Damga Vergisi'nin kiralamalardaki azizliği
05.01.2009 | Bumin Doğrusöz
Damga Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde Damga Vergisi'nin konusunun bu kanuna ekli tabloda yer alan kâğıtlar olduğu belirtildikten sonra "kâğıt" terimi, "yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konulmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda veya veri şeklinde oluşturulan belgeler" şeklinde açıklanmıştır.
Kanuna ekli tabloda kanunun konusuna alınmış olan kâğıtların içinde en geniş kapsamlı uygulama alanı bulan kâğıtlar, sözleşmelerdir. Bu kapsamda yer alan kira sözleşmeleri de bu sebeple Damga Vergisi'ne tabidir.
Ancak Damga Vergisi'nin istisnalarının sayıldığı 2 sayılı tablonun ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlara yer veren IV. maddesine 5281 sayılı kanunla 31 ve 32 numara ile eklenen bentlere göre;
Dernek ve vakıflarca yerleşim yeri, gerçek kişilerce mesken olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadi işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri ile Gelir Vergisi'nden muaf esnaf, muaf serbest meslek erbabı ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından işyeri olarak kullanılmak üzere kiralanan ve iktisadi işletmelere dahil olmayan taşınmazlara ilişkin kira mukavelenameleri Damga Vergisi'nden istisnadır.
Bu istisnalardan yararlanamayan kira sözleşmeleri, örneğin gerçek usulde vergilendirilen ticaret erbabı ile serbest meslek erbabı tarafından yapılan işyeri kiralamalarına yahut kurumlarca veya iktisadi işletmelerce yapılan kiralamalara ilişkin sözleşmeler Damga Vergisi'ne tabidir.
Önceleri Damga Vergisi'nin pul yapıştırma yöntemiyle de ödenmesi mümkün iken kira sözleşmelerinin Damga Vergisi de pul yapıştırılarak ödenebilmekteydi. Ancak bu yöntemin 5281 sayılı kanunla 1.1.2005 tarihinden itibaren kaldırılmasından sonra vergiye tabi kira sözleşmelerine ait Damga Vergisi "makbuz verilmesi suretiyle" vergi idaresine ödenmektedir.
Öte yandan Damga Vergisi Kanunu'nun 26 ve 27. maddeleri ile bütün resmi dairelerin, bu kapsamda icra dairelerinin ilgili memurları ile noterler, bankalar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve iştirakleri, kendilerine herhangi bir vesileyle ibraz edilen sözleşmelerin Damga vergilerinin ödenip ödenmediğinin kontrolü yükümlü tutulmuşlardır.
Bu şekilde kontrol yükümlülüğü olanlardan resmi daireler, Damga Vergisi eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş bir kâğıtla karşılaştıklarında, durumu bir tutanakla tespit ederek vergi dairesine bildirmek zorundadırlar. Ancak kanunda resmi dairelerin Damga Vergisi eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş bir kâğıtla yapılan talepleri dikkate almayacakları yönünde bir düzenleme kanunumuzda mevcut değildir.
Buna karşılık noterler, bankalar, kamu iktisadi teşebbüsleri ve iştirakleri, kendilerine ibraz edilen Damga Vergisi eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş bir kâğıda dayanak işlem yaparlarsa kendilerine o vergiye denk düşen ceza kadar vergi cezası kesilir.
Bu düzenlemeler uygulamada ve özellikle özel hukuk alanında sorun oluşturmaya başlamıştır.
Kira sözleşmelerine genellikle bu sözleşmeden ve yine genellikle iki nüshasından doğan Damga Vergisi'nin de kiracı tarafından ödeneceğine ilişkin hükümler konulmaktadır. Yine uygulamada gördüğümüz, kiracıların bu Damga Vergisi'ni ödedikleridir.
Ancak ileride kiraya verenin kiracısına kira artırım talebi veya temerrüt gibi bir sebeple ihtar çekmek amacıyla notere müracaatında veya kiranın ödenmemesi halinde kiraya verenin icra dairesine müracaatında, noter veya icra müdürlüğü sözleşmenin Damga Vergisi'nin ödendiğine ilişkin makbuz aramaktadır.
Böyle bir durumda ise kiracı, kiraya verene Damga Vergisi'ni ödediğini belgelendirme konusunda yardımcı olmamakta, bu konudaki bilgileri veya makbuz örneğini vermeyerek ya kiraya verenin yasal haklarını kullanmasını engellemeye ya da bu konudaki özel hukuktan kaynaklanan süreleri kaçırmasına çalışmaktadır.
Bu gibi durumlarda kiraya verenin avukatı, kiracının vergi dairesine müracaatla söz konusu kira sözleşmesinin Damga Vergisi'nin ödediğini gösteren bir yazı talep etmektedir.
Ancak bu defa vergi dairesi, bir mükellef (kiracı) hakkında bir başka kişiye bilgi veremeyeceği, bunun vergi mahremiyeti kapsamına girdiği gerekçesi ile bilgi vermemektedir. Sonuçta özel hukuktan kaynaklanan hakkını kaybetmek istemeyen ile vergi idaresi arasında gereksiz tartışmalar doğmaktadır.
Bazen kiraya verenler, sırf haklarını kullanabilmek için vergisi ödenmiş sözleşmenin vergisini, tekrar faizi ile ödemek zorunda kalmaktadır. Tabii öderken de bu garip uygulamaya karşı saygılarını sunarak vergi idaresinin saygınlığını zedelemektedirler.
Özel hukuk nazara alınmaksızın sadece vergici zihniyeti ile yapılan düzenleme ve uygulamalardan kaynaklanan bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. Bu konuda, "sözleşmelerden doğan Damga Vergisi'nin tam olarak ödenip ödenmediği konusunda sözleşmeye taraf olanlara bilgi verilmesinin vergi mahremiyeti kapsamında değerlendirilemeyeceğini" açıklayan bir iç genelge ile basitçe çözülebilecek bu sorunun sürdürülmesinin kimseye yararı yoktur
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle