Gelir vergisi açısından 2024 yılı gelirlerinin beyan döneminde olmamız dolayısıyla bu yazımda da beyanı gereken bir gelir kategorisine ayırdım.
Gelir Vergisi Kanunumuz gelir kavramını tanımlamamış, yedi unsura ayırarak ve bunların kapsamlarını belirleyerek, iktisat biliminin gelir teorilerinden kaynak teorileri yaklaşımında sınırlı bir gelir anlayışını benimsemiştir. Elbette ki, kanunla çizilen sınırın darlığı veya genişliği tartışma konusu yapılabilir. Ancak sınırların belirli olması, verginin yasallığı ve hukuk güvenliği ilkeleri açısından önem taşımaktadır.
Kanun, geliri 7 türe ayırmış, ilk 6 türde belli üretim faktörlerinden veya bileşiminden ve teorik olarak devamlılık arz edecek şekilde elde edilen gelirlere yer vermiş, 7. türde ise bu gelirlerin devamlılık arz etmeyecek şekilde elde edilmesi halini “diğer kazanç ve iratlar” başlığı altında “değer artış kazancı” ve “arızi kazançlar” alt türlerine ayırarak vergi kapsamına almıştır. Ben bu yazımda, bu alt gelir türlerinden “arızi kazançlar”ı, beyan döneminde olmamız ve beyanı en çok atlanılan kazançlardan olması dolayısıyla tekrar aktarmak istiyorum. Arızi kazançlar, Kanunun 82. maddesinde tahdidi olarak sayma suretiyle belirlenmiştir. Bu maddeye göre arızi kazançlar şunlardır.
Yukarıda (1), (2), (3) ve (4) numarada saydığımız kazançların toplamının 2024 yılında 200.000 TL kısmı gelir vergisinden istisnadır. (2025 yılında elde edilecek arızi kazançlarda bu istisna tutarı 280.000 TL. olarak uygulanacaktır). Dolayısıyla bu bentler kapsamındaki arızi kazançları 200.000 TL’nin altında kalanlar, bu gelirleri için beyanname vermeyecek, başka sebeplerle veriyorlarsa da beyannameye bu kazançlarını dahil etmeyeceklerdir. Ancak bu istisnadan, söz konusu bentler kapsamında kalmakla birlikte, “henüz başlamamış olan ticari, zirai veya mesleki bir faaliyete hiç girişilmemesi ile ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar” yararlanamazlar. Bu istisna arızi kazançlara, her bir bent itibariyle ayrı ayrı değil, topluca nazara alınarak uygulanacaktır.
Arızi kazançların vergi matrahını oluşturacak safi miktarı, yukarıda (1) numarada aktardığımız işlerde satış bedelinden maliyet bedeli ve satış dolayısıyla yapılan giderlerin, yukarıda (2), (3), (4) ve (5) numarada aktardığımız işlerde ise elde edilen hasılattan tevsik edilmek kaydıyla yapılan giderlerin indirilmesi suretiyle hesaplanır.
Arızi kazançlar da, diğer gelirler gibi yıllık beyanname ile beyan edilerek vergilendirilir ve arızi kazançlar üzerinde –varsa- kesilmiş vergiler de yıllık beyannamede çıkan vergiden mahsup edilir.
Arızi kazançların bir başka ve önemli özelliği de KDV’ye tâbi olmamasıdır.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle