En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
16 Ocak 2018

Elektronik tebligatın sorunları (2)



Elektronik tebligatın sorunları (2)

Dünya 

Önceki iki yazıma da konu olan elektronik tebligatın sorunlarına bu yazımda da devam ediyorum. Önceki yazımda elektronik tebliğ sisteminde, kişilerin elektronik tebligatın yapılabileceği bir elektronik tebligat adresinin varlığından söz edilemeyeceğini, gerek mevzuata dayalı, gerek üzerinde tasarruf hakkı sahibi olunarak mail alıp göndermeye elverişli bir adresin yokluğuna dayalı olarak izah etmiştim. Bu güne kadar idarenin tebligat yapabileceği mail adresini bilen bir mükellefe rastlamadım.

Kurulan sistemde İdare, kişileri SMS veya mail yolu ile uyararak, kendi sistemindeki, merkezi bilgisayarındaki tebliğ evrakına bakmaya (ıttıla kesbetmeye) davet etmektedir. (Bu SMS veya mail tebligat anlamını taşımamaktadır). Yoksa tebligatın yukarıda yaptığımız açıklamasına uyan şekilde, idarenin sisteminden çıkarak, kişilerin tasarruf alanındaki bir elektronik adrese elektronik ortamda gönderilen/iletilen bir tebliğ evrakı söz konusu olmamaktadır. Bu noktada da elektronik olarak yapılan tebligatta geçerlilik sorunu ortaya çıkmaktadır. Bir başka anlatımla İdare “sistemime gel, buradan bak” demektedir. Böylesi bir düzenleme aslında “idarede tebliğ”dir. Oysa VUK. md. 93’e göre, idarede tebliğ ancak ilgilinin rızası ile mümkündür. Burada kişinin kendisinin sisteme girip bakmasını da “idarede tebliğe rızası” diye yorumlayamayız. Çünkü kişiler bu sisteme zorlama ile, ceza tehdidi ile girmişlerdir.

Buradaki bir başka büyük sorunun, ortada tebligattaki sorunları denetleyebilecek bir kurumun (3. şahsın) olmayışı olduğunu, tebligatla ilgili bir sorun olduğunda mahkemelerin bu konuda yine idareye müracaat zorunda kalacağını, mahkemelerin bu konuda idarenin sistemi ve bilgisayarları üzerinde bilirkişi incelemesi yapmak yoluna kadar gidebileceğini yazmıştım. Nitekim Elektronik Tebligat Yönetmeliği de elektronik tebligatın kişilerce 3. şahıs konumundaki hizmet sağlayıcısından alınacak mail adreslerine yapılabileceğini hükme bağlamaktadır. Oysa bu sistemde, sistemi işletecek, denetleyecek ve ihtilaflarda hakemlik mevkiinde bulunacak bir üçüncü şahıs yoktur.

Nitekim uygulamada özellikle ihbarnamelerin elektronik ortamda tebliğinde bazen vergi inceleme raporlarının eklenmediğini, eksik eklendiğini, sonradan eklendiğini görmekteyiz. Bu gibi durumlarda mükellefin hakkını nasıl savunacağını kimse bilmemektedir. Çünkü tebliğ usulsüzlüğünün nasıl savunulacağı, mahkemelerin nasıl denetleme yapacağını belirlemek güçtür. Bu hak kayıplarına yol açabilecek son derece ciddi bir sorundur. Oysa elektronik tebligat öncesinde böyle bir sorun yoktu. Çünkü tebliğ zarfından bu hususun anlaşılması, tebliğle ilgili sorunlarda hakem mevkiindeki üçüncü şahıs PTT’den bilgi alınabiliyordu.

Bu yazdıklarımızdan elektronik tebligata karşı olduğumuz anlaşılmamalıdır. Elbetteki elektronik ortamdaki gelişmelerden mali idarede yararlanacak, gelişmeleri sisteme dâhil edecektir. Vergi sisteminin çağdaşlığı ve başarısı adına bu zaten zorunludur. Ancak bu yapılırken, elektronik olanaklar ve araçlar sisteme dâhil edilirken, mükellef hukukunun da dikkate alınması, hakların gözetilmesi de gereklidir. Zira maksadın sadece vergi toplamak değil, vergiyi hukuka uygun toplamak olması gerekmektedir. Maliye Bakanlığı ileride ortaya çıkabilecek sıkıntı veya ihtilafları önceden çözebilmek adına bu sorunları gidermek veya açıklığa kavuşturmak zorundadır.

Bu konuda ne yapılabilir diye soracak olursanız bence olması gereken, bu konuda elektronik sistemi, PTT, TÜBİTAK veya ODTÜ gibi elverişli olanaklara sahip kurumlara kurdurup çalıştırmak yahut Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) sisteminde olduğu gibi servis sağlayıcı şirketlere izin ve görev vermek olmalıdır. Nitekim başarılı bir şekilde çalışan KEP sisteminde servis sağlayıcılar; Türk Ticaret Kanunu kapsamındaki yetkilendirme çerçevesinde sistemi kurmak ve işletmek için kurulan anonim şirketler veya başvuru yapan ve gerekli koşulları sağlayan yetkili idarelerdir ve bu şirketler veya idareler Tebligat Kanunu'nun hükümlerine göre elektronik ortamda tebligat yapmaya yetkili kılınmışlardır. Bu sistemi kullananlar, mail alıp gönderecekleri tebligat adresi sahipleridirler. Böylesi bir sistemin oluşturulması vergi alanında çalıştırılması pekâlâ mümkünken, mali idarenin taraf olarak kendi sitemini kullanmasının özel bir yararı da yoktur.

Bu konu ileriye yönelik olarak son derece önemlidir. Zira sistem önümüzdeki günlerde daha da yaygınlaşacaktır. Nitekim 7020 sayılı Kanun'la; Kabahatler Kanunu'na göre uygulanacak idari yaptırım kararlarının da, Maliye Bakanlığı tarafından VUK'un 107/A maddesi hükümlerine göre kurulmuş elektronik ortamda tebliğ edilebileceği hükme bağlanmıştır. Aynı kanunla, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın tebliğlerinin, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun da yapacağı tebliğlerin yine Maliye Bakanlığı'nın kurduğu teknik altyapı kullanılarak elektronik ortamda yapılması konusunda bu kurumlara yetki verilmiştir. Bu yetkiler de sorunun ve konunun önemini büyütmektedir.



Bu yazı 1,680 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Nisan 2024 Kurumlarda örtülü sermaye
    • 18 Nisan 2024 Emisyon primleri istisnası ve sorunları
    • 16 Nisan 2024 Kurumlar vergisinin oranının saptanması
    • 4 Nisan 2024 Avans kar payları ne zaman beyan edilir?
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,369 µs