En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
9 Ekim 2020

Şüpheli alacak karşılığı ve ceza yargısı



Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesine göre tahsili mümkün olmayan bir alacağın şüpheli alacak karşılığına konu edilerek vergi matrahının dışında bırakılabilmesi için; alacağın ticari veya zirai faaliyetle ilgili olması, dava veya icra safhasında bulunması, borçlunun iflas etmiş olduğu hallerde alacağın iflas masasına yazdırılmış olması gerekmektedir. Dava veya icra takibine değemeyecek kadar önemsiz alacaklarda ise yapılan protestoya rağmen veya yazılı şekilde birden fazla istenilmiş olmasına rağmen ödenmemiş olması gerekmektedir.

Dava veya icra safhasında olma koşulu içerisinde bazı sorunları da barındırmaktadır. Bu koşul, ülke içinden olan alacaklar için Türk mahkemelerinde dava açılmış veya icra takibine başlanılmış olma halini ifade etmektedir. Yabancı ülkelerdeki kişiler için ise Türk mahkemelerinde dava açmanın yeterli olup olmayacağını, geçtiğimiz yazılarda incelemiştim. Bu gün de yine bu koşula ilişkin olarak, hangi mahkemede dava açılmış olması gerekir sorusu üzerinde duracağım.

Ancak öncelikle belirtilmesi gereken konu, mahkemeye dava veya icra merciine takip dilekçesinin verilmiş olması, alacağın dava veya icra safhasında olduğunu göstermez. Bir başka deyişle şekli veya göstermelik bir başvuru alacağın şüpheli sayılması için yeterli değildir. Bir alacağın dava veya icra safhasında olduğunun kabulü için mahkemeye dava veya icra merciine takip için dilekçe verilmiş olması ve gerek mahkemeye gerek icra merciine yapılan başvuruların ciddiyetle takip edilmesi de gerekmektedir.

Vergi Usul Kanunu’nun anılan maddesinde geçen “dava veya icra safhası” ibaresi bizatihi “alacağın tahsili ve takibine” yönelik yasal sürece ilişkindir. Ancak, borçlunun hareketinin aynı zamanda suç teşkil etmesi, örneğin dolandırıcılık veya emniyeti suiistimal yahut güveni kötüye kullanma yahut karşılıksız çek suçu gibi bir suçu oluşturması halinde cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulması veya borçlu aleyhine ceza davası açılmış olması, alacağın tahsili ve takibine yönelik bir davanın varlığını göstermez. Burada alacağın ödenmesini temine yönelik bir davanın söz konusu olması gerekir. Suç duyurusu veya ceza davası, “alacağın tahsili ve takibine” değil «borçlunun/suçlunun takip ve cezalandırılmasına” yönelik bir süreçtir.

Bu nedenle tahsili mümkün olmayan alacaklar için sadece cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulması veya ceza mahkemelerinde dava açılması ile şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmamaktadır. Nitekim İstanbul Vergi Dairesi’nin 11395140-105[VUK- 1-22925]-E.356140 sayı ve 8.5.2020 günlü Özelgesi ile ortaya konulan idari anlayışta bu yöndedir.



Bu yazı 4,236 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Temmuz 2025 Fahiş arsa değerlerine karşı tek yol
    • 3 Temmuz 2025 Mükellef hakları gözü ile vergi hukuku
    • 26 Haziran 2025 Mali tatille adli tatilin birleşimi
    • 24 Haziran 2025 Mali tatilin yargısal sürelere etkisi
    • 19 Haziran 2025 Üç yeni kitap
    • 12 Haziran 2025 Hukukun bütünlüğü ve yaptırım tutarsızlığı
    • 9 Haziran 2025 Ücretlerin bankadan ödenme zorunluluğu
    • 3 Haziran 2025 Kasadaki para
    • 29 Mayıs 2025 Arabuluculuk gelirleri ve vergi
    • 27 Mayıs 2025 Meslek mensubunun vergi suçuna iştiraki
    • 22 Mayıs 2025 Muhasebecilerin sorumluluğu
    • 20 Mayıs 2025 Gecikme faizinin hesaplanacağı süre
    • 15 Mayıs 2025 Mayıs ayına özgü yükümlülükler
    • 13 Mayıs 2025 Emeklilerde sıfır oranlı eml?k vergisi
    • 8 Mayıs 2025 Örtülü sermayede düzeltme sorununda sorun (2)
    • 6 Mayıs 2025 Örtülü sermayede düzeltme sorununda sorun
    • 29 Nisan 2025 Yurtdışı kişilerine verilen hizmetler indirimi
    • 22 Nisan 2025 Nakdi sermaye artırımını teşvik indirimi
    • 15 Nisan 2025 Uyumlu mükellef indirimine yargı yaklaşımı
    • 10 Nisan 2025 Uyumlu mükellef indirimi ve yaklaşım farklılığı




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,771 µs