En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
16 Ocak 2020

Vergi idaresinin teminat istemi



Vergi idaresinin teminat istemi 

Kamu alacaklarının cebri takip ve tahsil usullerini düzenleyen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, içeriğinde aynı zamanda tahakkuk etmemiş veya vadesi gelmemiş vergi alacaklarını güvence altına almak amacıyla bazı müesseseleri de düzenlemiştir. Bunlardan biriside “teminat istenilmesi” müessesesidir. Bu müessese ile ilgili tartışmaların son günlerde yeniden yoğunlaşması dolayısıyla bu konudaki önceki bir irdelememi, bu gün içinde geçerliliğini koruması dolayısıyla, tekrar okurlarımızın bilgisine sunmak istedim.

Vergi idaresi tarafından zaman zaman sınırları zorlanarak uygulanmaya çalışılan ve teminat müessesesini düzenleyen 6183 sayılı Kanun’un 9. maddesinde biri genel (1. fıkra) diğeri Türkiye’de ikâmetgahı bulunmayanlarla (2. fıkra) ilgili olmak üzere iki düzenleme yer almıştır.

Bizim bu yazımızda irdelemek istediğimiz genel, yani bütün mükellefler için geçerli 1. fıkra düzenlemesine göre, “Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesine göre, vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli işlemlere başlanıldığı takdirde vergi inceleme elemanlarınca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairesince teminat istenir.”

Bu fıkraya göre teminat sadece Vergi Usul Kanunu’na tabi kamu alacakları için istenebilir, 6183 sayılı Kanun’a göre takip edilen diğer kamu alacakları için teminat istenemez. Öte yandan bu düzenlemenin kilit kavramı, “vergi inceleme elemanlarınca yapılan ilk hesaplamalara göre” ibaresidir.

Bir mükelleften bu fıkraya göre teminat istenebilmesi için, hakkında bir veya üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren bir fiili dolayısıyla hakkında vergi salınması için gerekli işlemlere başlanılmış olunması gerekir.

Vergi salınmasının ön işlemleri, “tarh işleminin hazırlık işlemleri” olup bunlar, “yoklama”, “(normal veya aramalı) inceleme”, “takdir komisyonuna sevk” ve “bilgi isteme” gibi işlemlerdir. Kanun, “vergi inceleme elemanlarınca yapılan ilk hesaplamalara göre” teminat istenilmesinden söz ettiğinden, bu yollardan sadece “inceleme” halinde teminat istenebilir. Bu nedenle yoklama veya takdir komisyonuna sevk gibi işlemler, teminat istenilmesine yol açmaz.

Öte yandan, vergi inceleme elemanlarının yapacakları ilk hesaplamalara dayalı talebi olmadan vergi dairesi kendiliğinden teminat isteyemez. Bu hesaplamanın ise inceleme elamanınca bir gerekçeli “ön rapor” ile yapılarak vergi dairesine ve bu yolla da teminat isteme yazısı ile birlikte mükellefe tebliği gerekir. Uygulamada ise ön rapor yerine “üç dört satırlık gerekçesiz yazı” ile yetinilmektedir. Böyle bir uygulama ise ileride giderek keyfilik veya kamu yararı dışında başka amaçlarla da hareket edebilme yolunu açabileceğinden son derece sakıncalıdır.

Teminat istenilmesi vergi inceleme elemanının takdirindedir. Ancak inceleme elemanının bu konuda takdir hakkını kullanırken ve konuya ilişkin ön raporunu hazırlarken, vergi kayıp ve kaçağı hakkında fikir sahibi olabilecek ve bir ön rapor hazırlayabilecek durumda olması gerekir. Bu nedenle, örneğin defter ve belgelerin ibrazı için mükellefe verilen süre daha dolmadan teminat istenilemez (Danıştay 9. Daire E.2002/358 K.2004/5373 T.4.11.2004)

İnceleme elemanı takdirini teminat istenmesi yönünde kullandığında ve vergi dairesinden teminat alınmasını talep ettiğinde, artık vergi dairesi bu taleple bağlıdır ve bu konuda bir takdir hakkı yoktur.

