En Sıcak Konular

Cem Kılıç
Milliyet Gazetesi

Cem Kılıç
16 Ağustos 2019

Arabulucu sonrası aranız bozulursa...



Arabulucu sonrası aranız bozulursa...

Son dönemde çalışma hayatında arabuluculuk tutanaklarının içerikleri giderek daha fazla dava konusu oluyor. Feragat ve ibra hükümleri bu davalarda öne çıkıyor. Sizin için inceledik...

Zorunlu arabuluculuğun çalışma hayatımıza girmesiyle, yargının dava yükünün hafiflediği, işçilerin birçok alacağına hızlı bir şekilde ulaştığı su götürmez bir gerçek.

İşçinin alacağı için arabulucuya başvurması ve işverenin de sürece katılmasıyla süreç işlemeye başlıyor. Taraflar anlaşırsa bir anlaşma tutanağı ile uyuşmazlık sona erdiriliyor.

Anlaşamamaları halindeyse düzenlenen anlaşmazlık tutanağı, açılacak davanın anahtarı oluyor. Anlaşma halinde sorunun tamamen ortadan kalktığını, işçi ile işverenin bir daha karşı karşıya gelmeyeceğini söylemek pek mümkün değil.

Feragat ve ibra

Son dönemde giderek arabuluculuk tutanaklarının içerikleri dava konusu olmaya başladı. Özellikle işçinin ileride açabileceği davalardan feragat ettiğine veya işvereni bütün alacakları için ibra ettiğine dair hükümlerin düzenlenen anlaşma tutanaklarında yer almaya başlaması ile birlikte bu anlaşma tutanakları dava konusu haline geldi.

Feragat bir kişinin beyanı ile hakkından vazgeçmesidir. İbra ise tarafların karşılıklı anlaşarak haklarından vazgeçmeleridir. İbra anlaşma ile yapılırken, feragat tek taraflı olarak yapılır.

İkisi de bir hakkı sona erdirmektedir. Bu sebeple sıkı şartlara bağlı tutulmuştur. İş hukukunda ancak dava açıldıktan sonra yapılan feragatler geçerli sayılmakta, dava açma hakkından vazgeçildiğine dair feragatler geçerli kabul edilmemektedir. İbranın geçerli olması içinse, fesih tarihinin üzerinden 1 ay geçmesi, alacakların kalem kalem gösterilmesi ve gösterilen kalemlerin banka kanalıyla ödenmesi gerekmektedir.

Çoğu işveren yollarını ayırdığı veya aradaki anlaşmazlığı tamamen sona erdirmek istediği çalışanları ile arabuluculuk nezdinde anlaşma tutanağı imzalarken, anlaştığı bedellerin dışında diğer olası alacak kalemlerinin ileride işçi tarafından talep edilmeyeceğine ilişkin hükümler eklenmesini talep ediyor.

Alacağına bir an önce kavuşmak isteyen işçi ise bu talebi kabul ederek tutanağı imzalıyor. Buna rağmen, arabuluculuk süreci sona erdikten sonra diğer alacakları için dava açabiliyor.

YARGITAY BU KONUDA NE DİYOR?

Yargıtay, kıdem ve ihbar tazminatları toplamının belirtildiği, bunların dışında işveren nezdinde kıdem, ihbar, fazla çalışma, genel tatil hafta tatili, yıllık izin prim, ikramiye, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları dahil olmak üzere hiçbir hak ve alacağı kalmadığının ifade edildiği, kalmış olsa bile bu miktarın dışındaki alacaklardan feragat edildiğinin yazıldığı, işçinin işvereni her şekilde ibra ettiğini kabul ettiği yönünde ibare bulunan bir anlaşma tutanağını inceledi.

Kararda belirtilen hususlar Yargıtay’ın arabuluculuktaki ibra ve feragatlere ilişkin görüşünü açıklar niteliktedir.

1 ay geçmeden olursa

Yargıtay ibranamelere ilişkin Borçlar Kanunu’nun ilgili maddesinin emredici hukuk kuralı niteliğinden hareketle, arabuluculuk tutanağının düzenlendiği tarih ve ibra beyanının içeriğini dikkate almış, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir zamanda uyuşmazlık konusu olmadan ve işçinin başvurusu bulunmadan ibra niteliğinde arabuluculuk tutanağı düzenlenemeyeceği sonucuna ulaşmıştır.

