En Sıcak Konular

Uğur Tandoğan
Ekonomim.com

Uğur Tandoğan
4 Mart 2023

Sorumluluk ve bedeli



Miralay Reşat Bey

Yıl 1922. Aylardan Ağustos. Büyük taarruzun ikinci günü. Türk ordusu Yunan Ordusu’nu önüne katmış denize doğru sürüyor. Ama Çiyiltepe’de direnç var. Ordunun ilerlemesi durmuş. Çiyiltepe’yi alma görevi 57. Tümen’e verilmiş. Tümenin kumandası da Miralay Reşat Bey’de. Saatler 11:00’i gösterirken Başkomutan Gazi Mustafa Kemal, Reşat Bey’i telefonla arıyor ve soruyor: “Reşat Bey, bu önemli tepeyi ne zaman alacaksınız?”. Miralay Reşat “ Komutanım, yarım saat sonra alacağız” diye cevap veriyor. Başkomutan sabırsız; saat 11:15’te Reşat Bey’i yine arıyor ve şöyle diyor “Düşmanın halen direndiğini görüyorum”. Saat 11:00’de çalan 27’inci Tümen telefonunda yine Başkomutan Mustafa Kemal vardır ve sorar: “Reşat Bey'i istiyorum.” Albay Reşat Bey’in emir subayı Bozkurt cevap verir: “Komutanım Reşat Bey tepeyi alamadığı için intihar etti”. Sonra şöyle devam eder: “Size bir not bırakmış. Okumamı ister misiniz?” . Gazi Mustafa Kemal “Okuyun” diyor. Miralay Reşat Bey, son notunda şöyle yazmıştır:‘Komutanım, yarım saat zarfında bu tepeyi almak için size söz verdiğim halde bu sözümü tutamamış olduğumdan dolayı artık yaşayamam”. Telefondaki ses yerini sessizliğe bırakır. Savaş sürmektedir. Başkomutan Mustafa Kemal’in telefonu saat 11:45’te çalar ve beklenen haber gelir. “Çiyiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası'na doğru kaçmaktadır, arz ederim.”

Mühendis Kishi Ryoichi

Yıl 2015. Aylardan mart. Yalova’nın Altınova İlçesinde bir sabah. İşi olanlar işlerine, öğrenciler de okullarına gitmek üzere yollara düşmüşler. Yolu mezarlık yanından geçen öğrenciler gördükleri manzara ile irkililer. Mezarlık girişinde kanlar içinde bir ceset yatmaktadır. Hemen polise haber verirler. İhbar üzerine mezarlığa gelen polisler gereken tedbirleri alır. Cesedin kimliğini tespit etmek güç olmaz. Ölen, Japon mühendis Kishi Ryoichi’dir. Maket bıçağı ile boğazını ve bileklerini keserek intihar etmiştir. Geride bıraktığı notta da şöyle demektedir: “Bu hata benim mesleki ve normal hayatıma son verir. Bu iş benim ve ülkemin gururuydu. Bu hatadan kimse sorumlu değil”

Ne işi vardı bu Japon mühendisin orada? Japon mühendis, Gebze-Orhangazi-izmir otoyol projesinde çalışıyordu. Bu projenin çok önemli bir parçasında, İzmit Körfezini geçen asma köprünün(Osmangazi Köprüsü) yapımında görevli idi. Yapım çalışmaları sırasında bir kaza yaşanmış ve “Kedi yolu”(Catwalk) denen halat kopmuştu. Bu olay büyük bir olasılıkla köprünün teslim tarihini geciktirecek ve çalıştığı üstlenci firma bundan dolayı bir tazminat ödeyecekti. Bunun üzüntüsüne vicdanı ve bu başarısızlığın utancına gururu dayanamamıştı.

Üstün görev anlayışı

Üstün görev anlayışı ile ilgili iki örnek verdim. Bunlardan 51 yaşındaki Japon mühendis Kishi Ryoichi, asma köprü konusundaki sayılı uzmanlardan birisi idi. Halatın kopmasının yaratacağı maliyeti biliyordu. Bunun bedelini, hayatı ile ödemişti.