Teminat istenilmesine ilişkin işlemler, kişilerin haklarını ve malvarlıkları üzerindeki tasarruf haklarını etkilediğinden dava konusu edilebilir (Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu E.2005/148 K.2005/255 T.18.11.2005; Danıştay 9. Daire E.2004/770 K.2006/333 T.15.2.2006) İnceleme elemanının raporunu vergi dairesine teslim ederek işten el çekmesinden sonra vergi dairesi artık kendiliğinden teminat isteyemez. Çünkü vergi dairesinin teminat talebinin arkasında, inceleme elemanının talebinin olması gerekir. Dolayısıyla incelemenin tamamlanması ile artık inceleme elemanının yetkisi de sona ereceğinden, tespit edilen matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapıldıktan sonra artık teminat istenemez.

Nitekim Danıştay 3. Dairesi E.2011/3698 K.2015/547 sayı ve 9.2.2015 tarihli kararında “Türkiye’de ikâmetgâhı bulunan mükelleflerden vergi inceleme elemanının talebi bulunmadan kendiliğinden teminat istenemeyeceği, olayda vergi inceleme elemanının önerisi olmaksızın incelemenin sonuçlanması ve tarhiyatların tebliğinden sonra teminat istenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığına”, Danıştay 4. Dairesi E.2005/1452 K.2005/5238 sayı ve 22.12.2005 tarihli kararında “inceleme sonuçlanıp tarhiyat yapıldıktan sonra kesinleşmiş vergi borcu dolayısıyla teminat istenilemeyeceğine ve teminat verilmediği gerekçesi ile ihtiyati haciz yapılamayacağına”, Danıştay 7. Dairesi de E.2006/1290 K.2007/3914 sayı ve 3.10.2007 tarihli kararında “daha önce ödeme emri ile takip aşamasına gelmiş vergi ve buna bağlı kamu alacakları için artık teminat istenemeyeceğine” Danıştay 9. Dairesi E.2010/7036 K.2013/12263 sayı ve 17.12.2013 tarihli kararında “inceleme sonuçlandırılarak cezalı tarhiyatlar yapılıp tebliğ edildikten sonra teminat talep edilmesine hukuken olanak bulunmadığına” hükmetmiştir.


Bu yazı 1,604 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Temmuz 2025 Fahiş arsa değerlerine karşı tek yol
    • 3 Temmuz 2025 Mükellef hakları gözü ile vergi hukuku
    • 26 Haziran 2025 Mali tatille adli tatilin birleşimi
    • 24 Haziran 2025 Mali tatilin yargısal sürelere etkisi
    • 19 Haziran 2025 Üç yeni kitap
    • 12 Haziran 2025 Hukukun bütünlüğü ve yaptırım tutarsızlığı
    • 9 Haziran 2025 Ücretlerin bankadan ödenme zorunluluğu
    • 3 Haziran 2025 Kasadaki para
    • 29 Mayıs 2025 Arabuluculuk gelirleri ve vergi
    • 27 Mayıs 2025 Meslek mensubunun vergi suçuna iştiraki
    • 22 Mayıs 2025 Muhasebecilerin sorumluluğu
    • 20 Mayıs 2025 Gecikme faizinin hesaplanacağı süre
    • 15 Mayıs 2025 Mayıs ayına özgü yükümlülükler
    • 13 Mayıs 2025 Emeklilerde sıfır oranlı eml?k vergisi
    • 8 Mayıs 2025 Örtülü sermayede düzeltme sorununda sorun (2)
    • 6 Mayıs 2025 Örtülü sermayede düzeltme sorununda sorun
    • 29 Nisan 2025 Yurtdışı kişilerine verilen hizmetler indirimi
    • 22 Nisan 2025 Nakdi sermaye artırımını teşvik indirimi
    • 15 Nisan 2025 Uyumlu mükellef indirimine yargı yaklaşımı
    • 10 Nisan 2025 Uyumlu mükellef indirimi ve yaklaşım farklılığı




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,324 µs