Karar doğrultusunda, iş ilişkisi sona ermeden veya sona ermesinden itibaren bir ay geçmeden tutulan arabuluculuk tutanaklarında ibra hükmü bulunması halinde bu ibra hükmü geçersiz kabul edilecektir.

Ayrıca verilen bu karar uyarınca, söz konusu süre uygun olsa bile çalışanın arabuluculuk başvurusunda talepte bulunduğu alacaklar dışında bir alacağına ilişkin - kendi talebi olmadan -, bu alacakla ilgili konular yapılan arabuluculuk görüşmelerinde konuşulmadan, bu alacağın olmadığına, olsa bile bu alacak hakkında talepte bulunulmayacağına ilişkin hükümler geçersiz kabul edilecektir.

TARTIŞMALAR VAR

Karara yöneltilen eleştirilerin başında arabuluculuk sürecine yargılama gibi yaklaşılmasının yanlış sonuçlar doğuracağı hususu gelmektedir.

Bu görüşte olanlarca, arabulucunun mahkemeden çok farklı yöntemler uygulaması ve sürecin temelinin müzakereye dayanması nedeniyle müzakerede menfaatlerin yargılamadan çok farklı şekilde dengelenebileceği, dolayısıyla başta öngörülmese de sonradan öngörülen bir haktan, başka bir hakkı almak için vazgeçilebileceği belirtilmektedir.

Diğer görüşte olanlara göre ise her hak için ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekmektedir. Aksi durumda işçi aleyhine açık hak kayıpları yaşanacaktır. Aynı görüş doğrultusunda, bu tutanakların dar yorumlanması gerektiği belirtilmektedir.

Dar yorumlamanın da iş hukukuna hâkim olan işçiyi koruma ve işçi lehine yorum ilkelerinin bir gereği olduğu ifade edilmektedir.

İfadeler önemli

Mevcut yargı uygulamasına bakıldığında, taraflar açısından geniş kapsamlı ihtilaf çözümü için, her alacak talebinin kalemler halinde baştan yazılmasının ve her alacak kalemi üzerinde müzakere yapılarak bir bedel üzerinde anlaşılmasının yerinde olacağı değerlendirilmektedir.

Bu şekilde hem eleştiriler dengelenebilecek hem de arabuluculuğun işlevsiz kalmasının önüne geçilebilecektir. Çünkü müzakere alanını geniş tutmak ve müzakere kalemleri üzerinde tek tek sonuca varmak arabuluculuğa etkinlik kazandıracaktır.


Bu yazı 1,360 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Mart 2024 Yemek yardımı neden önemli?
    • 15 Mart 2024 Ramazanda çalışma hayatı
    • 11 Mart 2024 İş sözleşmesi ve işyeri devri farklı
    • 8 Mart 2024 Çocuk hakları
    • 2 Mart 2024 Dışarıdan primle memur emekliliği
    • 26 Şubat 2024 Haftalık çalışma süresi kısalır mı?
    • 23 Şubat 2024 Sosyal hareketlilik ve gelir eşitsizliği
    • 19 Şubat 2024 Emeklilik için doğum borçlanması
    • 16 Şubat 2024 Dövizle ücretin sınırları neler?
    • 12 Şubat 2024 Kıdem tazminatı tavanı arttı
    • 9 Şubat 2024 Yemek yardımı için sınır var mı? (1)
    • 5 Şubat 2024 Sözleşmeye göre haklar
    • 29 Ocak 2024 Küresel istihdamda 3 endişe kaynağı var
    • 26 Ocak 2024 Sözleşme feshinde ölçülü olmak şart
    • 22 Ocak 2024 Torba yasa yolda neler değişecek?
    • 19 Ocak 2024 İlave tediyeler bu ay ödenecek
    • 15 Ocak 2024 Değişikliğe zorlama haklı fesih nedeni
    • 8 Ocak 2024 Çalışma hayatında her şey birlikte
    • 4 Ocak 2024 Fark nasıl kapanabilir?
    • 1 Ocak 2024 Ara tatilde staj




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    14,393 µs