Öte yandan 43 yaşındaki Miralay Reşat Bey de başarılı bir askerdi. Balkan ve Birinci Dünya Savaşı’nda bir çok cephede çarpışmıştır. En son, çarpıştığı Filistin cephesinde İngilizlere esir düşmüştür. Oradan kaçarak İstanbul’a gelmiş ve kendisine teklif edilen sıkıyönetim askeri mahkeme üyeliğini kabul etmemiş ve Anadolu’ya geçerek milli mücadeleye katılmıştır. Birinci ve İkinci İnönü savaşlarındaki başarılarından dolayı 57 Tümen komutanlığına getirilmiş ve kendisine Çiyiltepe’nin alınması görevi verilmişti. Tepeyi almanın gecikmesinin yaratacağı maliyeti biliyordu. Bunun omuzlarına yüklediği sorumluluğu ve verdiği asker sözünü tutamamanın utancı ile canına kıymıştı.

İşte sorumluluk duygusu ve vicdan böyle bir şeydir. Sorumluluk duygusu yüksek vicdanlı profesyoneller kendilerini yaptıkları işe adarlar. Yaptıkları işle gurur duyarlar. İşlerinde yüksek kalite standartları vardır. Başarısızlığı kabul etmezler. Çünkü yaptıkları işin başarısızlığının ortaya çıkaracağı kötü sonuçları tahmin ederler. Bu sonuçların açacağı yaraları yüreklerinde hissederler. Bunu kabul etmeyecek vicdanları ve bunun kendilerine getireceği utancı taşımayacak bir gururları vardır. Peki başarısız olunca ne yaparlar, nasıl tepki verirler? Yukardaki iki olay bu tepkinin aşırı ucudur. Başarmak zorunda olduklarını iliklerine kadar hissetmektedirler. Başarısız olunca sorumluluklarına sahip çıktıkları için kendilerini bu şekilde cezalandırmışlardır.

Sonuç

Büyük bir afet yaşadık, binlerce kişi öldü; varlıklar ziyan oldu. Bunun maliyetini yıllarca ödeyeceğiz. Eğer yetkili kişiler sorumluluklarına sahip çıkıp görevlerini hakkıyla yapmış olsalardı, kayıplarımız bu kadar olmayacaktı. Ama bakıyorsunuz yetki alırken ve kullanırken şahin kesilenler, sorumluluk almaya gelince ürkek tavşan gibi davranıyorlar. Bu yıkımdan, depreme hazırlıksız yakalanmaktan, müdahalede gecikmeden, yaşanan koordinasyonsuzluktan zerre kadar sorumluluk duymuyorlar.

Yok mudur sorumluluğunu kabul edecek delikanlı bir yetkili? Yukarda aktardığım örneklerde olduğu gibi intihar etmelerini beklemiyoruz. Ama istifa diye bir müessese vardır. En azından “Maalesef başarılı olamadık, özür dileriz” deyip istifa edebilirler. Koltuklarını o işin hakkından gelebilecek kişilere terk edebilirler.

Evet, başarısızlıkta intihar aşırı bir uçtur. Ama sakal uzatmak da yeterli bir tepki değildir.



Bu yazı 282 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ekim 2023 Hamam suyuyla dost ağırlamak
    • 26 Eylül 2023 Çirkinleşen, yaşanmaz hale gelen şehirlerimiz
    • 12 Eylül 2023 Amerikan Prometheus-V
    • 5 Eylül 2023 Amerikan Prometheus-IV
    • 29 Ağustos 2023 Amerikan Prometheus (III)
    • 22 Ağustos 2023 Amerikan Promethues (II)
    • 8 Ağustos 2023 Her yer Akbelen
    • 25 Temmuz 2023 Sevimli hayvanları sevimsizleştirmeyin
    • 4 Temmuz 2023 Yapay zeka ve düşündürdükleri
    • 27 Haziran 2023 Ücret sistemleri açık mı olmalı?
    • 20 Haziran 2023 Sınır tanımayan yobazlık
    • 12 Haziran 2023 Bahşiş meselesi
    • 4 Mart 2023 Sorumluluk ve bedeli
    • 24 Ocak 2023 Emeklilik meselesi
    • 16 Ocak 2023 ?Bu kadarı da olmaz demeyin, oluyor
    • 25 Kasım 2022 Silikon Vadisinin sahte yıldızının sonu
    • 25 Ekim 2022 Dünya Gazetesi Yazarlar Dr. Uğur TANDOĞAN Yetki devri ve denetim fonksiyonu Yetki devri ve denetim fonksiyonu
    • 18 Ekim 2022 Liderlik ve dürüstlük
    • 11 Ekim 2022 Acaba aşağıdakilerden hangisi?
    • 4 Ekim 2022 Gelişme için demokrasinin gelişmesi şart
    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    12,351 µs