesi, korunması gerekiyor.
Yoksa Türkiye’nin orta gelir tuzağına düşmemesi, üreten ve ihracat yapan bir ülke olması çok zor…
Bu nedenledir ki, doğuranlığı arttırmalı, daha çok bebek dünyaya gelmesini teşvik etmeliyiz.. 
Ancak tabii ki, genç nüfusa iş bulabilmemiz ve onları kaliteli bir eğitimden geçirmemiz şartıyla. Eğer kaliteli bir eğitim ve üretken sektörler ortaya çıkartamaz isek genç nüfus avantajımız ayağımıza bağ da olabilir.
Bu nedenle, daha çok bebek, daha çok doğum ama illa ki daha iyi liseler, daha iyi üniversiteler ve daha üretken sektörler ile…

---

Kıssadan Hisse
“Uzun konuşanı kısa dinlemek lazım.”
— Farabi

---


Bu yazı 1,723 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Temmuz 2023 Vergilendirmede delilin hukuka uygunluğu
    • 25 Ağustos 2020 İş yeri kiralarında yenilikler - 2
    • 5 Ağustos 2020 Boşta geçen günler emeklilik sağlamaz
    • 8 Ağustos 2016 Şehit yakınlarına kadro nasıl verilecek?
    • 1 Ağustos 2016 Devlet darbe mağdurlarına sahip çıkıyor
    • 20 Haziran 2016 SGK teşviklerinden nasıl yararlanırsınız?
    • 13 Haziran 2016 Yurt dışı borçlanmasıyla erken emeklilik
    • 30 Mayıs 2016 Hangi çalışanların ücreti bankadan ödenecek?
    • 23 Mayıs 2016 SGK günleriniz başkasına yattıysa
    • 16 Mayıs 2016 Emekli maaşınızı nasıl arttırırsınız?
    • 6 Mayıs 2016 Emekli maaşınızda kesinti olursa ne yaparsınız?
    • 2 Mayıs 2016 Ödenen GSS primleri geri verilecek mi?
    • 28 Nisan 2016 Gençlerin GSS borcu nasıl silinecek?
    • 19 Nisan 2016 Hamileyi işe almayan patron yandı!
    • 18 Nisan 2016 Sigortasız çalışan ne yapmalı?
    • 15 Nisan 2016 Gizli işsizliğe dikkat!
    • 11 Nisan 2016 Kıdem tazminatı almanın ipuçları
    • 7 Nisan 2016 Emeklilik yaşı nasıl hesaplanır?
    • 6 Nisan 2016 Memurlar nasıl mazeret izni alabilir?
    • 8 Ocak 2016 Deneme süresinde sigortasız çalıştıran yandı!




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    9,320 µs